(Multide Andy ve Molly var)
(Andy anlatıyor)
Molly... Ginta'nın rakibi olabilecek tek kadın. Hemen hemen aynı ringdeler. İki büyük düşman, yıllar sonra aynı odada. Ginta'nın bakışlarından neler hissettiğini anlayabiliyordum. Eskiye dönüyordu çünkü bakışları dalgındı. Eskide yaşadıklarını tazelemek, tartışma esnasında ona daha taze bir hafıza ve nefret sunacaktı. Şimdi yaptığı şey kısa sürmüştü. Yenilenmiş nefretiyle kapıyı kapattı. Adımlarındaki netliği görebiliyordum. Uzattığı elini tutmayan Molly için diretmedi. Odanın içinde ilerledi ve Molly'nin yayıldığı koltuğun karşısındaki daha görkemli tekli koltuğa oturdu. Aslında o koltuğu sevmezdi. Ama şuan ona oturmasının sebebi Molly olmalıydı. Ona rütbesini göstermeye çalışıyordu. Bacak bacak üzerine attı. Bizim konuiiacağımızı unutmuş gibiydi. Yada ben öyle hissediyordum. Kısa bir sessizliğin ardından omzunun üzerinden bana baktı ve "otursana" der gibi işaret etti. Elbette ondan izin alacak değildim. Onun işaret ettiğinin tersine Molly'nin yanına oturdum. Onun yayılmış hali beni rahatsız ediyordu fakat Molly'e değil Ginta'ya odaklanmalıydım. Dudağını ısırıyordu.
"Molly, Sherlock Holmes ne der biliyor musun?"
Molly ilgilenmemiş gibiydi, başparmağını kemiriyordu.
"Odadan çık! Odanın IQ seviyesini düşürüyorsun"
Bu replik Sherlock Holmes'e aitti. Evet, Ginta bunu biliyordu. Holmes bunu bağırarak söylediği halde Ginta sessizce söylemişti. Niyeti onu odadan çıkarmak değildi sadece onu basit bir varlık ve kendini de Holmes kadar zeki gördüğünü ima ediyordu..Zekice.
Bacaklarının şekilini bozmadan koltukta öne geldi. Beyninin kıvrımlarında itina ile hazırlanmış sözcükler olmadığını biliyordum. Buna ihtiyacı yoktu. Aklına ne gelirse, o an ne hissederse onu söyleyen bir kadındı Ginta. Ve onun tam tersine Molly şuan konuşma planı yapıyordu. Tüm kıvrak zekasına rağmen Ginta ile doğaçlama kapıştığını hiç görmemiştim. Düşündüğü o kadar belliydi ki, yayılarak oturmaktan hâlâ vaz geçmemişti. Ya bunu farkında değildi ya da Ginta'nın bundan rahatsız olmasını bekliyordu. Elini havada salladı.
"Hey! Kendi kendine konuşman bittiyse sadede gelelim."
Ginta onunla tartışmayı seviyordu aslında bunu biliyordum. Çünkü her tartışmada sağ ayağının başını kaldırırdı. Bu onun özgüveninden bir hareketti. Anlamsız, ama etkili. Elini çenesinin altına koydu.
"Yıllar seni çok yormuş Molly. Baksana, benim seninle konuştuğumu bile anlayamaz hale gelmişsin." Arkasına yaslandı ve devam etti, onun harfleri net çıkartmak için rahatlıkla şekillendirdiği dudaklarına bakıyordum "Bir yerde de haklısın. Benim gibi elt bir Paju'nun seninle konuşması oldukça..ironik."
Molly kısa süre cevap vermemişti. Ginta bana bakmıyordu bile. Gözü Molly'nin üzerindeydi. Az sonra kapışacaklarını biliyordum ve Molly'nin kazanmasını dilerdim. Çünkü Ginta bundan güç bulmamalıydı.
Beklediğimin aksine Molly ayağa kalktı ve Ginta'nın kolundan tutup onu çekmeye çalıştı. Yanlış yapıyordu, hem de çok yanlış.. Ginta'yı zorla çekiştirmek ,ha? Canına susamışsın Molly.
"Kalk! Konuşacağız."
İşte beklediğim ifade, tek kaşı kaldırılmış dik dik bakan gözler ve hafif açık bir dudak. Tanrım... Ginta sinirliydi.
"Bana emir verebileceğini kim söyledi? Ya hemen kolumu bırakırsın ya da" sesini biraz daha keskinleştirerek devam etti "o elini kökünden kopartırım"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİNTA
Mystery / Thrillerİblisler, kurt adamlar, vampirler, honglar, pajular ve iblis avcılarının yaşadığı; fanilerin göremediği dünyaya girmeye hazır mısınız? Bu yolculukta sizinle ne istediğini bilen ve uğrunda her şeyi yapmaya hazır bir kadın olacak. Beynindeki kıvrımla...