s e k s e n i k i.

727 63 23
                                    

Ayaklarımı sürüye sürüye okul yolunda ilerliyordum. Hâlâ aklımda dün geceden izler vardı. Gerçek miydi yoksa tatlı bir rüya mıydı emin değildim..

Ama sabah annem kalkmamıştı. Bu yılın olayı sayılabilirdi. Çünkü Suzanna Montane her gün saat 7.15'te ayakta olurdu. Bu istisnalar dışında hiç şaşmazdı. Şüphesizki dün gece de bu istisnalardan biriydi ve yorgun düşmüştü. Sorun şuydu; İlk iki dersi kaçırmıştım. Buna rağmen okula kaplumbağa hızında gidiyordum.

Okul bahçesinde kimse yoktu. Bu rahatsız ediciydi. Yani bahçede tek başına yürümek. Telefonum cebimde titreyince elime aldım. Ve mesaj atan kişiyi görünce gülümsememi engelleyemedim.

KocaPopoluWillie: Hâlâ okulda değilsin bir sorun mu var?

Ben: Haaaayır.. Sadece dün uzun bir geceydi

KocaPopoluWillie: Bu da ne demek

Ben: Anlatılmaz yaşanır demek Willie!!


Dolaptan kitaplarımı aldığım sırada öğrenciler dersten çıkıyorlardı. Sesler çoğaldı. Başıma ağrı giriyordu.

"Hey Naber LiLi!!" dedi tanıdığım cırtlak ses.

Marcy tam karşımda duruyordu. Dudağında pembe bir ruj, saçları her zamanki gibi yapılıydı. Onun yanında durunca insan ister istemez kendini bakımsız bir sünepe sanırdı.

"İyi Marcy." dedim.

"Ah! Geçen gün maç çıkışında seni göremedik."

Gözlerimden o akşama dair kareler film şeridi edasıyla geçince gerildim. "Evet. Birtakım olaylar oldu ve ben.. Çıkmak zorunda kaldım."

"Zaten sıkıcı bir maçtı. Bizde kızlarla karaokeye gittik ordan." dedi.

Onların tezahüratlarını hatırladım. Tüylerim diken diken oldu. O sesleriyle şarkı söylediklerini düşündüm ve yutkundum. "Ne harika!" diyebildim.

"Bak ne diyeceğim yarın benim evimde pijama partisi var. Gelsene sende." Parmaklarını üflüyordu sanki ojesini kurutmak ister gibi.

"Ben bilemiyorum Marcy.." dedim.

Ama kesinlikle oraya gitmek istemiyordum.

"Hadi ama Lianaaa! Bu çok eğlenceli olacak! Biraz kız gibi davran."

Kaşlarımı çatarak "Bu da ne demek?" dedim.

"Anlarsın ya o garip grup tişörtlerinle ve tarihi eser gibi görünen yıpranmış ojelerinle.. Pekte estetik görünmüyorsun."

Derince nefes aldım. "Bunun konumuzla ne alâkası var?"

"Evime manikür-pedikür yapan bir kız gelecek ve aynı zamanda kuaför! Hadi ama çok eğlenceli olacak!"

Niye ısrar ediyordu bu kadar bilmiyorum ama daha fazla sesine tahammül edemeyecektim.

"Pekâlâ tamam." dedim.

"En ateşli geceliğini de yanında getir. Ama muhtemelen yoktur. Pijamanı getir onu hallederiz. Mutlaka gel!"

O kalçasını sallayarak uzaklaşırken derin bir nefes verdim. Bu kızın benimle ilgilenmesini kesinlikle sevmiyorum.

Kendime kahve alıp kantindeki boş masalardan birine oturdum. Dalgındım. Uzaklarda bir yere bakıyordum sanki.

Aklımı sürekli meşgul etmesi normal miydi? Ya da onun yanında mutlu hissetmem.. Uzun zamandır böylesine gülmemiştim. Ve şimdi derse gireceğim. Hiçbir halt yokmuş gibi yoluma devam edeceğim. Onun turkuaz gözlerini umursamadan mı?

tiptoe. // tomlinsonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin