Başka bir hizmetçi kız benim için kapıyı açtığında soğuk tüm bedenime çarpmıştı. İki üç saniye öylece durdum. Sonrasında adım atmak için ayağıma baktım. İçim sızladı. Çıplaklardı."İki tur" dedim içimden.
Tam ileri adımlayacakken. Hizmetçi acıyormuş gibi bakıp bir çift bot uzattı. "Giy bunları." dedi.
Teşekkür eder gibi mırıldandım ve botları ayaklarıma geçirdim.
Ben daha dışarı çıkamadan soğuk tüm vücudumu sarmıştı. Şimdiden titriyordum.
"Hadi kızım yap şunu da görsün sürtükler!!" diyerek kendimi cesaretlendirdim ve ilerledim. Arkamdan kapı kapatıldı.
Bahçeye çıkıp ilk önce ne tarafa gideceğimi kestirdim. Koşmak için hareketlendim fakat yukarıdan gelen ıslıklar ve kahkahalar başımı kaldırmama sebep oldu. Partideki tüm kızlar pencereye dizilmiş gülerek bana bakıyorlardı.
Soğukla birlikte titredim. Nefesim buz olup dışarı çıkıyordu sanki. Yürümeye başladım.
Bir rüzgar esti sanki içimde fırtına kopar gibi.
Yürürken yürürken düşünme fırsatım oluyordu. Gerçi bu soğukta ne düşünebilirsin ki en fazla?
Üstümde kısacık bir gecelikten başka bir şey yoktu.
Soğuk..
Tüm hücrelerim bu kelimeyi tekrar öğreniyordu. Yaşayarak hemde(!)
Ellerim uyuşmaya başladı bile.
Aptallaşma! Daha hızlı yürü Liana.
Bu ev ne kadar geniş böyle..
Gökyüzü açık turuncu bir renkti. Eğer üstümde kalın bir şeyler olsaydı. Ya da sadece bir kazak bile olsa.. O zaman sevebilirim belki bu havayı.
Az kaldı. Lütfen lütfen yapabilirsin.
Bir tur nerdeyse bitti Liana.
Titrerken yürümesi ne zor bilir misiniz?
Nerden bilebilirsiniz ki?
Siz hiç gece vakti Doncester'ın kışında dışarı gecelikle çıktınız mı ki bileceksiniz.
Liana lütfen adımlarını atmak zorundasın.
Dişlerim takırdıyor.
Bir ses mi duydum?
Lanet! Elimdeki telefon yere düşmüş.
Dur bir dakika! Hah elimi hissetmiyorum ki!
Tekrar evin önüne geldiğimde yukarı baktım. Kızlar hâlâ bakıyorlardı.
İkinci turu atamazdım.Gururumu siktir etmeliyim. Donardım.
Hayır. Şu an bile donuyorum.
Uzuvlarımı hissedemez oldum.
Kızlara bir şey demeye çalıştım.
"K-k-k-apı-y-y-ı A-a-a-ç-ç-ın!"
Marcy yanlış görmüyorsam üstüne bir battaniye almış bana bakıyor ve gülümsüyordü. Sinsice gülümsüyordu. Alay eder gibi.
Ters giden bir şeyler vardı.
Sonra o cırtlak sesiyle "Üzgünüm Lianaa!! Ama sürtüklere açacak kapımız yok!"
Gözlerim büyümüştü. Ben burada soğuktan donuyorum ve bu.. Bu.. Bu nasıl bir acımasızlıktı!!
Sonra devam etti. "Tabii ben kötü bir kız değilim. Bak sana battaniyemi atıyoruuuuum!!" diyerek üstündeki battaniyeyi aşağıya attı. Eğer başarabilseydim, onu yere düşmeden tutardım ama titremekten yürüyemiyordum bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
tiptoe. // tomlinson
القصة القصيرةPaçalarımı sıvadım ve Peşindeyim. . . __________________ ©styloves, Nisan 2015 ©Tüm Hakları Saklıdır.