İlk derse yetişemediğim için kantinde biraz vakit geçirdim. Aldığım kahveyi soğuyana kadar karıştırdım ve sonra da içmedim. Kafam allak bullak olmuştu. Ne düşünmem gerektiğini bilmiyordum. Tüm bunlar bende baş ağrısına sebep olmuştu. Çantamı karıştırdım bir ağrı kesici ilaç bulurum umuduyla. Oysaki olmadığını adım gibi biliyordum. Asla yanında ilk yardım eşyaları taşıyanlardan olmadım ki ben.
Gözlerim tekrar dolmaya başladı. Nasıl geçecekti günlerim? Tomlinson'ın dediklerini uygulayabilecek miydim? Onlar benim arkamdan "Sürtük!" derken ben nasıl gülümsebilirim ki.
Ellerimi saçlarıma geçirdim. Hafifçe baş parmaklarım şakaklarıma masaj yaptım. Bir faydasını göremeyince bıraktım.
Teneffüs yaklaşmak üzereydi. Eşyalarımı toparladım. Kantinin ortasında millete görünmek istemiyorum, en azından şimdilik. Dokunulmamış kahvemi çöp kovasına yavaşça bırakırken ellerimin titrediğini fark ettim.
Saçmalama kızım! Kendine gel!
O fotoğrafa "Seni fahişe!" yazsalar bu kadar kötü olmazdım ama onların yaptığı şey başrol olmak için onunla birlikte olduğumu îma etmekti. Bu benim için çok daha ağırdı. Bunca yıl çalışıp bir yerlere gelmişken böyle bir etiket yapıştırılması acı verici.
Nasıl olduğunu anlayamadan kendimi kızlar tuvaletinde buldum. Aynada kendime baktım yine gözlerim doldu. Ben ne zamandan beri böyle sulugöz oldum!
Odun Liana nereye kayboldu?
Koridordan sesler gelmeye başlayınca beni bu rezil halimle görmesinler diye tuvaletlerden birine saklandım.
Tanıdığımı düşündüğüm ama tam olarak çıkaramadığım iki ses kendi aralarında konuşuyordu.
"Serena'nın gözlerini gördün mü!? Nasıl da akmış rimeli!"
"Evet çok feciydi! Tam bir zombiye benzemiş. Gerçi normalde de öyleydi o!"
Kötü kız kahkahalarını attıklarında midem bulandı. Klozet kapağını kapatıp oturdum. Tuvalet yavaş yavaş doluyor gibiydi. Normaller işlerini halledip çıkarlardı. Dedikodu tayfası içinde en uygun mekan burasıydı.
Başka kızlar konuşmaya başladılar. Bu benim için daha ilgi çekiciydi.
"Marcy pijama partisi için 800 sterlin harcamış!"
"Oha!" Diye geçirdim içimden.
"Ben de bu gün için petrol mavisi bir gecelik aldım!" diyor bir başka ses.
"ŞUNA NE DİYORSUNUZ KIZLAR!! PARTİYE LIANA MONTANE DE DAVETLİYMİŞ!!!"
Gözlerim bir anda büyüyor.
"Stajyer Hocayla yattığı ortaya çıktıktan sonra geleceğini hiç sanmam."
"O fahişenin nasıl başrol olduğuna şaşıyordum zaten. Artık belli oldu."
"Stajyer hoca bizim binanın karşısında oturuyor. Geçenlerde bir sabah Liana'yı ordan çıkarken gördüm. Ama başkasıdır sanmıştım. Demek oymuş. Nasıl kandırdı acaba hocayı."
Dediklerini kaçırmamak için nefes dahi alamıyordum. Çok kez tuvalet dedikodusu duymuştum ama hiçbiri benim hakkımda olmamıştı. Haliyle insanın daha çok ilgisini çekiyor.
"Ben diyorum ki o bu geceki partiye gelirse suratıma köpek resmi çizdireceğim!"
"O gelsin ben domuz resmi çizdiririm."
Tüm kızlar birden kahkaha attılar.
Sonra biri dedi ki "O fahişe bundan sonra derslere girecek yüzü bile bulamaz."
Artık üzülmekten çok kin duyuyordum. Tomlinson haklıydı. Ben başımı eğersem dediklerini kabul etmiş olurdum. İşte bu yüzden onlara inat güleceğim.
Ah! Şurdan bir an önce çıkmak isterdim ama onlara partide sürpriz yapmak kulağa çok daha eğlenceli geliyor.
"Liana Vs Tüm Boya Fıçıları boks maçı akşam Marcy Stately Malikânesinde!" diye bir davetiye belirdi gözümün önünde.
Alaylı bir gülüşle toz bulutu haline getirdim hayalimi.
Boks maçı falan olur muydu bilmiyorum ama Liana Montane bu akşam o pijama partisine gidecek. İşte o kadar.
. . .
O kadaaaar!!
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bi türlü gelemedi şu parti öyle değil mi?? Oysaki ne olaylar düşünüyordum parti için mpwjgtmj
