Eve gitmek için taksi bulduğumda zihnimde, O'conner la olan konuşmamızı tekrarlıyordum. Uzun bir konuşmaydı ama özünde fazla birşey içermiyordu. Zengin değilmiş ki bu beni hiç ilgilendirmiyor. Yakışıklılığı standartların altındaymış ki bu da hiç inandırıcı değil. Hiç kız peşinde koşmamış, bu kısmın ispatlanabilirliği tartışılır. Ve son olarak resmiyette üniversite öğrencisi değilmiş. Ama nadir de olsa derslere geliyor. Zeyna bana odaklanması gereken sorunları olduğunu söylemişti. Üniversiteye gelmek zorunda olması bu sorunların neresinde kalıyordu. Şimdilik öğrenmem gereken kısım burası.
...
Akşam yemeğinin ardından odama çekildim. Kitap yığınından kafamı kaldırdığımda saatin gece yarısını geçtiğini gördüm.
Bilgisayarın açılmasını beklerken kitaplarımı topladım. Amacım birkaç müzik dinleyip takip ettiğim bir kaç blog sayfasına bakıp, uyumaktı. İnternette bakınırken aklıma babamdan aldığım isim geldi. İsmi google'da arattım ve gördüklerim beni hayal kırıklığına uğrattı. Her ne kadar ölmüş olsada bir doktor olarak internette bir kaç makalesine falan rastlamayı umuyordum. Ama hiçbir şey yoktu. Sağlık bakanlığına ait bir sitede bakınırken Doktor Arama Sistemi hakkında bir şeyler gözüme çarptı. Üzerine tıklayınca beni yeni bir sayfaya aktardı.
Yeni açılan sayfada lütfen araştırmak istediğiniz doktorun adını giriniz yazıyordu. Babamdan aldığım ismi girdim ve arattım. Karşıma karizma bir doktor çıkmasını beklemiyordum. Önümde kocaman bir sayfa uzanıp gidiyordu ve içinde doktorun diploma numarasına kadar herşey vardı. Sayfada daha aşağılara indiğimde nerelerde çalıştığına dair bir liste buldum. 1997 yılından bu yana 7 farklı devlet hastanesinde çalışmış. Asıl ilginç olan kısımsa listenin sonunda halen doktor olduğu ve özel muayenehanesin de görevine devam ettiği yazmasıydı. Nasıl olurda özel muayenehanesi olan bir doktorun adını google'a yazınca bir şey çıkmaz. Şanslıyım ki çalıştığı yerin adresi sistemde mevcuttu.
Hemen bir not kağıdı alıp adresi kaydettim. Bilgisayarımı kapattım ve yatağıma uzandım. Zihnimde, ölmüş bir adamın iş adresi dönüp duruyordu. Yarın ilk iş ikisinin aynı kişi olup olmadığını öğrenmek olacak...
Yağmurlu bir Mayıs gününe uyandım. Hazırlandım, babamla kahvaltı ettim. Ve babamın beni merkeze kadar bırakmasının ardından elimdeki adrese yöneldim. Amacım işimi erkenden bitirip öğleden sonra ki derse yetişmekti. O yüzden taksiye atlayıp gitmeye karar verdim. Sevgili doktumuz muayenehane açacağı yeri biraz ters yerde seçmiş.
Taksici beni içinde avukatların, diş hekimlerinin, mali müşavirlerin bol olduğu 7 katlı bir iş hanının önünde indirdi. Biraz gergindim, yavaşça giriş kapısını aralayıp içeri girdim. Tam karşımda kocaman bir kat planı asılıyordu. Derin bir nefes alıp sevgili doktorumun kaçıncı katta olduğunu aramaya koyuldum. Heyecandan mıdır nedir bilinmez bulmam 5 dakikamı aldı. Tam tekrar bakmaya başlayacaktım ki 5. kat kısmında adını gördüm. Asansöre bindim ve kafamdaki planı kontrol etmeye başladım.
Giriş kapısını araladığımda karşıma çok zarif ama bir o kadarda sade bir dinlenme salonu çıktı. Ve salonun en uç kısmındaki masadan kafasını kaldıran sekreter "iyi günler. Buyrun." dedi incecik kulak tırmalayan sesiyle.
_"iyi günler " dedim sekretere yaklaşırken." Umarım randevu defteriniz dolu değildir. "
_" Şanslısınız bir kaç boş yerimiz olduğundan eminim. Neyimiz vardı? "sempetik görünmeye çalışıyordu ki başarıyordu da.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜNYALAR ARASINDA #Wattys2016
FantasyHerkes yeryüzünde kendi halinde yaşıyordu. Bastıkları toprağın neler gizlediğini bilmeden...