Nasıl bu kadar yakına gelmişti ve ben onu farkedememiştim. Yada bir anda nerden gelmişti. Ben şaşkınlıkla boğuşurken o söylenmeye devam etti;
- Hep burda olmak zorunda mısın?
Daha yeni tanışıyor olabilirdik ama bu benle istediği gibi konuşabileceği anlamına gelmez. Hem zaten teknik olarak tanışmış bile olmuyoruz. Sadece aynı dersi alıyor olmamız ona bu hakkı vermez. Fena halde sinirlenmiştim ki çok kolay sinirlenebilmemle ünlüyümdür.
- Sen kim olduğunu zannediyorsun, nerde olduğum seni hiç ilgilendirmez! deyi verdim.
Tam kontrolü elime almıştım ki, "senin matematik dersinde olman gerekmiyor mu?" dedi.
Bunu nasıl bilebilirdi. Evet öğleden sonraki matematik dersini ekip kütüphaneye gelmiştim ama bu ders programımı nasıl bildiğini açıklamıyordu. Aynı bölümde okuyor olmamızda imkansızdı yoksa onu kesinlikle görürdüm. Öğrenci değişimiyle de gelmiş olamaz çünkü dönem bitmek üzereydi. Okul güvenliği de sıkı çalışıyordu yani okula kaçak girmiş olma ihtimali de yoktu. Tüm bunlar okulda yeni olmadığını gösteriyordu ama şimdiye kadar onu hiç görmemişken neden bir günde iki kez karşıma çıkmış olduğu kafamı kurcalamıştı. Korkmak kitabımda yoktu ama karşımdakinden uzak durmam gerektiği hissi beni ele geçirmişti...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜNYALAR ARASINDA #Wattys2016
FantasyHerkes yeryüzünde kendi halinde yaşıyordu. Bastıkları toprağın neler gizlediğini bilmeden...