Bölüm-30

111 4 0
                                    

-"Hayır, bunu yapmış olamazsın. Bana bunu yapmış olamazsın. Önce kalbime girip sonra her şeyi sıfırlayıp en sonunda tekrar geldim diyemezsin. Amacın ne senin?" Omzuna sert bir yumruk indirdim. Öyle bildiğin tiki kız yumruğu değil okkalı bir yumruktu ama yetersizdi. Bu aptal benden ne istiyordu.

-"Yaklaşık olarak 4 yıl önce geldim ve seninle karşılaştık. İşlerin böyle olacağını tahmin edemedim. Gerçekten yukarıdan birine bu kadar değer vereceğimi, onsuz olamayacağımı düşünemedim. Ben haylaz bir çocuktum ve yukarı izinsiz çıkmıştım. Seni tanıdıktan sonra aşağıya inmeyi hiç istemedim. Ama sonunda beni buldular hem de ben sana kendimle ilgili gerçekleri anlatamadan. Nasıl tepki vereceğini hiç kestiremedim. Nihayetinde seni bu kargaşaya sürükleyerek sana kötülük etmiş olacağım kanaatine vardım ve tüm güzel anılarımızı her şeyi sildim. Kendi halinde takılan biri olduğun için bizi bilen çok kişi yoktu. Bu da işimi kolaylaştırdı."

Yüzüme bakmıyordu. Halı desenini inceliyor gibi bir hali vardı ama dalgın olduğu, hatıralarının arasında kaybolduğu gözlerinin buğulanmasından belliydi.

O ne kadar anlatırsa anlatsın kendi anılarımı ve hislerimi bilmeden bu işe devam edemezdim. Elimi elinin üzerine koydum. Tam -bana anılarımı geri ver- demek üzereydim ki gerek kalmadı. Oradaydı, görüyordum öyle ki odaklanmama ya da gözlerimi kapamama bile gerek kalmamıştı. Film izlemek gibiydi. O'conner onca şeyi anlatırken tüm anıları ve acıları ortaya saçılmıştı. Ben vardım, o vardı ve biz vardık... Tanışmamız, ona yine O'conner deyişim, o zaman bile onun için Kate'dim. Her şey oradaydı ve artık her yerde. Hayatımın eksikliği, anlamsızlığı hiçbir şey kalmamıştı. Demek ki bunca zamandır huzursuz hissetmemin, O'conner da eksik bir parça varmış gibi gelmesinin nedeni buymuş. Hayatım bir yapbozmuş ve büyük parçaları benden çalınmış.

Elimi elinin üzerinden çektim ve kalbinin hizasına getirip pençe şeklinde kıvırdım parmaklarımı. "Şuan yapabilseydim, kalbini yerinden söker ve gözlerinin önünde onu bin parça yapardım."

Zaten önüne buluttan setten çekilmiş gözleri daha da buğulandı.

-"Hiçbir şey umurumda değil, hayatımın bir bölümünün çalınmış olması, mutluluğumu da beraberinde alıp götürmen, sonra her şeyi aniden tepetaklak edercesine geri dönmen hiç birinin önemi yok. Bana bu kadar yakın olup yine de nasıl tepki vereceğimi kestirememen işte bu hem kalbimi en çok yaralayan şey hem de senin katıksız saf bir öküz olduğunun kanıtı.. Peki, niye geri geldin. O zaman o kadar yakınken tepkime karar veremeyen sen için şimdi değişen ne?..."

-"Yapamadım Kate, uzak duramadım. Yanındayken hissettiğim huzur, değer, sevgi... Yukarı göndermek için birkaç genç seçeceklerini öğrenince dünyalar benim oldu. İlk başlarda amacım sadece seni görmekti. Ama yakınına geldikçe bunu yapmak kolay olmadı. Kütüphanenin, senin sevdiğin bölümünde karşılaştığımız gün fazla şey kaçırdım ağzımdan. Sonra zamanla bir şeyleri hatırlaman ilk başlarda hoşuma gitti ama işler çığırından çıktı. Daha ne kadarını hatırlayabileceğini öğrenmek için etrafında olmaya devam ettim. Nasıl hatırladığını öğrenmem gerektiğini söyleyip duruyordum kendime ama derinlerde bir yerde sana sahip olamasam bile etrafında olmanın bana yeteceğini bildiğim için oyalanıp durdum.

Ben bir hata yaptım. Sevdiğim insana güvenmedim, sevgisinin ne kadar büyük olduğunu göremedim. Bir hata yaptım ve cezası ikimize kesildi. Benim hak ettiğim buydu ama sen fazla iyi oldun benim için..."

-"Kes sesini O'conner. Beni iyi hissettirmene ihtiyacım yok. Şuan tek istediğim anılarımın tamamı. Her şeyi öğrenmeliyim ki senden ne kadar nefret edeceğime karar verebileyim. Ki burada ki nefret gerçek anlamda nefret... Ve keşke defolup giderken anılarımı bende bıraksaydın. Gerçek insanların hayatlarında her şey olur: sevgi, ayrılık, mutluluk ve keder. Başımız sıkıştığında kötü olan şeyleri silip atmayacak kadar çok değer veririz yaşadığımız her ana. Önemli olan anılardan ders çıkarmaktır, keyfimize göre onları zihinlerimizden çıkarmak değil. Ve sen bana söz hakkı bırakmadan mutluluğumu da kederimi de çaldın. Şimdi merak ediyorsan söyleyeyim; boş bir beyinle yaşamaktansa aylarca arkandan ağlamayı tercih ederdim. İşte o zaman doğru seçimi yapsaydın şuan neler olduğunu merak eden gözlerle değil de elini tutmanın, kokunu içine çekmenin hasretiyle yanan gözlerle bakardım sana. Şimdi bu soğuk bakışların altında ezilmeye mahkûmsun!"

DÜNYALAR ARASINDA #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin