Ben tam sorusuna cevap verecekken yardım sever arkadaşım her sorunu çözebilen ajan dunham gibi atlayıp sorusunu cevaplamıştı. Benden sözümün kesilmesinin verdiği şaşkınlıkla önüme döndüm.
Ağzımı açıp - Ben seni görmüştüm ama unutmuşum- diyememiştim. Hem düşününce kulağa saçma geliyor. Unuttusan bana dese ne cevap verecektim ki. Ama ortada fena bir çıkmaz olduğundan emindim. Bir şeyleri bir anda unutup bir anda hatırlamak normal bir şey olamaz. Beyin sarsıntısı geçirenler için durum başka tabi ama hatırladığım kadarıyla bir sarsıntı da geçirmemiştim. Sahii en son hatırladığım şey neydi.
Odaklandım, olayları hatırlayabildiğim kadar oluş sırasına dizdim veee... Evet! En son kütüphanede O'conner la tartışıyordum. Sonra? Sonrası yoktu. Demek o yüzden koşu yaparken babam arayıp akşama neden benç yemekte görmediğini sormuştu. Ama odamdaydım. Yani oraya bir şekilde gidebilmiş ve hemen uyumuşum.
Sırtımda bir ağrıyla kendime geldim ki tüm sınıf bana bakıyordu. Buda sırtımdaki ağrının arkamda oturan arkadaşın kalemini batırması sonucu oluştuğunu ispatlamış oldu. Hoca;
- "Hey! Dalgın, derse dön!" dedi.
Hayır, nolur dalgın demiş olmasın. Şimdi canım arkadaşlarım onlara taktığım onca lakabın öcünü alırcasına bana aylarca - dalgın- diyerek işkence yapacaktı. Keyfim kaçmıştı ve derse odaklanmaya çalıştım ama başarılı olduğum söylenemez.
Dersin bitmesiyle arkadaşlara klişe bahanelerden birini söyleyip çocuğu aramaya koyuldum.
Onu, fakülte binasından çıkıp hızla kütüphaneye doğru giderken buldum. Ve onu takip etmeye başladım. Onu takip etmeyi planlamamıştım ve şimdi peşindeydim. Bu düşünce beni her ne kadad germiş olsada takibi sürdürdüm. Ne bulmayı beklediğimi de bilmiyordum ama kafamdaki soru işaretlerini yok etmek için iyi bir fırsatmış gibi gelmişti.
Tam takipten vazgeçecektim ki kütüphaneye girdi. Bende o sakin ortamın büyüsünü bildiğim için hiç yoktan kitap okurum deyip peşi sıra kütüphaneye girdim. Doğruca kütüphanede en sevdiğim yer olan loş eski bölüme geçti. Geçen sefer de onu orda gördüğüm için bu pek de şaşırtıcı değildi.
Eski okuma salonuna ulaşıp en ucda çapraz duran kitaplığa uzanmıştı ki ayağımı masaya çarptım. Ve galiba küçük çapta gürültü çıkarmış olabilirim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜNYALAR ARASINDA #Wattys2016
FantasyHerkes yeryüzünde kendi halinde yaşıyordu. Bastıkları toprağın neler gizlediğini bilmeden...