"Dedim ki cümlelerim bile devrik. Kalbimin içini hiç sorma..." Nazan Bekiroğlu
Bulunduğu bankta geriye yaslanıp kucağındaki kitabın açıktaki yapraklarını koluyla sildi. Gözlerinden akan yaşların sayfalarda oluşturduğu minik çukurlara bakarken dişlerini sıktı.
Ah ümmetin hali!
İnsanın acımasızlığının nasıl böylesi boyutlara çıktığını almıyordu aklı. Nasıl bir hırstı ki bunca canilikle alınmıyordu. Bunca acımasızlıkla bitip tükenmiyordu. Gözlerini kapatıp zulme rağmen İslam yolunda her şeyini feda edenler için dua etmeye koyuldu.
"Hocam, iyi misiniz?"
Yavaşça gözlerini açtığında siyah feraceli, siyah başörtülü bir kızla karşılaştı bakışları. "İyiyim elhamdülillah, Esma. Kitap okuyordum." diye açıklamada bulundu. "Otursana."
Genç kız yanına yerleşince bir süre sessiz kaldılar. Sonra Esma ona doğru çekingen bir bakış atıp "Aslında sizinle bir şey konuşmak istiyordum." diye mırıldandı. Kızın her zaman sevdiği ağırbaşlılığı yerini yaşıtlarındaki aceleciliğe bıraktığında, izin verdiğini belirtircesine kafasını salladı Müberra.
"Ailem evlenmemi istiyor."
Genç kız aniden durduğunda Müberra yine geçmişin onu çağırdığını duyuyordu. Aldırmadı.
"Sen ne istiyorsun?" diye sordu.
"Aslında bilmiyorum. Okul benim için çok önemli, ilim tahsil etmek... Ama evlenirsem her şey bitecekmiş gibi geliyor. Ben de sizin gibi hoca olmak istiyorum, evlenirsem bu mümkün olmayacak."
"Benim haricimdeki hocalarının neredeyse tamamının evli olduğunu biliyorsun, Esma. Eğer itiraz noktan buysa aslında itiraz etmiyorsun demektir."
Genç kız cevap vermeyince devam etti.
"Yoksa senin için düşündükleri kişiyi mi istemiyorsun? Ya da onun okula devam etmene izin vermeyeceğini mi düşünüyorsun?"
"Kim olduğunu bile bilmiyorum. Babam o kadar mutlu ki; sanki yeni bir oğlu olmuş gibi davranıyor."
Genç kızın ani çıkışına hafifçe gülümsedi, ne kadar olgun olursa olsun içten içe yaşıtlarından pek bir farkı yoktu. O da bunu fark etmiş olacak ki telaşla açıklamaya koyuldu.
"Yani, demek istediğim, kitaplardaki ya da filmlerdeki gibi bir aşk hikâyesi falan beklemiyorum. Öyle saçma, yalan yanlış; sırf birisinin bedenini, yüzünü beğenip buna aşk dedikleri şeyi istemiyorum. Üstelik sonrasında da bir sürü zina ediyorlar..."
Genç kız bir an için duraksayıp ne saçmaladığına inanamıyormuş gibi şaşkınca Müberra'ya baktı. Onu dikkatle kendisini dinlerken bulduğundaysa utanıp bakışlarını kucağındaki ellerine indirdi.
"Şey, ben... Yani, birisiyle evleneceksem eğer; bunun görüntüyle, malla, mülkle ilgili olmasını istemiyorum, benim için karşıdaki kişinin karakteri önemli. Düşünceleri... Mesela İslam'ı hayatının neresine koyuyor. Ümmet onun için ne ifade ediyor. Böyle şeyler... Ama şimdi babam; fikirlerini, karakterini hiç bilmediğim birisiyle..."
Cümlenin devamı gelmeyince Müberra genç kızın bir hayli kızgın olduğunu fark etti. Bu yüzden de ailesiyle açık açık her şeyi konuşmamıştı.
"Esma, baban hemen yarın nikâhınız kıyılsın mı diyor?" diye sordu cevabın olumsuz olduğunu bildiği halde.
"Hayır."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mübarek
Romance[Bazen doğru insanı yanlış seversin.] Hüzünlü bir güzellikti adam. Acıyla karılmış; azapla yoğrulmuştu... Ama öyle güzeldi ki, genç kadın biraz daha yaklaştı yatağa. Gözleri kapalı olduğundan göremediği şiir işli bakışlarının bergüzarına sarılıp kah...