Bölüm 7

208 6 1
                                    

Bu bolumu biraz kisa tutucam. Ama bu bolumde Nathan ve Aria'nin multimedia'da resimlerini koydum. Hala hasta sayilirim . Bolumlerimi okuyan herkesi cok sevdigimi bir kez daha hatirlatiyorum :)

Gözlerimi açtığımda yine aynı yerdeydim. Odam adını alan kutuda. Gündüzdü. Bu yer oldukça rutubetli ve pis olmasının yanı sıra benim için gerçekten küçüktü. 3 haftadır buradaydım. Pek çok şeye dikkat etmiştim. Bu binada kalan tek kişi bendim yani genç olarak. Beni ziyarete gelen John'dan başka da hic kimse gelmiyordu 1 haftadır. Nathan da yanıma artık uğramıyordu. John ile daha fazla vakit geçirir olmuştum. Nasıl bir görüntüm olduğundan emin değildim. Ama kendimi güçsüz hissediyordum. Su sıkıntımı öğrendiğinden beri John odama devamlı olarak dolu 2 sürahi göndermeye başladı. Son zamanlarda iç sesim de bana yalnızlığımda eşlik eder olmuştu. Arasıra kavga ediyorduk. Kısa süreli titreme nöbetlerinin ardındansa o yeniyordu beni hep.

Duvara yaslanmış olan yatağımın tek boşluk olan yanından ayaklarımı sallandırdım. Parmaklarımı kıpırdatmak biraz iyi hissettiriyordu. bazı zamanlar sadece canım sıkılınca oynatıp kendi kendime bu komik küçük şeylerin kıpırdamasına gülüyordum. Hava soğuktu. Ayaz vardı. Güneşli ama ağaçların yüksek kesimlerindeki buz taneleri gözle görünür derecedeydi. Eğer birazcık hıza sahip bir meltem esse , buz taneleri düşerdi. Dışarı bakabildiğim küçük bir pencere vardı. Yatağımın karşı tarafındaydı. Böyle .. Yüksekte ve yaklaşık .. Ayağı kalktım. Odadaki masaya doğru ilerledim. Öğle yemeğimi yere bıraktıktan sonra doğruldum. Derin bir nefes ile masayı iki yandan tuttum. Küçük pencereye doğru ittirmeyi denedim. Önce kulak tırmalayıcı bir ses çıkarttıktan sonra biraz hareket etti. "Hadi " dedim kendi kendime. Bir kez daha derin bir nefes alıp masaya kuvvet uyguladım. Oldukça ağırdı. Ağacın en iyi kısmından yapılmış olmalıydı. Hareket ettirebilmem için en az 250 Newtonluk güç uygulamam gerekirdi. Başımı arkaya eğip ellerimi masanın üzerinde sabitledim. Nefesimi dışarı bıraktım.

Buradan çıkmak istiyordum. Neden buradaydım ki. Hani en son Nathan'a herşeyi anlatmıştım .. Bana yardım edeceğini söylemişti. Aklım karmakarışıktı. Üst dudağımı kemirmeye başladım. Kendimi halen uzay gemisindeymiş gibi hisseder olmuştum artık. Bir keresinde bana verilen görev listesini yapmamıştım. Bu yüzden beni cezalandırmak amacıyla ilk önce Umozian adını verdikleri kocaman bir makina yardımıyla ayağımdan aldıkları et parçasını beynime yerleştirmiş ardından da bir odaya kapatmışlardı.

Başka GezegendenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin