Dudaklarımız ayrıldığında Aria'nın gözlerinde gördüğüm mutluluk pırıltısı beni umutlandırmıştı. Gözlerine bakarken bende gülümsüyordum. Ellerim saçlarını okşarken içimdeki çocuk "Seninle kalacak. Sonsuza dek seninle. Uzayda dünyada nerede olursa olsun ayrılmayacaksınız" diyordu. Bunca yıl susmuş şimdiyse beni içten içe heyecanlandırıyordu. Çenesine gelen öndeki saç tutamını parmaklarımın arasına doladım. "Hadi gidelim" dedi parmağımdaki saçı koklarken.
"Tek gitmem gerek biliyorsun " dedi. Parmağım havada saç tutamıysa dönerek kendini serbest kılmıştı. Aria benden adım adım uzaklaşırken yine içimi sardı acı. Geri geri yürüyordu. Son anda bile bana bakmak istercesine. Yüzündeki gülümse bir an bile silinmeden gitti. Giysilerini giyip mekik kapısının önünde beklemeye başladı. O sırada bağırıp çağırmak istiyordum. Her şey ,herkesi (Aria'm hariç) yok etmek istiyordum. Ama artık çocuk değildim. Sesimi çıkaramıyordum. Bundan sonra asla normal olamazdım. Asla ben olamazdım. Ne yapacaktım ben. Bunları düşünürken Aria "Nathan " dedi kapının oradan. "İyi ol, benim de kahraman olduğumu unutma " dedi. Gülümseyerek. Elini kaldırıp yumruk yaptı. Okulda öğrendiği tek selam buydu. Onun gibi elimi kaldırırken ağlamamak için kendimi zor tuttum. Derin bir nefes aldım. Aria'nın mekiğe binişine bakmaktan başka hiçbir şey yapmadan duruyordum.Mekik patladı... Orta da hiç bir cisim kalmayacak şiddetteki patlama olurken düşman gemisi de planlanan gibi yok olmuştu. Herkes sevinçten bağırırken ben kendimi yere atıp hıçkırarak ağlıyordum ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başka Gezegenden
Paranormal16 yılınızı uzayda geçirdikten sonra kendinizi bir anda dünyada hiç bir şey bilmeden bulsanız ne yapardınız ? Başınıza neler gelirdi... Ya da kimlerle tanışırdınız. İ 97 adlı kobay kendini b...