Bölüm 19

77 3 1
                                    

Uzun bir aradan sonra iste yeni bölüm. Derslerim yoğun olduğundan dolayı yazamıyordum. Ama bugün sonunda başardım ve yeni bölümü tamamladım. Neyse lafı cok uzatmicam ama bölüm size kisa gelebilir cunku bir kez daha yazmistim ama telefonum kaydetmedi o yuzden tekrar yazmak zorunda kaldim. Neyse sustum ben iyi okumalar :)xx

Bip bip , daha ne kadar bu sesi duyacaktım. Sanki bilgisayar odasındaydım ama oda yoktu. Mekikteydim bundan emindim. Bana bağlanmışlardı. Bunu isteyerek yapıp yapmadıklarından artık emin olamıyordum. Eğer isteyerekse neden şuan sadece bu sinir bozucu bip sesini duyuyordum. Uyuduğumu sanmıyorum sanki hala ayaktayım çünkü ayaktabanlarım ağrıyor.

Sessizliği bozan hidrojen tabanlı ayakkabıların çıkardığı ses olmuştu. Bu bazı soru işaretlerimi çözmüştü. Mekikteydim. Ayak sesleri gitgide artmıştı , yanımdan geçtiklerini de fark ettikten bir süre sonra sesler kesilmişti. Fazla seçenek yoktu nerede olduğumu anlamıştım. Erzak odası gibi kullanılan küçük bir odadaydım burayı biliyordum , kobay olarak bu kısımda fazla görev almıştım. Savaş koordinasyonu bölümündeydim. Bu küçük oda büyük odanın bitişiğindeydi. Büyük odada savaş planı, müttefiklerle bağlantı kurulur ,bu bölümde kobaylar yerine nöronlar kullanır , o yuzden bu odaya hiç girememiştim.

Odanın duvarlarında ellerimiz gezdirerek kapıyı açan düğmeyi bulup bastım. Hafif bir iniltiyle büyük siyah kapı sol tarafa kaydı. Tek adımda odadan çıktım.

Adım atmam ile Savaş Koordinasyon odasına girmem bir olmuştu. Işınlanma gibiydi. Bip bip sesleri, başka bip sesleriyle karışarak daha da artmıştı. Odanın girişindeydim. Toplandıkları masaya yaklaşıp olan biteni anlamak için yaklaştım. Bağlanmamı sağlayanlar bizim gezegenden değillerdi ya da beni bağladıklarından haberleri yoktu. Bu odaya benim gibi bir kobayın girmesine asla izin yoktu , dahası kaçmış bir kobayın .. Eflatuna çalan rengi ile General Conp masanın başında ayakta duruyordu. Üzerindeki siyah üniforması olayın ciddiyetini belirtiyordu. Üniforma renkleri olay şiddetini ölçer nitelikteydi burada. Tam olarak belli bir kademe belirleyemesem de tahmin etmiştim. Renklerin ne anlama geldiğini biliyordum ama şuan hafızam o kadar uyuşuktu ki sadece olduğum yere dikkat edebiliyordum. Zaten amacımda bu olmalıydı çünkü burada gördüklerim oldukça önemliydi.

Conp uzuvlarını - kol olarak nitelendirdiği- masaya vurdu. "Dünya diyoruz ama müttefiklerimizim ciddiye aldığı bile yok . Onlara su kaynağı olan bir gezegenden bahsediyorum. Aslında hepsi bizden daha iyi biliyor o gezegenin cennet olduğunu ama bu yaptıkları .. Tam anlamıyla korkaklık. Bizim klanımızın bunu başaracağına inanmıyorlar .. Saçma olduğunu düşünüyorlar " uzun süre nefes almadan ses kartını kıracak şekilde bağırmıştı. Bunu kendi de fark edince yanında duran nöronlardan su istedi. Bir çırpıda suyu bitirip kaseyi geri verdi. Nöron biraz korkak biraz da hızlı şekilde Conp'un yanından uzaklaştı. "Santox , Marsiye , Planium , Carpsion Klanları şuan bize yardım etmemekte kararlı ama onlara bu yerleri aldığımızı söylediğimizde hepsi hak isteyecekler ." Bunu söylerken bir kaç tuşa basmıştı. Masadan çıkan görüntüler oldukça açıktı. Dünya'nın kıtaları işaretlenmişti. İlk hedefleri olan alanlar ise daha da belirgin bir şekilde ifade edilmişti. Daha da yaklaşıp bu yerleri görmeye çalıştım. Nöronların hemen ardında kendime bir yer buldum. Minyatür Dünya ile karşı karşıyaydım. İlk hedef Antartika'ydı. Buzul bölgesi su kaynağı açısından bir depoydu. Su ile beslenen kobaylar yapmak suya ihtiyaç duyulmasını elbette sağlardı.

"Okdion bile bizden sonra suyun önemini anlayacak " Conp bunu söylerken eflatun rengi mora dönmüştü. Sanki bir galibiyet kazanmış gibi konuşuyordu. Ama şuan ellerinde sadece minyatür bir gezegen ve müttefiklerinin sırt çevirdiği bir klanlardı. Okdion bile onlara destek olmuyorsa bu iş bizim klan için oldukça zor olacaktı. Okdion bu galaksinin bildiğim en güçlü klanıydı. Bize fazla yakın olmasalarda bağ açısından daha yakındık. Ama bir kere red etmişlerse bir daha asla onaylamazlardı. Yani onlardan yardım yoktu. Bu iyiydi en azından bu olay olurken Dünya uranyum yüklü nükleik silahlara mağruz kalmayacaktı.

Başka GezegendenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin