bolum 10

178 5 0
                                    

selam :) Yine ben :) acikcasi ben bu hikayemi daha cok sevdigimi ve immm baya da ozledigimi fark ettim . herneyse 400 kusur kisi okumus yada sadece giris kismini okumuz desem daha mantikli olur :D Son bolumu 25 kisi okumus cok tesekkur ederim . Arkadasim ama kizdi sanirim hic ask -macera ve atraksiyonli seyler yazmiyormusum :D ne yapayim herseyin sirasi var :D 

Sila Baykam , bu bolum sana hitaben :D :D 

Saka ya herkez adina :D en cokta hayal gucum adina :D susuyorum ve sizi yeni bolumle basbasa birakiyorum :D

Hala ormanda olduğumuzu anlamam zaman almamıştı. Nereye geldikte bana 'geldik' demişti kı. Yürüyüp yanına kadar gittim. Daisy çoktan Nathan'ın yanına gitmişti. "Burada geceleyebiliriz" dedi. Başımı anladığımı destekler bıçimde salladım. Etrafı kısaca süzdükten sonra ortalarda çadır benzeri hiç bir şey olmadığını fark ettim. Bunun için etrafa bu kez çadır malzemesi bulmak için bakmıştım. Karşımda duran koca ağacın yaprakları cadır yapımı içini uygundu. "Ben yatacak yer yaparım" dedim. Nathan'a bakmıyordum. Ağacın ilk dalını tırmanıp kurumuş dallarını kırdım. Daha yukarılardaki yaprakları da koparıp yere attım. ihtiyacım olduğu kadarını topladığıma emin olunca aşağı indim. Kısa , uzun , kalın , ince gibi özelliklerine göre hepsini ayırdım. Dalları toprağa yerleştirmeden önce elimde belirlediğim yerleri eşeledim. Yeterince derin olduğunca kuru dalları yerlerine soktum. Eşelerken bulduğum taşlarla dalları sabitledim. Çadırın 4 yanını için aynı uygulamayı yaptıktan sonra sıra çadırım tepesine gelince elimde hiç uzun dal olmadığını fark ettim. Gruplandırdığım yere bakındım. Gerçekten de almayı unutmuştum. Ayağı kalkıp ağacı incelemeye başladım. "Buna ihtiyacın var mı " diye seslendi Nathan. Arkamı dönüp baktığımda elinde tam da aradığım uzunlukta bir dal tuttuğunu gördüm. "Evet " dedim. Yaklaşıp elindeki dalı almaya yeltendım. Ama o birden dalı yukarı kaldırdı. Boyum yetmeyecek kadar yukarı kaldırmıştı. Neden yapmıştı ki bunu. Çok garip hem soruyor hem de vermiyordu. Nathan sırıtıyordu. Ama ben anlamamış bır sekılde ona bakıyordum. Sırıtışına bir anlam verememistım. Arkamı dönüp ağaca yöneldim. "Hey ! Aria ! Neden almaya çalışmadın " dedi arkamdan seslice. "Almamı istemedin diye " dedim. Tek kaşını kaldırıp bana bakmaya başladı. "Gerçekten bunu mu düşündün. Bak bu yaptığım bir şakaydı. Sen elimden almaya çalışacaktın. Ben de senden uzaklaştırmaya sonra .. Ahh her neyse " son cümlesinde elindeki dalı yere fırlattı. "Al " dedi. Arkasına dönüp taşın yanında oturan Daisy'nin yanına oturdu. Ben de yerdeki dalı aldım. Bu insanların ne biçim eğlence anlayışları var? Dalı yerleştırdikten sonra biriktirdiğim dal parçalarıyla çadırın iskelesini ördüm. Ardından yaprakları sıraya göre yerleştirdim. Önüme düşen bir tutam saçı alıp kulağımın arkasına yerleştirdim. Nathan'a baktığımda bunca zaman geçmesine rağmen hiç kıpırdamadan öylece tuturur halde bulmak pekte şasırtmamıştı. "Çadır hazır " dedim. Nathan ardına baktı. Sonra bana doğru döndü. "Tebrikler ! Sonunda uyuyabiliriz " dedi. Yine tersliği tutmuştu. Omuz silkip "saol , evet uyuyabilirız " dedim. Cevabım sonucunda yüzünda anlık bir duraksama olmuştu. Fazla belli etmeden çadıra ilerledi.

Havanın sıcak olması ve üzerimize bir şey almayacak olmamız oldukça iyiydi. Eğer soguk olsaydı alacak hıc bır seyımız yoktu. Nathan'ın uyuyup uyumadığını bilmiyordum. Sesimi çıkartmadan nefes alıp veriyordu sadece. Çadırın çatı kısmına bakmaya başladım. Özgürdüm. O tesisten kurtulmuştum ama tanıdığım Nathan'la değildim. Başka birisi olmuştu bir anda. Bugün yaşananları ve Nathan'ın davranışlarını düşününce olanlar karmaşıktı. Hatta üzücü bile olabilirdi. Nathan kaç zamandır yanında olduğu o adama zarar vermişti. Belki sırf bunun yüzünden bu kadar gergindi. Ben düşününce doğal gelebilirdi ama Nathan'ın ne hissettiğinı bilmiyordum. 

Nathan derin bir iç çekip dirseklerini toprağa dayararak sırtını kaldırdı. "Aria , zihnini boşalt ve uyu " dedi. "Hayır boşaltamam " diye çıkıştım. Zaten yeterince boştu. Bunun nasıl bir duygu olduğunu da o bilmiyordu. "Aptalca şeyler düşüyorsun " dedi. "Ne aptalca mı " "evet Aria , saçma , gereksiz , boş, aptalca işte " dedi. "Bundan sana ne " diye bağırdım. Daisy havlamıştı. "Aptalsın ! Sen ve düşüncelerin. Anlamıyorsun ! Hiçbir şeyin farkında değilsin " dedi. Aptal mı ben mi ? Peki . Cevap vermeden yattığım yerden kalktım. Uykum zaten yoktu. Çadırdan çıkıp yürümeye başladım. Açıkmıştım. İhtiyacımdan önce Nathan'dan uzaklaşmak istiyordum. Gözlerimden su akınca irkildim. Bunun ne olduğunu hatırlamıyordum. Yaşlar gözlerimden süzülünce hem rahatladım hem de birden üşüdüğümü hissettim. Ellerimle kollarımı sarıp yola devam ettim. gözümden dökülen su damlası çeneme varınca ordan da boynumdan içime giriyordu. Suyun geçtiği yere gece meltemi değince ürperiyordum. 

Başka GezegendenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin