**
Her son bir başlangıç olabilir.
Peki sizin sonunuzun, kime bir başlangıcı olabilir?
**
1 saatlik yoldan sonra evine varmıştı. Elinde ki poşetlerle içeri girdi. Ortalık sessizdi. Perdeler kapalıydı. Tam anahtarı sağdaki anahtarlık yerine asacaktı ki köşede birinin olduğunu anladı. Dönene kadar birinin onu tuttuğunu hissetti ve ardından kollarını yana açılı bir şekilde duvara yapıştı. Poşetler yere düştü. Yüzleri birbirine dönüktü.
Lonea o sırada dikkat etti. Adamın gözleri çok güzeldi. Tuhaf bir güven vardı. Üstü çıplaktı. Altında giydirdiği eşortman vardı. Elbiselerini çıkartmış olmalıydı. Lonea usulca gülümsedi.
Lonea: Başka birini mi bekliyordun?
Henry: Sessizce giriyorsun.
Lonea: İlla herkese yayın mı etmem gerekiyor eve geldiği mi?
Henry: Neden bu kadar sessiz hareket ediyorsun? (gözlerini kıstı)
Lonea: Üzerimden çekilmeyi düşünüyor musun ? yoksa bir sonraki hamlen beni öpmek mi? Hayır öyle bir planın var ise..
Henry: (Bir anda hala o pozisyonda durduğunu fark ettiği gibi geri çekildi.) Özür dilerim. Ben sadece.. neyse.
(lonea geri çekilmiş olan adama baktı. Tuhaf bir aurası olduğunu kabul etti. Kendini koruma iç güdüsü devredeydi. Gayet normaldı.)
Lonea: Önemli değil. Şu yerdeki beyaz torbada üzerinize uyabileceğini düşündüğüm bazı kıyafetler var denersiniz. Sonrada evinize gidebilirsiniz.
Henry: Teşekkür ederim.
Lonea: Garip..
Henry: Nedir garip olan?
Lonea: Dün gece hakkında konuşmadan çekip gideceksiniz?
Henry: Evet. (Loneanın böyle pat diye söylemesi şaşırtmıştı onu.)
(Gözleri o sırada uzağa dalmıştı. Belki hatırlamaya çalışıyordu.. Yada o kan gölünü hatırlıyordu. diye düşündü lonea.)
Lonea: Birazdan kahvaltı hazırlayacağım. İsterseniz bir şeyler atıştırıp öyle gidersiniz.
Henry , Saatine baktı. Telaşlandı. Göz bebekleri büyüdü.
Henry: Eyvah işe geç kaldım.. Acaba telefonunuzu kullanabilir miyim?
Lonea: Tabiî ki .
Henry: Teşekkürler.
Henry, üzerini değiştirip masaya gelmişti. Giysiler üzerine tam oturmuştu. Cidden.. nefes kesici bir vücudu vardı. Lonea gözlerini henrynin omuzlarından çekmesi gerektiğini düşündü. Çok ayıptı. Ama sapıkça baktığını düşünmüyordu. Çünkü sadece bakıyordu..
Lonea: Kahve yada çay?
Henry: Çay lütfen.
Henry oturmadan önce loneaya doğru baktı. Tanışmamışlardı.
Lonea:Sanırım iş yeriniz problem çıkartmadı.
Henry: Evet. Genelde geç kalmam. Endişelenmişler fakat bazı aksaklıkların olduğunu söyledim. Bu gün izin verdiler. Genelde pek tatil kullanmıyorum. (kafasını oturduğu masadaki tabağında göz gezdirdi)
Lonea: Anladım.
Henrynin gözleri loneanın ellerine ve gözlerine gitmişti. Gözünü kırpmadan bakıyordu. 'Gerçekten karşısında duran kadının gözleri, daha önce görmediği bir güzellik ve koyulukta olduğunu düşündü Henry)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gambadis Çemberi
FantasyGeç kalınmış bir geçmiş... Terk edilmiş hayatlar.. Anlamanın tek bir yolu var.. Bilincinizi imkansıza açmak. Loneanın içinde bulunduğu dünyayı, anlamanız için karmaşıklığa kendinizi vermeniz gerekiyor. İnsani yönü için vaz geçtik...