*****
Susmanın, en doğru olduğunu sandığınız anda..
En yanlışı yaptığınızı düşünmediğiniz, andır belki de pişmanlığınız.
Ruhunuz pişmandır ama mantığınız inkar eder bu ana.
Belki de, bedeninizden soyutlandığınız bir andır.
*****
HENRY
Henry o geceyi hiç unutamamıştı. Kanlar içinde bayılmıştı karanlık bir sokakta.. Bir şeyler hatırlar gibiydi. Psikoloğuna da anlatmıştı. Kaygılarının biraz yersiz olduğunu söylemişti psikoloğu. Haklı olabilirdi. Fakat sanki su yüzüne çıkmaya çalışan bir şeyler olduğunu biliyordu beyninde. Bu gece eve gittiğinde daha erken yatmayı planladı. Belki de kafa dağıtmak için bir bara gidebilirdi... Çalışma odasına girdi. Etrafa baktı. Her yer yapıştırılmış kağıtlarla doluydu. Bir şeyleri bulmak için hep yazmak gerekirdi. Aklına lonea geldi. Onun sayesinde sağ kalmıştı.. güzel bir kadındı.
Oluşturduğu olay örgüsündeki tabloya baktı. Bu olay örgüsü firmanın yeni planlarından oluşuyordu. Bir an tablolarda yer alan harfler dikkatini çekti. Bazı harfleri daha yuvarlak bazılarını daha kalın yazmıştı. Daha doğrusu üzerinden geçilmişti. Kendi kendine düşündü. Bu tabloları oluştururken ki halini pek hatırlamıyordu. Genelde çok zor unuturdu. Sonra omuz silkerek çalışma masasına oturdu. Yere kalemi düştü. Önce almak istemedi fakat sevdiği bir kalemdi ve onunla yazmak istiyordu. Eğilip kalemi aldı. Kafasını kaldırırken, ensesini vurdu ve tekerlekli sandalyesi altından kaydı. Yere düştü. Küfretti kendi kendine. Gözlerinde ışıklar çakmıştı. Kafaya darbe gelmeleri sağlık açısından sakıncalı durumdu. Sinir hücreleri ölümleri gerçekleşirdi. Tekrar yerine gelme ihtimali yoktu.. Bunu düşünürken daha dikkat olması gerektiğini hatırlattı kendine.
Bir an düştüğü pozisyon o geceyi hatırlattı ona. Ensesini tutarken ayağa kalktı ve tablo gözüne geldi.. o an parçalar birleşmişti. Tüm o gece gözünden aktı sanki. Orada gördükleri gerçekti.. Onlar gerçekten vampirlerdi.. Ve vampirlerden kurtulan olamazdı. Ancak... sadece... sadece....
Henry: sadece vampir değilseniz..
Sonuncusunu sesli söylemişti. O zaman lonea bir..... inanamıyordu. Vampir biri tarafından mı korunmuştu.. ayıldığın da boğazındaki kanı yalamaya çalıştığını itiraf etmişti. Peki ya başka bir şeylerde üzerinde yaptıysa? Ya kanını çektiyse? Ya ondan beslendiyse ve bunu hatırlamıyorsa? Genelde kitaplarda yazan vampirlerde beslendikleri kişiler onlara bağımlı olurlardı.. inanamıyordu. Ne yapacaktı şimdi? Elleri saçlarında dolaştı. Gözü dönmüştü. Hesap sorması gerekiyordu ve bunları anlamanın tek yolu vardı.
-----
Lonea çayının bittiğini anladığında ayağa kalkacakken bir arabanın geldiğini hissetti. Önce o yöne doğru baktı. Fakat sonra yakındaki köye gittiğini anladı. Ayağa kalkıp içeri gitti. Kendine yiyecek bir şeyler hazırladı. Tabağını alıp televizyon karşısına geçti. O sırada tekrar bir araba sesi duydu. Bu sefer yaklaşıyordu. Bir kişiydi gelen. Ve insandı. Kapıyı çalana kadar sabırla bekledi. Kalkıp kapıyı açtı. Gelen henrydi kenara çekildi. İçeri giren adamın aurasın da büyük şaşkınlık, korku, kendinden eminlik seziliyordu. Lonea neden bu kadar dengesiz olduğunu anlamamıştı.
Henry: seni bu saatte rahatsız ettiğim için üzgünüm fakat bazı sorulara ihtiyacım var.
Lonea: nedir?
Henry çevresine bakındı. Ondan başka birilerini arar gibiydi. Belki de bir çıkış yolu. Televizyona gitti gözü. Sonra loneaya baktı.
Henry: o gece neden kurtardın beni?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gambadis Çemberi
FantasíaGeç kalınmış bir geçmiş... Terk edilmiş hayatlar.. Anlamanın tek bir yolu var.. Bilincinizi imkansıza açmak. Loneanın içinde bulunduğu dünyayı, anlamanız için karmaşıklığa kendinizi vermeniz gerekiyor. İnsani yönü için vaz geçtik...