Bölüm 46/

116 8 1
                                    

ve.. herşey karanlığa boğuldu..

--------------------------

Hayatındaki tek gerçeği söyleyen belkide benim...

-------------------------

-----------------------------

(Hepsi bayıldıktan sonra loneanın gördüğü rüya..)

Lonea kapalı gözlerinin ardından gelen ışık ile uyandı. Göz kapaklarını açamıyordu, acıyordu. Elini siper ederek yattığı yerden doğruldu. çevresine, yattığı yere, gökyüzüne baktı.

Islak bir zemin üzerinde yatıyordu. Sağ elini kaldırdığında yapışkan bir sıvının yerden yukarı doğru yükseldiğini gördü.

Lonea: bu nedir?

....Esen rüzgar ile yüzüne yakın olan kısımdaki saçları gözlerinin önüne geldi.

Lllllooonneeaa.... (ses yankılandı)

Lonea ismin telafuz edildiği noktaya doğru baktı. Karanlıktı. Ses nereden gelmişti?

Sol eliyle gözlerinin önünden çekerken ileri doğru baktı. bir mağaradaydı.. Arkasının oldukca karanlık olduğunu gördü. Göremiyordu. Giriş ile içerisi arasında bayılmış olmalıydı. Işık gözlerini alıyordu. Ayağa kalkıp oraya doğru yürümeye başladı. Kapalı olan algılarını açtı. Belli bir çevre aralığında sadece bir nabız alıyordu. Bir çocuk gibiydi. Pek etraflarında hayvanda yoktu. Diğerleri neredeydi?


Küçük bir kızın gerçekten büyük ve mükemmel bir geyiği izlediğini gördü. Büyük bir ağacın dibinde diz çökmüştü. Kısa minik saç buklelerini aşağıdan iki kulak şeklinde yapılmıştı. Sanki üzerindeki uyurken giydiği bir giysi gibiydi.. Geyiğin sahip olduğu büyük boynuzları iste görülmeye değerdi. Tam bir prenses gibiydi. Çimenler üzerinde oturmuş bir kısmı gövdesini güneşlendirirken bir yandan tüyleri rüzgarla uçuşuyordu. Güneş ışınlarının geyiği aydınlatması.. Çimenler... küçük bir gölet.. mükemmeldi. Çocuğun ailesi neredeydi? Belkide arkadaşları ile oynarken buraya kadar gelmiş yolunu kaybetmişti.

Sonra bir ses duymaya başladı. Önce kısık sesle.. gittikce artıyordu.. arttı.. arttı...

O an görüntü değişti. Bir kadın feryadı duyuluyordu.

Kadın: renessaaaa... Renessaaaaaa... benim küçük meleğimm... neredesinnnn... nerdeee....


Lonea açık renkli kraliyet ailelerine benzeyen bu elbiseli kadını rahat görebiliyordu. Saçlarını çok alımlı şekilde topuz yapmıştı. Boynundaki kolye tanıdık geliyordu.. Çocukları buradaydı. Kaybolmamıştı. Yanında siyah renkli elbiseli kadın onu yatıştırmaya çalışıyordu. Fakat bu kadından hoşlanmamıştı. Yüzüne daha dikkatli bakınca sanki herşeyi tezgahlayan oymuş gibi bakıyordu. Gülümsüyordu kadının arkasından. O sırada çıkarttığı bir hançer ile kadını sırtından bıçakladı.

Lonea şaşkınlıktan ne tepki vereceğini bilemedi. Sadece... görüntünün bulanıklaşarak kendine gelmesini sağladı.

------------------------------------------

****************************

***************

Loneanın kafası ağrıyordu. Yanında ona seslenen birisi vardı.

Lonea: Daniel?...

Daniel: uyan hadi kendine gelmelisin...

Lonea gözlerini açınca Danielin gözleriyle karşılaştı.

Gambadis ÇemberiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin