*****
Herşeyin bir nedeni vardır bu hayatta...
Bazısı bariz bellidir.
Bazısı sizin göremeyeceğiniz boyuttadır.
Sadece sinsice ilerler..
******
Henryy , Lonea ile yaşadıklarından sonra arabasına atlayıp orayı terk etmişti. Loneanın Sabrını sınamıştı. Fakat gerçeği öğrenmişti.
(Henry arabasını bir sokakta bırakıp yürümeye başlamıştı. Ve düşünüyordu.)
Bir insan.. düzeltiyorum.. bir canlı. Tanrımm... Daha ne olduğunu bile bilmiyordum.. Anlatılanlar, yaşanılanlar gerçekti. Kurgulama değildi. Ama bana yalan söylemişti.
(Karanlık ıssız sokakta yürürken.. Montunun önünün açık olduğunun farkında bile değildi. yağmurlu havada elleri pantolonunun ceplerindeyken, yürümeye ve düşünmeye devam etti..)
Belki de onun yalan söylemesine gereksinimi vardı. Off.. ben ne düşünüyorum dedi kendi kendine. Önüne gelen bir taşa sertçe vurdu ve ilerideki su birikintisine gidişini izledi. Birde onumu kolluyordu?. Hayatını kurtarmıştı. O verdiği kanlar.. İnanamıyordu... Sanırım benim derken seslice. .. kafasını yerden kaldırdı ve loneanın evinden çıkıp arabasını bir sokakta bıraktıktan sonra uzun bir süredir yürüdüğünü fark etti. Nerede olduğunu bilmiyordu. İlerde ki REYS CLUP yazısını okudu. Kafasını sağa sola salladı. )
(Düşünmeye devam ediyordu)...Hayır.. yoo.. evet evet.. sanırım benim sert bir içkiye ihtiyacım var. dedi.
Hızlı adımlarla yolun karşısına yürüdü. İçeri girdi. Etraf tenhaydı. Duvarda duran saat dikkatini çekti. 21:43 dü. Sonuçta gece uzun diye düşündü ve bar masasının boş olan sandalyesine kendini attı.
Kafası önde duruyor düşünüyordu. Düşünmekten başına ağrılar girmişti. Kendini yiyip bitirmişti. Barmen kız geldi ve ne içeceğini sordu. Sadece 'viski' diyebildi. 'En sert haliyle lütfen'..
Kafasını barmene bakmak için kaldırdı. Çünkü birisi ile konuşurken onun gözlerine bakmanız gerekirdi. Bu bir saygısızlıktı. Barmenden önce karşısında ki ayna dikkatini çekti. Uzun bir iç geçirdi. Tam bir serseriye benziyordu. Nolmuştu ona.. İyice salmıştı kendini. Aylardır kendine neler olduğunu anlamaya çalışıyordu. Şimdi ise her şeyi biliyordu. Kafasını önüne indirmeye başlarken barmenin yaka kartı gözüne çarptı.
''Amira..'''
Bir den dikkati dağıldı.. Yan masadaki adam birasını devirmişti. Yanındakilerle şakalaşıyorlardı. Sanki herkes bir sır sakladığını biliyor da onu bekliyorlarmış gibi hissediyordu. 'Geçecek.. Buda geçecek' dedi kendi kendine. Kız o sırada içkiyi getirmişti. Bir dikişte içti. Kız tekrar doldurdu ve gitti.
...(Uzun saatler sonra)
Barmenin bardağı masaya koyması ile ayıldı. Saat çok geç olmuştu. Gözlerini zor açıyor gibiydi. Zorlayarak kendini lavaboya gitti. Kafasını suyun altına soktu. Aynaya baktı. Kendini tanıyamıyordu. O zeki çocuğa ne olmuştu. ? Hala içinde bir yerdeydi buna emindi. Kafasını bir kaç kez duvara vurdu. Çalışmasını istiyordu. Tekrar kafasını suyun altına soktu bir süre tuttu. Tekrar çektiğinde Biraz kendine gelir gibi oldu.
Tekrar bara döndü. Etrafta kimse kalmamıştı. Normalde gecenin daha yeni başlıyor olması gerekmiyor muydu..? Belki de etrafta çok ev yoktu. Gene de insanların arabası var diye düşündü . Saçmalıyordu. Eve gidip uyumalıydı. Ayağa kalktı. Yalpalanarak sandalyeye çarptı kalçasını. Canını acıtmıştı. Sessizce küfretti. Tekrar doğruldu ve bardan çıktı.
Bardan çıktıktan sonra etrafın çok soğuk olduğunu anladı. Montunu siper etsede soğukluğu ensesinde fena derecede hissetmişti. Bir yandan da kafasını yıkadığı için kendine küfür etti. Acaba cüzdanını nereye koymuştu.? Eliyle kontrol ettiğinde İç cebinde olduğunu gördü.
O sırada adamın biri ona çarptı.
- Özür dilerim ahbap, biraz içkiliyim de
- Önemli değil..
Henry nin Kafası çatlıyor gibiydi. O kadar içmemesi gerekiyordu. Bir bağrışmanın olduğunu duyuyordu. Kafasını çevirdiğinde az önceki adamın kaçtığını ve bir başkasının ise onu kovaladığını gördü.
Elini cebine attı. Cebindeki cüzdanın olmadığını anladı. Çalınmıştı. Az önce adam ona çarpmıştı. Anlayınca elinden geldiğince koşmaya başladı peşlerinden. Küçük bir taş yüzünden yere düştü. Tekrar kalktı ve koşmaya başladı. Nefessiz kalıyordu. Çok içtiği için küfretti bu sefer.
Bir süre koştuktan sonra yerde yatan birini gördü ilerde. Yanına doğru gitti. Hala yalpalanıyordu bir yandan. İleride iki kişinin kavga ettiğini gördü. Sonunda bir inleme sesi geldi. İleride gördüğü kadarıyla birisi yere düşmüştü. Diğerine bağırmaya çalışıyordu. Ama elindekini atıp kaçmıştı. Karanlıkta seçemiyordu.
Takati kalmamıştı koşarken. Yakınlaştığında anladı olanları.. Birinin yerde yattığını gördü. Sol tarafını tutuyordu. Yüz üstüydü.. Cüzdanı yerdeydi.... Saçları saman rengiydi.. Az önce ona çarpan adamın saçları siyahtı.. Yerde yatan kişi ise ona yardım etmeye çalışmıştı.
Başına eğildi. Yüzünü çevirmeye çalıştı. Bu bir kadındı. İnanamadı. Bir kadın ona yardım etmişti. Güzel yüzü çizikler içerisindeydi. Belkide yere düşerken oldu dedi kendi kendine..
Yaka kartını okudu.
- ...Amira..
Bu yazıyı görünce beyninden vuruldu. Barmen kız ona yardım etmişti. O onun yüzüne bile bakmamıştı. Kadının yarasından oluk oluk kan akıyordu.
Henry yarasına bakınca anladı.. bıçaklanmıştı Belki de kurşun yemişti. Sonuç olarak çok ciddi yarası dedi kendi kendine. Gene de bir tabanca sesi duymamıştı. Sonuçta çokta uzak değildi. Neler düşünüyordu hala? Yerde yatan kadın onun yüzünden ölüyordu. O hala ne düşünüyordu? Hala analiz yapma peşindemiydi.? Ne biçim bir insandı..
Henry o sırada dengesi bozuldu çömelmiş bir haldeyken kızın yanına düşerek oturdu. Bunları bir kenara bırakıp bir an önce bir şeyler yapması gerekiyordu.
Polisi arayamazdı.
Nasıl açıklayacaktı.
Bir ton soru..
Ambulansı arayamazdı.
Hastanede bir terslik olduğunu anlayıp polise haber verirlerdi...
Ne yapacaktı. ?
Aklına kendi kanlar içerisinde bayıldığı sahne geldi. Midesi bulanır gibi oldu. Kendini tutmalıydı. Bu kadar güçsüz biri değildi.
Evet.
Kendine gelmeliydi.
Ne yapabilirim? diye düşündü. En iyi ihtimalin ne olduğunu iyi biliyordu. Ve bunu yapacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gambadis Çemberi
FantasiGeç kalınmış bir geçmiş... Terk edilmiş hayatlar.. Anlamanın tek bir yolu var.. Bilincinizi imkansıza açmak. Loneanın içinde bulunduğu dünyayı, anlamanız için karmaşıklığa kendinizi vermeniz gerekiyor. İnsani yönü için vaz geçtik...