Lonea dağılmış duvarına baktı. Henryi düşündü. Çok mu aşırı tepki vermişti bilmiyordu. Herkesin bir hassas noktası vardı sonuçta..
Hızlı bir şekilde biraz daha toparladı evi.
Uzaktan bir göz gezdirdi.
Olmuştu.
'Belkide ev değiştirmeliyim' diye düşündü. Bu aralar çok sık ziyaret ediliyordu..
Yatmak için merdivenlere yöneldiğinde kapının zil sesini duydu.
Lonea söylenerek kapıya yöneldi: 'evet evet.. kesinlikle değiştirmeliyim'
Kapıyı açtığında Henry ve kucağında kanlar içerisinde olan bir kız ile karşılaştı. Şaşırmamıştı. Her zamanki soğuk kanlılığını koruyordu. İnsan içine iyice karışmayı seçtikten sonra her şeye hazırlıklı olması gerektiğini biliyordu.. Loneanın gözleri henrynin gözleri ile buluştu. Henry kararlı şekilde loneaya bakıyordu. Tek kelime etmemişti. Lonea kafasını olumlu olarak bir iki kez sallayarak kenara çekildi ve üst odalardan birine kızı çıkartması için eliyle merdivenleri işaret etti. Henry , yatağa usulca kızı bırakırken Loneanın sakin şekilde ilgilenmesi için kızı onunla yalnız bıraktı .
Lonea aletlerini almak için kızın yanından bir süreliğine ayrıldı. Tekrar yanına geldiğinde kızı dikkatlice izledi. Kız .. çok güzeldi. Duru bir güzelliği vardı. Saman rengi saçları, düzgün bir yüz ve vücuda sahipti. 'Sanırım onu taşırken zorlanmamıştır' diye düşündü. Gayet zayıf birisiydi. 'Hayatında hiç yemek yemesi gerektiğini hatırlatan birisi olmamışmıydı? '.
Yarasına baktığında çok derin olmadığını gördü. Buna rağmen üzerindeki giysilere ve açıklığın çevresine bakarak, oldukça kan aktığı söylenebilirdi. Halada akmaya devam ediyordu. İnsan vücudu çok farklı bir yapıydı. Bazen ne yapacağı belli olmuyordu. Dikkatlice inceleyince bir bıçak ile yapıldığını anladı. Bıçağın bir kısmı saplandığında %70 i boşluğuna denk gelmiş olmalıydı. Tekrar çıkartıp tekrar saplamış olmalı ki organlardan gelen kan bu diyafram kısmına dolmuştu. Hala yaşıyor olması mücizeydi. Kıza baktığında gittikçe kesik kesik soluk almaya başlamıştı.
Gerçek bir doktora ihtiyacı vardı. Şu an yetiştirmeye kalkasalar ölürdü büyük ihtimalle. O zaman yapıştırıcıya ihtiyacı vardı. Bu durumu sevmiyordu. İyileştirme kabiliyetine ihtiyacı olduğunu biliyordu. Bir doktor değildi. İçerideki damara nasıl müdahale edeceğini bilmiyordu. Dişlerini uzattı. Eline gelen sıvıyı aldı ve bir boşluk olan açık alandan içeri elini soktu. Kızın yüzü değişti. Bu acıtmış olmalıydı. Bir yandan görüş açısını açtı ve gözleriyle vucudunda nereye gittiğini anlamaya çalıştı. organlarının bir bir üstünden geçti ve açık olan kısımlarının kısa süre sonra iyileştğini gördü. Artık derisine dikiş atmaya başlayabilirdi. Sonuçta deriye çok iyi dikiş atabilirdi. Geçmişteki savaş dönemlerinde hemşirelere yardım ettiği zamanlar geldi aklına. Bir zaman sonra insan alışılıyordu. Sonuçta dikişin gözükmesi gerekti. Onlar insandı. Çok iyi iyileşmiş bir yarayı açıklayamazdı.
Lonea kan torbasınıda taktıktan sonra işi bittiğini anladı ve usulca kapısını kapatıp çıktı.
Salona indiğinde çekyatın bir köşesinde uyuya kalmış henryi gördü.
Kafasını sağa doğru hafifçe yaslayarak karşısında uyuya kalmış olan çocuğa baktı. Tuhaf bir şey vardı bu çocukta. Anlam verememişti. Hayatının zor dönemlerinin daha yeni başlıyor olacağını düşündü. Gözlerinin altı morarmıştı. Pufun üzerinde duran şalını alıp üzerine örttü. Sabah bi konuşma faslının olacağını biliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gambadis Çemberi
FantasyGeç kalınmış bir geçmiş... Terk edilmiş hayatlar.. Anlamanın tek bir yolu var.. Bilincinizi imkansıza açmak. Loneanın içinde bulunduğu dünyayı, anlamanız için karmaşıklığa kendinizi vermeniz gerekiyor. İnsani yönü için vaz geçtik...