Sabahın ilk ışıkları ile uyanırlarken..akşamdan kalma ateşin sönmüş dumanı hafifce tüttü..
3 gün geçmişti aradan...
Yağmurlu orman dedikleri noktadan geçiyorlardı..
Çok konuşmuyor sadece yollarına bakıyorlardı.
Kızlar ormana daha çok ayak uydurmuştu. Çoğu zaman sığınacakları bölge soğuk olduğunda ılaria çimenleri birazdaha büyütüyor ve rüzgarı engelliyordu. Toprağın belli bir yerde köklerin birikmesini sağlayarak sıcaklığı ayarlıyordu. Bir yandan Ducia ve Danielde alışmıştı birbirine.. Daniel duciayı kıskanmıştı ilk gördüğünde. Büyük bir ustalıkla belli etmemişti. Çünkü merak ettiği kadına en yakın olan kişi oydu. Merak ediyordu evet. Gizemini.. duruşunu.. eliyle saçlarını arkaya atışını.. gözünün önüne düşen saçlarını kenara itmek için hep sol elini kullanıyordu. Bazen onu izliyordu diğerleri yemek yerken. Hiçbirşey yemiyordu. Daniel gibi avlanma gereği duymuyordu. Peki nereden alıyordu bu kadar enerjiyi?
Ne kadar kendini güvensizmiş gibi göstermeye çalışsada içindeki tuhaf sevgi kıvılcımı ve vicdan kokuyordu. aurası güçlü bir kadını temsil ederken elleri bol ve dışa dönüktü. Bir insan nasıl bu kadar kendi içinde tezat oluşturabilir?
Son zamanlarda loneanın onlardan uzaklaşarak ortalıktan kaybolması dikkatini çekti. Ducia Danielin loneaya baktığını ve nedense enşilendiğini sandığı bir zamanda Danielin yanına oturduğu bir akşam öylesine ona bakmadan konuşmaya başlamıştı.
Aldırmamalısın dedi. Çünkü kadın tuhaftı. Bütün tuhaflıkları bedeninde taşadığını biliyorlardı. İlk tanışma zamanlarından biraz bahsetti. Normal karşılanması gerekiyordu onun gibi birinin. Belkide onun dışında bu yeteneklere sahip olanlar çoktan intihar etmişlerdi diye düşündü Daniel. O akşam bunları düşündüğü o günde lonea ona dönüp sadece bakmıştı. Anlamsızcaydı gözleri.. hiçbirşey anlamamıştı. Bu düşüncelerine karşılık ne düşündüğünü duyamadı.
Aslında o an loneanın bu anlamsızca bakmasının tek nedeni.. gerçek bir ölümsüz olmasıydı. Loneanın ona anlamsız baktığı sırada aslında gözlerinin önünde en son gördüğü görüdeki zombiler tarafından öldürüldüğü sahne geçiyordu. Vampirler için kullanılan özel mermi ile vurulmuş kalbi parçalanmıştı.
Peki sonuç?
Hayattaydı. Daha doğrusu gördüğü görüde hayatta kalmıştı.
Öldürülemiyordu. Kendini bir kaç kez öldürmeyi düşünmüştü ama yapmamıştı.
Sabahın erken saatlerinde.. Loneanın aurası çok sık tutarsızlaşmaya başladı. Anlamsızca bakıyordu. En azından onların yüzlerine baktığında..
Onların yüzüne baktığında diyoruz .. çünkü genellikle tek ve onlardan uzak takılmaya başlamıştı. Yanlarına geldiği zamandada onlarla pek konuşmuyor sadece doğru yolda ilerlediklerini ve etrafta düşmanların olmadığını söylüyordu. İyice uzaklaşmış gibiydi. Kızlar rahatsızdı bu konudan. Loneanın kendini kaybedip delirmiş olma ihtimalini bile düşünmüşlerdi keni aralarında.
Lucrazia ise: saçmalamayın. Sadece işine odaklanıyor. Bizim gibi oda alışmaya çalışıyor diyerek mantıklı bir açıklama getirmişti.
Sabaha kadar Daniel ve Lonea sırayla nöbet tutmuştu. Uyumuyor olabilirlerdi fakat dinlenmeye ihtiyaçları vardı. Lonea pek konuşmuyordu. Sadece derince düşünüyordu. Kimsede bir şey sormamıştı.
Lonea düşünüyordu.. Bu yola girdikleri ilk köyün yandığı üç gün öncesini düşünüyordu. Biraz keşif için oraya gitmişti olay gecesinin sabahı.. Hepsinin orada görünmesi belkide ikinci vurgunu yemelerine neden olabileceğini düşünmüştü. İnsanlar korkabilirdi. Söyleyenlere göre bir kaç siyah atlı gelmiş. Yüzlerinin olmadığını tarif etmişlerdi. Ortalığı yakıp gitmişler. Bunun nedeninin yaklaşan savaş olduğunu söylemişlerdi loneaya. Sanıyorduki onların bulunduğu savaştan pek bahsetmiyorlardı . Bunları yaşayanların zihinlerini bulanık görmüştü. Onlardan pek bir şey öğrenebileceğini düşünmüyordu.. Yardımda edemezlerdi. Kendi yollarına gitmeleri gerekiyordu. Köyde çok az kişi kalmııştı. Onlarda göç etmek için toplanmıştı. Kaderlerini kendi kararları ile çoktan belirlemişlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gambadis Çemberi
FantasíaGeç kalınmış bir geçmiş... Terk edilmiş hayatlar.. Anlamanın tek bir yolu var.. Bilincinizi imkansıza açmak. Loneanın içinde bulunduğu dünyayı, anlamanız için karmaşıklığa kendinizi vermeniz gerekiyor. İnsani yönü için vaz geçtik...