loneanın görüşü bulanıklaşmaya başlamıştı..
Sadece gözlerinin....
kapandığını hissediyordu ...
Bir yerlere çekiliyor gibiydi..
Bir anda kendini bıraktığını hissetti.
Bulunduğu yere yığıldı.
**
-----
Bazen gördükleriniz görmedikleriniz kadar uzak gelir.
-----
Zone konuşurken loneanın hareketsiz kalmasından zaten rahatsız olmuştu. Özellikle kızın gözleri kapandığı an hızlıca hareket etmesi gerektiğini anladı. Fakat Daniel ondan daha hızlı davranmış loneayı belinden tutmuştu. Önce loneanın yüzüne daha sonra zoneye baktı. Ellerinde olan kadın nefes almıyordu. Boğazından nabzını kontrol etti. Normalden çok düşüktü. Ölüyor muydu? Vücuduna baştan aşağı baktı. Bir yerinde kanaması da yoktu. Hasta mı? diye düşündü. Zoneye dönerek konuşmaya başladı.
'Zone. (gözleri loneadaydı) Noluyor burada anlamış değilim. Ne yapacağız? Neden bayıldığı hakkında bir bilgin var mı? (Anlamsız bir şekilde telaşlanmaya başladı. Hayatında ilk defa bir insanı baygın şekilde tutuyordu. .Gördüğü hep ölümdü ve bu tablo ona oldukça yabancı gelmişti.. Gözlerini onun yüzünden ayırmadı)
Zonenin kafası karışmış gibiydi.
'Bilmiyorum evladım. Keşke bilsem. Şu an çok tedirginim. Daha önce onu bayılırken görmemiştim. Bildiğim kadarıyla.. (bir an cümleyi toparlamaya çalıştı. Elleri kafasına gitti) bir hastalığı yoktu.'
--- --- ** --- ---
LONEA (bilinç altına yolculuk)
Lonea gözlerini açtığında karanlık bir yerde buldu kendini. Görüşü bulanıktı. Ne olduğunu anlamaya çalışırken düşüncelerini yokladı. Anıları yavaş yavaş geliyordu. En son zonenin odasındaydı. Sonra o çocukla göz göze gelmişti .. sonrası.. boşluktu.. (Bir arabanın çalışma sesi geldi. Kafasını topladı ve arabanın içinde olduğunu anladı) .
Neden bu kadar karanlık olduğu anlam kazandı. Kendisi bir jipteydi. Camlarına siyah şeritler çekilmişti. Zaten dışarısı da karanlıktı. Arabada yalnız olmadığını anladı. Yanındaki adamları tanımıyordu. O ana kadar sessiz kalmıştı. Sonra bir yerde durdu araç. Şoför , camını açıp elindeki kağıdı uzattı. Loneanın dikkatini kağıdın üzerindeki kaşe çekti. Askeri bir kaşeye benziyordu. Dikkatini dahada topladığında tellerle çevrili olan bir yere doğru giden kapı onunde durduklarını anladı. Şöförün kağıdı verdiği asker elindeki küçük feneriyle bu mühre baktı önce. Daha sonra kağıdın bütününe baktı. Telsizle yandaki kuleye bilgileri aktardı. Giriş izni çıkmış olacak ki bir sesle birlikte önlerindeki paravan yukarı doğru kalktı. İçeri giriyorlardı. Lonea Arka koltuktan eğilerek öndeki iki koltuk arasından baktı. Yolun kenarlarında bir kaç ağaç vardı. Karşılarında karanlıkta az çok belli olan bir bina duruyordu. Binanın yan yolundan girerek yollarına devam ettiler.
Nereye gidiyorlardı ?
Burada ne işi vardı?
Neden kimse konuşmuyordu?
Askeri bir tesise gelmişlerdi ama neden?......
-- --- --
Durduklarında lonea da diğerleri gibi araçtan son kişi olarak indi. Geldikleri yola doğru baktı. Sanıyorduki güvenliği geçtikten sonra 15 dk kadar daha yol almışlardı. Birkaç tabeladan geçmişlerdi. Bu da burada ki tesiste yalnız olmadıklarını ve birbirinden bağımsız binaların olduğunu gösteriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gambadis Çemberi
FantasyGeç kalınmış bir geçmiş... Terk edilmiş hayatlar.. Anlamanın tek bir yolu var.. Bilincinizi imkansıza açmak. Loneanın içinde bulunduğu dünyayı, anlamanız için karmaşıklığa kendinizi vermeniz gerekiyor. İnsani yönü için vaz geçtik...