Sabaha kadar çok vakit vardı.
Lonea önce üzerindekileri değiştirerek işe başladı. Kandan elbisenin rengi gözükmüyordu. Bu evi zamanında bir arkadaşı kiralamıştı. Onun eşyalarından bir gömlek ve pantolon buldu. Baygın yatan çocuğun pantolonunu ve gömleğini değiştirdi. Bu durumu garipsemişti. Ne olur ne olmaz diye olayın gerçekleştiği sokakta, baygın yatan, henrynin olduğunu düşündüğü çantayı da almıştı. Onu da köşeye bıraktı. Aşağıya inerek çarşafları koltuklardan kaldırdı. 3-4 saat temizlik ile uğraştı. İşleri bittikten sonra geniş çaplı göz gezdirdi. Her şey eskisi gibi görünüyordu.
Saat: 5 e geliyordu. Sanırım bazı büyük marketler bu saatte açık olabilir diye düşündü lonea. Gene de yukarıdaki adama verdiği kan ve ilaçları düşününce uyanmanın öğleni bulacağını biliyordu.
Montunu alarak kapıdan çıktı. Tekrar evin etrafına ve evine doğru dönüp baktı. Evinin bu haldeki görüntüsü hala işinin bitmediğinin göstergesiydi. Gene de diğer evini özlemişti. Bu evi diğerine nazaran birazcık daha küçüktü. Bahçedeki çiçeklere gözü gitti.. (Eskileri hatırladı)
-Bir bahçıvanı vardı. Hem bu evine hem de diğer evine bakıyordu. Haftada bir kez uğrardı. Bu yüzden bahçeleri çiçeklerle dolu doluydu. Onu da çok severdi.
At kuyruğu yaptığı saçlarını bozdu ve açık bıraktı. Montunun içine kot pantolon, beyaz uzun kollu bir kazak giymişti. . Merdivenlerden inerek, Volkswagen golf olan arabasını park ettiği bölüme gitti. Marketin yolunu tuttu.
Markete vardığında hala açılmamış olduğunu gördü Başka bir yere de gitmek istemiyordu. Her zaman merkezdeki Blue markete giderdi. Burası çok büyüktü ve dolanmaktan büyük keyif alırdı. (Ne isterseniz burada bulabilirdiniz.)
Lonea , arabasını marketin otoparkına park ettikten sonra, Yakın bir kahve dükkanına yürüdü. Gelen kokulardan yemekle ilgili dükkanların açılmaya başladıklarını anlamıştı. İşte en sevdiğim koku dedi eline aldığı kahveden sonra. Biraz vakit geçirmek için sahile doğru yürüdü. Boş bir bank bulup oturdu.
Uzaklara doğru dalmıştı. Daldığı anda da düşünmeye başladı...
' Hayat insanlar için çok kısaydı.. Bir var, bir yok.. Eskiden buralarda bu kadar ev ve iş yeri yoktu. Hangi görüntünün daha iyi olduğunu düşündüğünde.. . Bilemiyordu. İnsanlar bu varlıkların kıymetini bilmiyordu. Onlar için üzgündü. Çok ölümler görmüştü. . Ve artık onca şeyden sonra olaylara gerçek tepkilerini veremediğimi hissediyordu. Bazen duygularından bile emin olamıyordu. Ne aşk.. Ne nefret.. Ne sadakat.. bilmiyordu. Beni bu hale getiren bir dünya.. O gece neden seçildiğimi bilmiyorum. dedi hafifçe.. Kaderin bir planı vardı. Fakat ne olduğunu bilmiyordu. Hep rüyalarda olurdu böyle şeyler. (kahvesinden bir yudum daha alır ve şekersiz olduğu için yüzünü değiştirir. Kahve aldığı yerdeki çocuk, şeker alır mısınız diye ısrar edip söylenirken yerdeki elbezini fark etmeyip düşüşünü hatırladı ve gözünün önüne gelmesi ile tebessüm etti.).. Şimdi ise onun hayatı bir fantastik film gibiydi. Kendisini eve kapatıp kitaplara vurmuştu. Varlığından haberi olan kişiler sayılıydı.. Filmlerde gördüğü o incelemeler üzerinde olacak diye korkmuştu.. Kaçmıştı. Yinede kendini geliştirmekten geri kalmadı. Fakat artık kaçmaya niyeti yoktu. Artık daha farklı hissediyordu. Değişimi içinde görüyordu. En azından zamanında çok çalışmıştı. Hem kendine düzenli bir para akışı sağlayacak işleri vardı. Hem de ailesinden yüklü miktarda miras kalmıştı. Aslında o ortadan kaybolduktan sonra; 1 ay içerisinde annesi ,babası ve kardeşinin de içinde olduğu araba uçurumdan uçmuştu. Ve tek varis oydu. İnsan içine çıkmadığı ve kendini bir bodruma kapattığı o günlerde sadece gazetelerden günlük haberleri takip ediyordu. Ve gazetede varisin hala ortaya çıkmadığı yazıyordu. O haberden sonra gün yüzüne çıkmanın zamanı geldiğini anlamıştı. Onlara veda edememenin burukluğu vardı içinde. Fakat gözlerini.. kollarını.. nasıl açıklayacaktı? Para pul önemli değildi. En sevdikleri gitmişti. O ev.. o eşyalar ailesıne aitti. Satışa çıkmasına göz yumamazdı... Paranın çok yüklü bir kısmını bağışlamıştı. Bir avukat tutarak onun yerine yönlendirmelerini yapmasını istemişti. Zaten paraya ihtiyacı yoktu. Fakat içinden bir ses paranın bir kısmını farklı bir şeyde harcayacağının hissini uyandırmıştı ona. Madem öyle.. o paraya dokunmayacaktı. O evi de seneler sonra sergiye açtırtmıştı.. Para ise.. Senelerdir bankada duruyordu.'

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gambadis Çemberi
FantasíaGeç kalınmış bir geçmiş... Terk edilmiş hayatlar.. Anlamanın tek bir yolu var.. Bilincinizi imkansıza açmak. Loneanın içinde bulunduğu dünyayı, anlamanız için karmaşıklığa kendinizi vermeniz gerekiyor. İnsani yönü için vaz geçtik...