Bölüm 47/Buzlar Ülkesi..

78 8 0
                                    

Lonea tekrar uyandığında farklı bir odadaydı.

Önce hafifce öksürdü. Yastığın yumuşaklığına mest olduğunu itiraf ediyordu içten içe. Sağ eliyle ağzına götürerek öksürüklerini bastırmaya çalıştı.

Üzerinde giysiler olduğunu fark etti. Çarşafı açarak oturur pozisyona geçti yatakta.

Boynu ağrıyordu. Sol eliyle saçlarını geri atmak isterken yastığının üzerindeki büyük kan lekesine gözü gitti. Görmemesi imkansızdı. Yatak çarşafları.. pikeler.. yatak başlıkları.. yastıklar.. bir kaç hafif renkli desen olmasına rağmen bembeyazdı.

-------------

Odaklanarak neler olduğunu anlamak için baktığında kaşlarının arasındaki ince çizgi büzüldü.

Lonea: sakince düşündüğümde herşey yerine oturacak. Önce nerede ve hangi konumda olduğumu kesinleştirmem gerekiyor.

Ayağa kalktı üzeride kan olmuştu. Ellerine baktı. Temizdi. Sağ eliyle burnunu kontrol edip eline baktı. Bir parça kan vardı. Ağzı.. Gözleri..

Ah evet gözleri. Hatırlıyordu çok net. Aynaya baktığında berraksı gözyaşlarının olması gereken yerde kanlar görmüştü. Demekki yanlış değildi. Gözlerinden , ağzından burnundan kan gelmişti.

Lonea: ağır bir darbe almam gerekiyor böyle bir durumda.(Düşünerek Cama doğru ilerliyordu) En son sıralı bir yerdeydim. Yani rüya gibiydi ama bir yandan gerçek.. Kendimi çok zorlamış olmalıyım. Gerçeklikten ne zaman çıktım? (ellerini camın kenarına doğru yasladı dışarı bakarken , kararlı bir şekilde) En son..

En son.. ah evet.. nehirden çıkan güzel bir peri yada.. denizkızımıydı?.. (sadece dokunduğunda karmaşık duygular hissettiğini hatırlıyordu.) Sonra sürekli uyanıp bayıldım. Bir çok olay gelişti. Hangisi gerçek hangisi rüya ayırt etmem lazım. Genede yaşadığım gerçekliğinde bir olasılıktan ibaret olduğunu düşünürsem.. Eh o zaman aslında benim için rüya yada gerçeklik arasnda bir fark olmadığını söyleyebilirim..

-----------

Tekrar bir öksürük nöbetine tutuldu. Yine giden sağ elini geri çektiğinde elindeki kana sadece odaklandı.

Daha önce bir yeri kesilse ne olurdu? Demir tadı aldı.

Sol tarafında bulunan masanın üzerinde duran çeşitli meyvelerin ve bir su testinin yer aldığı kısma gitti gözü. Sonra tek bir şeye odaklanmıştı. Bıçak.

Bıçağı eline alırken güneş ışınları camı delip geçerek gözlerine geldi.

Kan olmayan diğer elinin içerisine götürdü bıçağı önce kesmeyerek bir süre durdu.

Lonea: bazı şeyleri anlamanın tek yolu var.

Bıçağı önce ileri doğru sürtüp daha sonra hızlıca bastırarak fazla derin bir şekilde etine gömdü ve çekti. Canı acıdı.

----Tam o sırada...

Kapı çalındı ve 1-2 sn sonra açıldı içeri giren kısa boylu önlüklü orta yaşlı bir kadındı.: hanım efendi. Kral Charles sizin uyanmanızı bekliyordu. Müsait olduğunuzda sizinle görüşmek istiyor. Yiyecek bir şeyler arzu edermisiniz?

Lonea önce kadına doğru ufak bir bakış attı sonra kestiği elini sıkarak kan akma ihtimalini gözden geçirdi. Başka şeylere kendini odaklamalıydı. Camdan baktı. Şu an Neredeydi?


Lonea: Nerdeyim ben?

Hizmetci kadın: Buzlar ülkesindesiniz efendim.

Gambadis ÇemberiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin