10. Bölüm: İSTERSEN

208 16 2
                                    

Multimedya: Ecemsunun kurstaki hali

--------Savaş'dan----------

Toprak'dan sinirimi alamadığım için arabama bindim ve son hızla kendi evimin yolunu tuttum. Yolların boş olması iyiydi çünkü şuan 120 km hızla gidiyordum. Radyoya bastığımda Buray--istersen şarkısı kulaklarıma doldu. (Burada şarkıyı açabilirsiniz.)
Toprakla Duru nun öpüşmesi yine aklıma gelince gözlerimden bir damla yaş düşmüştü. Yanaklarım iyice ıslanmıştı ağlamaktan yolları bulanık görüyordum. Ne yapacağımı bilemiyordum. AŞK sadece 3 harften ibaretti ama insanı öyle bir çarpıyordu ki neye uğradığını şaşırıyorsunuz.
Şarkıya bağırarak eşlik etmeye başladım.
----İstersen yak! savur, dağıt beni yarala

Al bütün varım yoğum senindir.

Ben yazdım seni diğer yarımaaa.

İstersen yık, acıt, kanat, beni parçala.

Ölsem de kıyan senin elindir.

Sen dokun ziyan olmaz banaaa.

Sen iste dağları sen iste yolları aşayım

Geç kalma, yaz beni diğer yarına.---

Şarkının bitmesine yakın evin önüne gelmiştim. Radyoyu kapatsam da çoğu kişi yüksek sesten camlara çıkmış bana bakıyorlardı. Babamın evde olmamasına dua ederken ,babamı da camda görmem beni hayal kırıklığına uğrattı.
Çok sinirli bakıyordu ve birazdan ceza yiyeceğimi gözleriyle anlatıyordu sanki.
Kapıya geldiğimde babam kapıyı açtı ve "Içeri!"diye sinirle kükredi.
Ben de biraz korkarak içeri girdim.
Babam kapıyı kapatıp yanıma geldiğinde "Koltuğa otur!" diye yeniden kükredi. Koltuğa oturunca babam karşıma geçti ve başladı bağırmaya
"Sen iyice şımardın Savaş özel okula gidiyorsun diye onlara benzeyeceksin diye bir şey yok. Tamam onlarla gez toz bir şey demem ama benim arabamı izinsiz alıp müzik son ses eve gelemezsin!"dedi. Sinirle bakıp "Ama--"
Diyecek oldum fakat babam beni susturdu ve "Bundan sonra benim arabamı almıyorsun. Ve bir hafta boyunca dışarı çıkmıyorsun!! " dedi ve beni dinlemeden odasına gitti. Üvey annem uyumuş olmalıydı yoksa bizim babamla kavga etmemize engel olurdu. Babam bazen gerçekten çok üstüme gidiyordu. Kız çocuğu gibi görüyordu beni çok fazla koruyordu ama ben 17 yaşındaydım kendi kararlarımı kendim verebilirdim. Ayrıca 18 yaşıma girdiğimde ilk işim ehliyet almaktı. Araba sürmeyi babam öğretmişti ama ehliyetim olmadığı için biraz tehlikeliydi. Sinirle bir nefes verdim ve koltuktan kalkıp odama gittim. Işığı yaktığımda odamın baya dağınık olduğunu gördüm. Uykum olmadığı için odamı toplamaya başladım. Giysilerimi katladım. Yerde ki kirli giysilerimi kirli sepetine attım. Çalışma masamda ki kalemleride düzelttim. Yere düşmüş olan kalemi alırken bir tane kağıt buldum. Kâğıdın içinde ne yazdığını çok merak etmiştim. Yorgun olmama rağmen dörde katlanmış olan kağıdı yavaş yavaş açtım. Yatağımın üstüne oturup çok düzgün bir sekilde yazılan yazıları okumaya başladım.

"Kalbimden geçen sözler, dilimden havaya seker her cümlemde. Sen havaya seken cümlelerin yarısından bile bir haber. Karşılıksız aşk dedikleri bu oluyor sanırım. Milyonlarca kez söylenen ama bir kez bile duymadığın sözlerim var.

Adım attığım ilk yer sanki annemin evi değil de senin kalbinmiş gibi hissetmek… Ne tuhaf bir duygudur bu aşk dedikleri, sanki ilk dengemi seninle kuruyorum. Her an düşecekmiş gibi basıyorum yere yürümeyi yeni yeni öğreniyorum. Sanki emeklemeyi yeni bırakmış bir çocuğum ayağa kalkıyorum. Denge tahtam da sensin, adım attığım yer de sen. Ne gariptir aşk dedikleri; ya düşersin kalkamazsın, ya düşersin daha kendini bilerek kalkarsın...
Güldüğün şeylere beraber gülmek istiyorum. Ağladığın zaman bende ağlamak, korktuğun zaman bende korkmak istiyorum. Heyecanlı olduğun zaman kalbinin atışlarını dinlemek istiyorum. Saatlerce gözlerinin içine bakmak istiyorum. İzin ver. İzin ver seni seveyim. Saçlarınla oynayayım. Kusurlarınla dalga geçeyim ama en çok da ben seveyim onları.Gerçi pek bir kusurun yok.Tamam hiç kusurun yok...

Soğuk Esen Rüzgar (Tamamlandı)✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin