33. Bölüm : Mezuniyet gecesi part/1

42 6 1
                                    

-----Savaş'dan-----

Gözüme gözüme giren güneşe küfür ederek battaniyeyi kafama kadar çektim. Ama bu sefer de zaten sıcak olan hava şimdi battaniyenin altında daha sıcak olmuştu.
Gözlerim kapalı bir şekilde elimi battaniyenin dışına çıkarıp çekmecemin üstündeki telefonu bulmaya çalıştım.
Sonunda elime geldiğinde gülümseyerek battaniyemin içine soktum. Ekrana dokunup saate baktığımda şoka girdim ne ara 12:30 olmuştu?
Ecemsudan 20 cevapsız arama 5 mesaj. Icimden melodili bir şekilde  Eyvah, yandık, sıçtık, bittik diye söyleniyordum.
Ecemsunun numarasını tuşlayıp telefonu kulağıma götürdüm.
Ikinci çalışta açınca az çok kızacağını biliyordum.

"Alo Ecemsu aşkım. "
"Alo Savaş! Neredesin sen? Sabahtan beri arıyorum. Hiç mi bakmıyorsun telefona? Bir de en önemli günde. Mezuniyet gecesinde. Hala uyuduğunu söyleme sakın! Ne yapı-"
Daha fazla konuşmasına izin vermeden araya girdim.

"Ecemsu. "

"Ne? "

"Nefes al! "

"Of Savaş! Sinirliyim sana. Hemen üstünü giy kahvaltı yapacağız. Topraklar ve Gizemler de gelecek. "

" -ler derken? Gizem, Bukre, Duru, Toprak bunlardan mı bahsediyorsun? Ya daha dün beraberdik. Sevgilimle baş başa kalamayacak mıyım? "

"Ya Savaş saçmalama. Belki bir daha hiç görüşemeyeceğiz lise bitti mâlum."

"Tamam Ecemsu hazırlanıyorum. Beni almaya sen gelirsin. "

"Trip mi atıyorsun şimdi? Bu ışte bir terslik var. Bunu benim yapmam gerekiyordu. "

Kahkaha attım ve telefonu kapattım.

Üzerime siyah bir gömlek ve siyah pantalon giydim. Siyahı seviyordum. Beni en iyi anlatan renk oydu çünkü.
Telefonumu ve babamın bana bıraktığı 50 lirayı alıp aşağı indim.
Ayakkabılarımı giyip dışarı çıktığımda havanın çok sıcak olduğunu fark ettim.

Kapının önüne oturup biraz sosyal medya da gezindim.
Ecemsunun arabayla geldiğini görünce  telefonumu cebime atıp arabaya bindim.
Gülümseyerek yanağına bir öpücük kondurdum.
"Günaydın sevgilim. "

Ecemsu öptüğüm yeri elinin tersiyle silerek "hıh. " gibi bir ses çıkardı. Yine ne yapmıştım.
Arabayı çalıştırıp gitmeye başladı ve yüzüme bakmıyordu.

"Ecemsu yine ne oldu?"

Cevap vermeden arabayı sürmeye devam etti. Fırtına öncesi sessizlikti sanırım şuan yaptığı.

"Hayatım ne olduğunu söylersen sana açıklama yaparım. "

"Sorun tam olarak bu Savaş. Daha kendi yaptığın hatanın farkında değilsin. Telefonu kaç kere yüzüme kapatma dedim sana. Sanki bana tahamül edemiyorsun da o yüzden kapatıyorsun gibi geliyor. "

Şimdi hatırladım ama telefonu yüzüne kapatmadan önce gülerek karşılık vermiştim zaten. Ayrıca hemen hazırlanmamı söylememiş miydi?

"Papatyam sen hemen hazırlan dediğin için hemen kapattım seni bekletmemek için. Neden bunu yanlış anlıyorsun? Tahamül edilemeyecek şeyler yapmıyorsun senden asla bıkmam. "

"Tamam liseli olduğumuz son günü berbat etmeyeceğim. Ama sonra burnundan getireceğime emin olabilirsin. "

"Ondan ne şüphe. " diyerek kahkaha attım. Yanağından makas aldım ve arabanın  radyosunu açtım.

Hande yener- Mor şarķısı kulaklarıma dolunca gülümsedim. Şarkı daha yeni olmasına rağmen çok popüler olmuştu. Ecemsu nun en sevdiği rengin mor olduğunu biliyordum ve ona o rengin  çok yakıştığını da.

Soğuk Esen Rüzgar (Tamamlandı)✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin