------Ecemsu'dan---------
Alarm sesiyle gözlerimi açtım. Bugün pazartesiydi ama yılbaşı olduğu için yarım gün okul olacaktı.
Okulu ne kadar sevsem de dersler ve sınavlardan artık bıkmıştım.
Dün ne olduğunu sanırım anlatmadım. Hemen özet geçiyorum o zaman.-------Dün-------
Bende kabul ettim ve bize yakın olan bir kafeye gidip oturduk. Ikimiz de birer kahve istedik ve dışarıyı izleyerek yudumladık.
O sırada telefonum çaldı. Arayan kişiyi gördüğümde Savaş a baktım ve o da telefonuma bakıp "Acsana." dedi.
Yeşil telefon işaretini sürükleyip açtım ve;
"Alo Duru." dedim.
"Ecemsu nerdesin?"
"Savaşla ******* kafedeyiz."
"Tamam rahatsız olmazsanız Toprakla gelelim mi?"
Savaşa baktığımda konuşanları duymuş olacak ki hayır anlamında kafasını salladı.
Ben de hayır diyemeyeceğim için
"Tabi gelin ne rahatsızlığı biz de kalkmayı düşünüyorduk ama neyse gelin." demek zorunda kaldım.
Duru görüşürüz diyip telefonu kapatınca Savaş nefesini dışarı verip off dedi.
Savaşa anlamayan bakışlarla "Siz Toprakla barışmamış mıydınız? Neden böyle yapıyorsun?" diye sordum.
Savaş "Boşver." deyince iyice merak ettim ve
"Savaş söyle ışte ne olacak." dedim.
Savas elini durmam icin havaya kaldırıp "Ecemsu yeter sus. Seni ilgilendirmez. " dedi. Tabi beni niye ilgilendirsin ki. Ben onun neyi oluyorum ayrıca.
Hiç birşey demedim elime telefonumu aldım ve nefret ettiğim bir türlü gecemediğim oyunun bölümünü açtım.
Savaşı anlamak çok zordu. 10 dakika önce beni öpen oyken şimdi hiç birşey olmamış gibi sus diyordu.
Oyunu tekrar tekrar oynadım ama artık 30 kere kaybedince telefonu kapatıp çantama attım. Savaşa baktığımda üzgün bir şekilde bana bakıyordu. Pişman olmuş gibiydi ama kalbimi çok kırdı.
Durunun "Selam." demesiyle ikimizde onlara baktık.
Toprak bana elini uzatıp "Selam Ecemsu ne kadar güzelsin bugün."dedi. "Sağol." dedim ve Duruya oturması için işaret ettim. Savaşa baktığımda sinirli bakışlarını Toprağa gönderiyordu. Toprak bunu pek fazla takmıyor gibi çünkü garsonu çağırıp iki kahve istedi.
Duru da bu soğukluğu anlamış olacak ki "Eee siz niye konuşmuyorsunuz Toprak Savaşla?" diye sordu.
Savaş "Yok birşey konuşuyoruz." dedi ve elimi tutup " Hadi Ecemsu kalkalım artık" diye devam etti.
Elimi geri çektim ve "Daha Durular yeni geldi biraz daha kalalım." diye itiraz ettim.
Savaş sinirle ayağı kalktı ve "Benim canım sıkıldı ben gitmek istiyorum gelicekseniz gelin." diyerek arkasına bakmadan kapıya doğru ilerledi.
Sandalyeden kalktım ve duru ya ben seni sonra ararım diyerek masaya içtiğimiz kahvenin parasını koyup Savaşın peşinden koştum.
Savaş tam kafeden çıkmıştı ki orada olan buzdan dolayı kaydı ve düştü.
Savasa kızgın olsamda açıkçası çok korktum.
Yanına oturup "Savaş iyi misin? Bir şeyin var mı?" diye sordum.
Savaş kahkaha attı ve "Yok birseyim sadece biraz popom acıdı."dedi.
Bende kahkaha atarak "Hadi o zaman gidelim." dedim.
Kolunu omzuma atıp ayağı kaldırdım. Gerçekten ruh sağlığımız bozuktu. Az önce kavgalıyken şimdi kahkaha atıyorduk.
Yoldan geçen taksiyi durdurup Savaşla beraber arka koltuğa geçtim. Taksiye bindiğimizde Savaşın evini tarif ettim.
Savaş bana övgü yağdırmaya başladı "superwoman, harika kadın " diye.
Susması için işaret parmağımı Savaş ın dudağına götürdüm.
Savaş işaret parmağımı alıp öptü.
Kalbim yine maraton koşuya katılıp koşmaya başlamıştı. Salak adam niye böyle şeyler yapıyorsun. Amca arabayı eve doğru sürerken Savaş bana gülümseyip "Teşekkürler. Sana da zahmet oldu beni taşımak zorunda kaldın." dedi.
Savaşa "Saçmalama lütfen. Hem unuttun mu sen beni iki kere taşımıştın? " dedim.
Savaş o anları zihninde canlandırmış olacak ki hunharca gülüyordu. O kadar tatlı gülüyorsun ki ben yanında yokken sakın gülme.
Içimden geçenleri Savaşa söyleyebilecek cesaretim olsaydı keşke.
"He bu arada. Savaş dün ben ne yaptığımı hatırlamıyorum. Çok içki ictigimde saçma sapan şeyler yapıyorum. Senin yanindayken malca bir şey yapmadım değil mi? "
Savaş kahkaha atıp burnumu sıktı.
"Gerçekten hatırlamasan daha iyi. Ama olsun anlatayım ben. "
Derin bir nefes alıp sesini kız gibi yaparak benim taklidimi yaptı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soğuk Esen Rüzgar (Tamamlandı)✔
Roman d'amourKalp deniz, dil kıyıdır. Denizde ne varsa kıyıya o vurur. Bizimkisi bir aşk hikayesi değildi. Aşktı bizimkisi gerisi hikayeydi. <3 Yüreğim soğuk esen rüzgar gibi; Ya donduruyor, ya da savurup uçsuzlaştırıyor tüm hayalleri...