Cehenneme Hoş Geldin Güzelim!

156 3 0
                                    


Jonathan AXTON gece bir yerleri çok kötü sızlamasına rağmen sabaha kadar uyumayı başardı. Ama gün ağarmadan önce ne yazık ki kendini yataktan düşürebilecek şiddette bir rüyaya şahit olup doğmakta olan güneşe korkmuş gözlerle 'merhaba' dedi. Gerçi buna rüya demek yanlış olurdu. Bu düpedüz çılgınlıktı. 

Rüyasında kendini bir kızın bedenine hapsolmuş bir şekilde okuldan çıkıp evine doğru yürüyordu. Bir aynanın karşısına geçmiş olsa çok ama çok güzel bir kız olduğunu fark edecekti ama ne yazık ki buğulu camlarda sadece kendi siluetini görebilmişti.

Çok güzel bir kızdı. En azından etrafındaki ergenlik çağındaki çocukların ona bakışı kendisine böyle hissettirmişti. Saçlarını sağa sola savurarak okuldan çıkmış ve kız arkadaşlarına el sallayarak onların okul otobüsüne binişine şahit olmuştu. Tekerlekler dönmüş, o da giden okul otobüsünün ardından bakmak yerine evine doğru yürümeye başlamıştı. Kızın evi çok yakındaydı. Bunu kızın yavaşça yürümesine bağlamıştı.

Jonathan bu kızı tanımıyordu ama mekânı çok iyi biliyordu. Bu yaşadığı ve on iki yaşına kadar sokaklarında koşturduğu Kül Ormanı'nın caddelerinden biriydi.

Hortlak Kapısı'nda saat 16.00'dı. Kış mevsimi olduğu için hava erkenden kararmaya karar vermişti.

Etrafta kar birikintileri olmasına rağmen yerler kuruydu. Ama ıslak birkaç kaldırım taşına rastlamakta mümkündü.

Kız saçlarını savura savura yürümeye devam etmişti. Jonathan'da onun gözleriyle Kül Ormanı'nı izlemeye koyulmuştu.

Su birikintisinin gece üşüdükten sonra buzlaşmaya karar vermesi yüzünden donan bir kaldırım taşına basan zavallı kızın ayakları yerden kesilmişti ve kız kalçalarının üzerine düşmüştü. Jonathan'da acının aynısını bedeninde hissetmişti. Nedeni bilmediği bir şekilde göğsünde ve sol omzundan da aynı sızıyı hissetti.

Tuhaftı doğrusu! Sol omzu neden ağrıyordu ki? Hatırlayamadı Jonathan.

Kız acıyan kalçasını tutarak ayağa kalkmaya niyetlenmişti.

"Hey bak bakalım, kim varmış burada?" demişti birisi.

Jonathan ürkek bir kız sesiyle:

"Kimsiniz siz?" diye sormuştu.

Sesin sahibi gölgeler içerisinden çıkarak ona gülümsemişti.

"Tanrım, hayatımda gördüğüm en güzel kız!"

Yanındaki de sırıtarak:

"Hayatın boyunca çok kız gördün de!" diyerek alay etmişti arkadaşıyla.

Jonathan ürkmüş bir şekilde:

"Lütfen rahat bırakın beni!" demişti.

Gölgeler içerisinde bulunan iki adamdan biri dışarıya çıkmıştı.

Yüzü rüyanın verdiği saçmalık yüzünden bulanıktı.

"Seni rahat bırakacağımız kesin! Ama seninle işimiz bitmeden seni rahat bırakmamızı bekleme lütfen!"

Kız başının belada olduğunu hissederek ayağa kalkmıştı. Var gücüyle koşmaya hazırlanırken gölgedeki diğer adam da dışarıya çıkmıştı.

"Umarım bir yere gitmeyi planlamıyorsundur!"

Jonathan kızın ürkmüş gözleriyle üçüncü adamı gördü. Bu adamı da tanıyamadı ne yazık ki. Korkuyla mırıldanıp:

KILIÇ MEZARLIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin