Haziran gecesinin serin havası altında, nükleer patlamaların ulaşamadığı bir mekanda karanlığın içerisinde birisi görünmez olmaktan sıkılarak ortaya çıktı. Kafasındaki tacı bir kral olduğunu simgeliyordu. Bir kral! Üzerindeki elbiselerin tamamı kedilerle işlenmişti. Ay ışığında kediler hareket ederek elbisenin üzerinden kayarak dışarıya fırladılar.
"Kedi Kral!" dedi sessiz bir ses tonuyla Jonathan AXTON. "Tahmin etmeliydim!"
Gecenin karanlığında süzülerek ilerledi kral.
"Yeniden karşılaştık seninle!" dedi Kedi Kral. Gerçekte hiçbir zaman karşılaşmamışlardı ama kastettiği şey Jonathan'ın rüyalarıydı. Birçok kez orada Jonathan'ın ödünü koparmıştı.
Brandon solmuş bir ciltle inledi. Kalp atışında yavaşlama artık vücuda kan pompalaması gerekmediğini söyler nitelikteydi.
"Bu kadar şeyi başarmanı beklemiyordum!"
Jonathan küçük dilini yutmuş gibi kalakaldı. Tanrım, çok görkemli duruyordu. İhtişamı yeri göğü kendisine hayran bırakıyordu.
"Beni epey şaşırttın! Senin basit bir savaşçı olmanı bekliyordum ama onun yerine birlikte yemek yediğim, şarap içtiğim üç dostumu öldürdün!"
"Kader!" dedi Jonathan nihayet. Lanet sesi o kadar alçak çıkmıştı ki kendisi bile bu sözleri duyamamıştı.
"Kader mi?" diye böğürdü Kedi Kral. "Sen buna kader mi diyorsun?"
Bu ses tonu Jonathan'ın korkuyla gerilemesine neden oldu. Sonunda konuşabildiğinde tek kelimelik bir cümle kurdu. Zaten istese de uzun bir cümleyi kuramazdı. Lanet çenesi adeta parmaklıklar ardındaki demir bir kapıydı.
"Evet!"
"Sinirimi bozuyorsun Jonathan AXTON!" diyerek kırmızı gözlerle genç adama baktı, dinozorları görmüş olan kral. "Baban da bozardı!"
Jonathan konuşmadan gerilemeye devam etti.
"Bu gece burada her şey bitecek! O lanet polis otosunun içerisinde babanı üçüncü kapıya yönlendirdiğim zaman baban beni oyuna getirdi. Kahrolasıca beylik tabancasını alarak kafasına sıktı!"
Bir damla yaş Jonathan AXTON'ın gözlerinde peydahlanıverdi. Ağlamamak için alt dudağını ısırdı.
"Ortağı Nancy'nin kafasına sıkmasını sağlayan bana hayatımın en büyük kazığını attı. Bu gece babanın yüzünü unutturarak sana, ruhunu onunla birlikte cehenneme postalayacağım!"
Alt dudağını ısırma şiddetini biraz daha arttırdı genç adam.
"Bu gece her şey sona erecek!"
Brandon son bir kez daha acıyla kıvrandı.
Alexandra ise sevdiği adamın yanıbaşında durmaya devam etti.
Ay ışığı çimenlerin üzerine düşmeye başlayan çiğ tanelerini aydınlatırken, az önce öten baykuş bir kez daha geceye haykırdı.
"Efendimiz, isterseniz hepsini bir çırpıda öldüreyim!" dedi Adam arzu dolu bir ses tonuyla.
Kedi Kral kızgın bir suratla:
"Bunun da sırası var!" dedi. "Uslu bir çocuk ol, yoksa seni vampir dişlerinden gökyüzüne asarım!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KILIÇ MEZARLIĞI
HorrorKılıç Tutan El'in korkunç öyküsünü öğrenmek ister misin? Evet mi? Öyleyse içeri gir! Sakın kapıyı kapatmayı unutma! Çünkü bu yüzyıla yaratık yağsın istemeyiz! KILIÇ MEZARLIĞI Serisi: 1. Kitap - Kuzgun'un Kanatları Altında 2. Kitap - Zaman Tapınağı'...