Artık Sana Zarar Veremezler!

107 3 0
                                    


Gece yarısı bir tıslama duyarak yatağından fırladı çocuk! Ses hiçbir canlıya ait değilmiş gibi duruyordu. Yeryüzünde nefes alıp da bu sesi çıkarabilecek bir varlığın olduğuna inanmıyordu Jonathan. Bütün tüyleri yer çekim kuvvetine karşı koyarak diken diken oldu. Gözleri yuvalarından uğrarken ayaklarının üzerinde durdu.

"Kim var orada?"

Yanlış soruydu bu. Aslında doğrusu 'ne var orada?' olacaktı.

Saat 01.20 idi.

Artık cumartesi günü yaşanıyordu. Bugünün ve yarının tatil olmasına rağmen evde koridorun loş ışıkları dışında uyanık olan hiç kimse yoktu. Herkes derin bir uykudaydı.

Ses daha tuhaf bir tizliğe bürünerek küçük çocuğun ödünü daha fazla korkuttu.

"Lanet olsun!" diyerek ışığa koştu. Kapının yanında durarak ışığı yaktı.

Odada bir şey vardı. Ne olduğunu bilmediği bir şey yatağının sağ tarafına sinmişti. Kendisi yatağının sol tarafında bulunan kahverengi kapının yanındaydı.

Yine bir metafizik olayının göbeğinde olduğunu kabullenen Jonathan:

"Tanrı aşkına, nesin sen? Göster kendini!" dedi sesini yükselterek.

Bir şey kafasını yatağın üzerine atladı.

Bir şey...

O şey bir kediydi.

Kapı'nın koruyucularından biri çocuğun yatağının üzerinde sarıgözleriyle ona bakıyordu. Lacivert bacaklarının üzerinde durarak sırtını dikleştirdi ve çocuğa tısladı.

Korkusu azalmaya başlayan Jonathan:

"Tanrı cezanı versin! Defol git! Çık odamdan!" diyerek küfretti.

Sarı gözlü şeytan çıkıp gitmek yerine ona soğuk gözlerle bakmaya devam etti.

"Efendim sana bir emir verdiğinde yapmalısın!"

"Lanet hayvan! Sana defol dedim!"

Kuyruğunun üzerinde gökkuşağının tüm renklerini barındıran kedi sinirli bir şekilde:

"Bu saygısızlığının cezasını şimdi sana vereceğim!" dedi.

Karşısında bir kedi değil de bir köpek olsa korkudan altına yapacağını bilen Jonathan tüm cesaretini toplayarak:

"Gel de göster o zaman!" dedi.

Tanrım bir kedi ona ne yapabilirdi ki? En kötü ihtimal çocuğun vücudunda pençeleriyle bir sanat eseri yapmaya kalkışabilirdi.

"Buna pişman olacaksın geri zekâlı!"

Jonathan ellerini açarak bir güreşçi pozisyonu aldı.

Derken bir başka kedi annesinin odasıyla kendi odasını ayıran duvardan geçerek odaya dalıverdi. Duvarın içerisinden hem de... Bir hayalet gibi odaya girmişti.

Gözlerine inanamayan Jonathan bu kavganın kolay olmayacağını fark etti.

"İkiye karşı bir mi?" dedi gözlerini yatağın üzerindeki kediden ayırmayarak.

Kedi ağzını açıp bir kahkaha attı. Jonathan bu kahkahaya benzemeyen eylemin kahkaha olmama oranının gerçekte düşük olduğuna karar verdi. Kahkaha değildi belki ama kahkaha olabilirdi de. Karar veremedi Jonathan.

KILIÇ MEZARLIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin