Geriye Sadece Bir Tane Kaldı!

79 3 0
                                    

Jonathan nefesini tutmuş bir şekilde çalılıkların ardına iyice sinmişti. Dünya bir an onun için sadece sessizlikten ibaret olmuştu. Tüm evren derin bir uykudaymış gibiydi. Sadece o ve etrafında köpeksi burunlarıyla etrafı koklayan Orman İnsanları vardı. Etrafındaki tehlike büyüktü ve lanet olasıca Kuzgun hala ortalıkta yoktu.

'Keşke yanımda olup şu anda ne yapmam gerektiğini kulağıma fısıldasaydın sevgili dostum!' diye içinden geçirdi.

Tek başınaydı şu anda ve çok hızlı davranmak zorundaydı. Yaşaması sadece ama sadece buna bağlıydı.

Orman İnsanları deli gibi havayı koklayarak etrafta vahşi sesler çıkartıyorlardı. Bu canavarımsı sesleri duyan Jonathan'a ait kulaklar sağır olmayı diledi.

Bu korkunç ayaklar altında ezilen çimenler bir daha doğrulmayı başaramadı. Adeta tüm yaşam enerjileri ellerinden alınmışçasına sarardılar.

Jonathan havayı koklayan kurt suratlı hayvan insan karışımı olan bu yaratıklar kısa bir süre içerisinde onu bulacaklarından emin olduğu anda yapması gereken tek birşeyin olduğuna karar verdi. Dışarıya çıkmalıydı ve Orman İnsanları'yla savaşmalıydı.

Son derece tehlikeli ve bir o kadar da hızlı olan Orman İnsanları'ndan uzak dur!

Son derece tehlikeli ve bir o kadar da hızlı olan Orman İnsanları'ndan uzak dur!

Evet, aslında onlardan uzak durmalıydı. Yapması gerekilen en mantıklı durum bundan ibaretti fakat şu anda bunu yapması mümkün değildi. Her an adamlar onu farkedebilirdi. Ve farkedildiği anda ise adamlara yem olmaması için hiçbir neden yoktu. Onları gafil avlamak istiyorsa hemen harekete geçmeliydi.

Adamlardan biri kısa bir süre içerisinde Jonathan'ın içine gizlenmiş olduğu çalılıklara yöneldi.

Jonathan bu iblisin yaklaşmasını nefesini tutmuş bir şekilde izledi.

Yapacak tek bir eylem vardı! Genç adam bu eylemin daha fazla tacizlerine maruz kalmamak için kınındaki kılıcını hızlı bir şekilde çıkardı. Ve sessizce çalılıklara doğru kokuların o lezzetli yanının tadını çıkarta çıkarta ilerledi. Katışıksız bir insan kokusu onun salyalarını çimlerin üzerine dökmesine neden oldu.

Jonathan ani bir hamleyle elindeki kılıcı neredeyse burun buruna geldiği Orman İnsanı olan bu yaratığa sapladı. Kılıç bütün sevimliliğiyle yaratığın boğazını delerek bir ayı postunu andıran ensesinden dışarıya fırladı. Yaratık cansız bir biçimde yüzükoyun bir vaziyette yere yığıldı.

Biri ölmüş geriye iki tane avcı kalmıştı. Jonathan'ın işi şimdi daha zordu çünkü iki avcı da çalılığa yığılan yaratığı izlemişlerdi. Gözle görülemeyecek kadar büyük bir hızla çabucak çalılığın yanında bitmişlerdi. Bereket versindi ki Jonathan'ı henüz fark edememişlerdi. Jonathan aynı taktikle bir diğerini de indirebileceğini düşündü fakat ne yazık ki bu kez istediği sonucu elde edemedi. Orman İnsanı pençeleriyle Jonathan'ın savurduğu kılıcı karşıladı ve genç adamın elindeki kılıcı avucuyla kavrayarak, insandışı bir güçle genç adamın elinden alıverdi. Genç adamın elindeki kılıcın yere düşmesiyle hızla harekete geçti ve Jonathan'ın üzerine atıldı.

Bu atılışta hesap edilemeyen bıçak yaratığın boğazını gözle görülemeyecek bir hızla ikiye ayırdı. Etrafa kanlar sıçradı. Tuhaf kokular saçan, simsiyah kandamlaları yerdeki saramış olan çimenlerin üzerine yağdı.

"Geriye sadece bir tane kaldı!" dedi Jonathan AXTON hiç kimsenin duyamayacağı bir ses tonuyla. Sesi zaten anlaşılmaz çıktığı için kendisi bile ne demek istediğini tam olarak anlayamamıştı. Çalılığın dışına çıkarak kendisine hırıldayan hayvana böğürdü.

KILIÇ MEZARLIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin