"Benimle evlenmeni istiyorum Alexandra!" demişti adam.
Alexandra şaşkın bir şekilde cevap vermişti.
"Bunu da nereden çıkardın? Ben bir genelevde çalışıyorum ve evlenmek gibi bir seçeneğim hiçbir zaman olamaz!"
"Biliyorum ama sana deli gibi âşık oldum ben!"
"Ben de senden hoşlanıyorum Tom! Ama seninle evlenemem!"
Adı Tom olan bu yakışıklı adam çırılçıplak bir şekilde yattığı yataktan kalkarak:
"Ama neden?" diye sormuştu.
"Ben bir köleyim de ondan!" diye cevap vermişti Alexandra CANDISH.
"Köleler evlenemez diye bir kaide mi var?"
"Tabii ki böyle bir kural yok ama sen bir köle değilsin! Köleler sadece kölelerle evlenebilir!" demişti genç kadın. Az önce Tom'un indirdiği elbiselerini yavaşça giymeye başlamıştı.
"Senin için bir köle bile olmaya razıyım! Yeter ki bana 'evet' de!" diyerek yalvaran gözlerle bakmıştı adam.
Alexandra giyinmeye devam ederken:
"Bize izin vermezler!" demişti.
Tom parlak zekâsıyla:
"Kaçabiliriz! Ülkenin neresine istersen oraya kaçabiliriz! Bizi sonsuza kadar bulamazlar!" demişti.
Henüz toy olan güzeller güzeli Alexandra CANDISH de bu fikri beğenmişti. Birlikte kaçma fikri ruhuna işlemeye başladığı bir gece de gizlice her şey planlanmıştı. Basit bir kıyafet alışverişi büyük ve amansız bir kaçışa dönüşmüştü. Fakat ne yazık ki planda küçücük bir terslik her şeyi altüst etmişti. O lanet at nalı bir atı kaybetmelerine neden olmuştu. İki kişiyi taşıyan öteki at da daha fazla dayanamayarak onları, takipçilerinin ellerine teslim etmişti.
Timsah Krallığı'nda başlayan kaçış ülkenin en kuzeyinde bir uç liman vilayetinde son bulmuştu. Pis kokulu bir depo da mezabahadaki koyunlar gibi can vermeyi beklerken sonunda köle sahibi çıkagelmişti. Yüzünde öfkeli bir ifadeyle:
"Benden kaçabileceğinizi mi sandınız?" diyerek böğürmüştü.
Korkudan ödü patlamış olan Alexandra ağlayarak yalvarmış ve af dilemişti.
Kapkara gözbebeklerine sahip olan kadın tüccarı bu af dilemeleri ciddiye almadığını dile getirmiş ve Tom'un yüzüne derin bir kesik açmıştı. Tom acı içerisinde kıvranırken keçisakallı pis herif elindeki kanlı bıçağı Alexandra'ya göstererek:
"Benden kaçmanın mümkün olmadığını ne zaman öğreneceksin?" diye sormuştu.
Alexandra yalvarmaya devam etmişti.
Adam elindeki bıçağı fedailerinden birine vererek:
"Kendini erkek zanneden bu adamın cezası nedir?" diye sormuştu.
Bıçak eline tutuşturulan adam dişlerini gıcırdatarak:
"Hadım!" demişti.
Tom korkuyla karışık bir şekilde merhamet için yalvarmıştı.
Adamlar Tom'un yalvarmalarını kulak ardı ederek zavallı adamın üzerine abanmışlardı. Adamın bağırışları ve kulak zarı tırmalayıcı çığlıkları eşliğinde cinsel organını kökünden kesmişlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KILIÇ MEZARLIĞI
رعبKılıç Tutan El'in korkunç öyküsünü öğrenmek ister misin? Evet mi? Öyleyse içeri gir! Sakın kapıyı kapatmayı unutma! Çünkü bu yüzyıla yaratık yağsın istemeyiz! KILIÇ MEZARLIĞI Serisi: 1. Kitap - Kuzgun'un Kanatları Altında 2. Kitap - Zaman Tapınağı'...