BURCUM YALAN SÖYLEMEZ

46 3 1
                                    

MULTİMEDYA : Tuğba ' nın duyduğu yorum.
MULTİMEDYA : Ellie Goulding - Love Me Like You Do

Selam okurlar , kusura bakmayın ama yeni bir işim çıktıydı. Mesela Teog illeti yüzünden yazamamıştım , voleybol çalışmalarım ve ayriyetten Atletizm çalışmalarım vardı. Yakında voleybol maçlarım var. Maçlar bitince sonuca göre alıntılı bölüm koyacağım hemencik. Neyse , iyi okumalar...

*****

Sabah uyandığımda şöyle bir etrafı kolaçan ettim yatağımda iki yaramaz varmı diye ama yoktu. Teyzemler gitmiş olmalılar İrem in okulu için. Bende tuvalette çişimi yapıp yüzümü yıkadıktan sonra tuvalletten çıktım ve geçtim dolabımın başına aldım formamı geçirdim üstüme ve lakosun üstüne de bir spor hırka. Saçlarımı da at kuyruğu yapıp o at kuyruğunada mısır örgüsü yaptım. Ne becerikliyim dimi. Siyah kısa çizmelerimide giydikten sonra aşağı kahvaltıya indim. Yemek yedikten sonra abimle çıktık dışarı. Arabaya bindikten sonra radyoda oynama başladım. Şansa en sevdiğim şarkı olan Ellie goulding ' in 'love me like you do' şarkısı çıktı. Nakaratı en sevdiğim bölüm olduğu için orayı söylerdim çoğunlukla. Şarkı bittiğinde okula daha çok vardı ve abim değiştirmeden burç yorumları başlamıştı. Burçlar sırayla değilde karma ile yorumlandığı için ikinci olarak terazi çıkınca abimin değiştirmek için uzattığı eline vurdum ve "bundan sonra değiştir dalin maymunu" dedim. Başta dediğim cümleden dolayı afallasada sonra araba kullandığı için vurmadı vura vura çüttüğü başıma. Radyoda ki sunucu "Evet arkadaşlar , terazi burcuna asla ve asla yapmamanız gerek şey teraziyi üzmemek" abime dönüp "duydunmu bak ne diyo" dedim "bence bu sana kızmama bir neden değil" dedi. Sunucu tekrar konuştuğu için cevap veremedim ona. "Evet teraziler , size bir tavsiye. Bugünlerde size söylenen yalanlara inanmak size çok zarar verebilir. Gözünüzü iyi açın. Sizin iyi niyetiniz kullanılmak için değil. Bunu birilerinin öğrenmesi gerekiyor." duyduklarım karşısında şaşırmıştım. "Bune be böyle. Görende saf sancak ha bizi. Bizde biliyoz bunları. Hıh kıçımın kenarı" buna abim güldü ve "Ne olur ne olmaz , fal mal çıkar sonra görürsün işin lamark ını" dedi. Kendisi bu tür şeylere ruh haline göre inanır. Okula geldiğimizde hemen arabadan indim. Sınıfa girdiğimde Çağla oturmuş matematik testi çözüyordu. Yanına gidip "Naber ?" diye sordum. Başını kaldırıp suratsız bir şekilde "iyi sen" diye sorunca "iyi" dedim bende enerjim çekilmiş bir şekilde. O sırada içeri Merve daldı. "Lan kitabı getirdin mi denişik" diye sordum ona. Kendisi geçen hafta sıra arkadaşım olmuştuda. "Kanka vallaha anamada arattım ama yok. Kitabın üstüne koyulan kapak var ama kitabın kendisi yok" dedi. "Bak o mahmutun ananesine söyle bulsun o kitabı , vallaha küşküşlerim de küşküşlerim mahmutu ,çıkar boklu dereden" dedim komik bir tehtid le. Mahmut ta benim ex aşkım olan Merve nin çantası olur. Mahmutun annesi Merve , ananesi de Merve nin annesidir. Onu söyliyimde sonra Mahmut kim lan diyip gerilere gitmeyin üşenirsiniz yani sonra bir bok anlamazsınız. Kısacası boşverin. Neyse işte sonra sıraya oturduk konuşmaya başladık derken bizim kekolar geldi. Önümüze oturdular onlarda konuşmaya daldık derken Dilara geldi oda katıldı konuşmaya. Biz böyle konuşurken üst devrelerden bir kız geldi suratsız Çağla ' yı - böyle isim taktım ona- çağırdı. Bunu fark eden kızda bana nefretle bakmaya başladı. Sanki birşey vardı. Bunu fark edemeyen kızlara "lan dedo lar , bugün burç yorumu dinledim sabah arabada , baya böyle size söylenen yalanlar size zarar verebilir , gözünüzü iyi açın diye. Ne olur sizce" dedim rahatlayarak. Buse oradan atladı "kanka bundan bir bok çıkar" diye "Ne birşey çıkacak be , ne olur ki en fazla. Olmaz birşey" dedi Zeynep te. Efsa da korkmuş olacakki " Kanka yine sen dikat et" dedi. "Aynen pofpof , gözünü iyi aç adamcağızın dediği gibi" diye de fikrinin yöneltti Ezgi de. Merve " böyle şeyler çıkabilir de çıkmayabilirde , sen yine dikkatli ol" dedi. Dilarada kuzenini onlaylarcasına " dediği doğru , gezgenlere bağlı birşey bu" dedi. "Peki" diyip konuyu kapattım. Cenk ler sınıfa girince bizimkiler sıralarına gitti çünkü önümü ve arkamızda Onların tayfadan kişiler vardı. Önümüde Furkan ile Ruhican , onların önünde Mert ile Batuhan ve arkamızda ise Cenk ile Uygar vardı. Yan sırada en Önde Buse ile Zeynep otururken aynı sıranın en arkasında Dilara ve Efsanur oturuyordu. Diğer tarafta ise-Biz cam kenarındayız-önden ikinci sırada Ezgi ile İrem , onların arkasında ise Bahrican ile Tuna oturuyordu. Zaten diğer sıralarda da sınıf arkadaşlarımız oturuyordu. Ders matematik ti ve konu ise denklemlerdi. Şirin hoca tahtaya 'x - 3 \ x + 7 = 1 \ 11' -bölme işaretlerini bölüm çizgisi olarak var sayın- işlemini yazdı "Bunu kim çözmek ister" diye sorunca aynı parmakları gördü ve "anlaşılan defterden seçicem" olan hocaların klişe lafını söyleyip defterden rastgele bir isim seçti. "Şanslı çocuğumuz Ruhican" diyince anırmaya başladık çünkü Ruhinin yüzü görmeye değeredi. Ruhi biraz düşündükten sonra sırıtıp tahtaya doğru ilerledi. Tahta kalemini alıp saate baktı. Baktığını görünce bende saate baktığını gördüm ve 4 dakika kaldığını gördüm. Denklemin yanına sadece x = 4 gazdığında hoca "Nasıl yaptın bunu Ruhican" diye sordu. Ruhinin ne yapacağını anladım ve anırmamak için dudağımı ısırdım. Ruhican başladı anlatmaya "Hocam şimdi siz bunun cevabı bana soruyorsunuz , soruyorunuz ama neden soruyorsunuz ? Cevabını bilmiyormusunuz ki soruyorsunuz. Hocam yazıklar olsun size , nasıl bilmiyorsunuz ,o kadar üniversiteyi okuyorsunuz sınavı- hiii!! Hocam yoksa sınavda sorumu çaldınız? Hocan inanamıyorum size , şoklar içersindeyim şuan. Hocam şimdi tam kalbimde bir sızı var böyle birşey yaptığınız için. Hocam birde bize örnek olacaksınız , üzüntümden gözlerimden yaş gelmiyor hocam" dedi garip sesler çıkartırken. Bende dahil herkez şok içinde ona bakıyorduk. Ben bile tahmin etmemiştim bu kadar olacağını hoca şoktan çıkıp "ne diyorsun oğlum se-" diyecekken Ruhi onun sözünü kesip "Hocam şimdi düşündümde , siz eğer soruları çalsaydınız , matematik öğretmeni olamzdınız ki. Tamam ya neyse hocam işlemin nasıl olduğunu biliyorsunuz herhalde" diyip hareketlenince zil çaldı ve dışarı çıktı oda. Sınıfta şoktan çıkıp ilk gülen ben oldum hoca gidince. Tabi sonra herkez.

Gününün sonunda bugün voleybol çalışması olduğu için geç çıktım okuldan. Yolda yürürken karşıma Çağla çıktı. Tam ne olduğunu soracakken o konuştu. "Tuğba ne olur yardım et , köşede arkadaşım çok kötü durumda , astımı kronik ve biz köpekten kaçarken çok yoruldu düştü yere. Ne olur yardım et" dedi göz yaşları akarken. Bende hemen "Çabuk ol , gidelim , çok tehlikeli. Kritik olabilir durumu" dedim. Hemen dar , ıssız bir sokağa girdik. Sokakta ilerlerken içimden'koşacak burayı mı buldunuz' derken sokağın sonun olamdığını , çıkmaz sokak olduğunu anladım ve sadece sokağın sonunu degil , sona doğru olan bir kız grubunu da gördüm. Ne olduğunu anladığımda aklıma bir fikir geldi ama o sıra Çağla arkasına baktı. Bende kafamı çevirip anlamamış gibi etrafa baktım. Önüne döndüğümde telefonumu çıkarıp Buseye 'okulun oradaki ıssız sokakta kavga olacak , yardıma gelin' diye bir mesaj attım. Sonunda kızlara döndüğümde grubun başında gördüğüm yüzle şoka uğradım. Bu Alara idi ve tabikide arkasında Almira. "O smaçlarının cezasınını bir gün sana ödeteceğimi söylemiştim içten içe ve şimdi bu gerçek olucak" dediği an aklıma burcumun yorumu geldi. Önce 'Burcum yalan söylemez' diye içimden geçirip. Sonra ise "Bundan pekte emin olma" dedim karşımdaki sürtüğe.

*BÖLÜM SONU*

DÜŞMAN AŞIKLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin