KIZ DAYANIŞMASI

41 3 0
                                    

MULTİMEDYA : Meghan Trainor ft . John Legend - I 'm Gonna Lose You

MULTİMEDYA : Buse TAYLAN

Selam okuyucu tirreklerim , bu bölümü sevdim ben ya. Valla çok sevdim. Umarım sizde seversiniz. Yani ilk defa ilk kez daha önce hiç onun azından yazmadığım bir karakterin ağzından yazıyorum. Neyse , iyi okumalar !!!

*****

#CEREM ' İN AĞZINDAN#

"Hadi kalkalım artık , baydı burası beni" dedim oturduğumuz kafeden sıkıldığımı belli edercesine. "Daha yeni geldik Cerem , ne bu acele" dedi oradan Alev. İçimde bir his vardı ve ben burda durmak istemiyordum aslında. "Hadi ya , sarmadı beni burası. Gidelim artık. Başka zaman telafi ederiz bunu boşver" dedim ve kalktım yerimden. Hesabı ödeyip çıktık dışarı. "Okulun karşısında harika bir starbucks açılmış , oradan sıcak çikolata alalımmı" dedi Selma. Bu fikir çok hoş göründü gözüme. "Tamam olur" dedim hemen. Sonra oraya doğru ilerledik. Starbuckstan sıcak çikolatalarımı alıp çıktık. Yolda bir durakta durduk ve orada içtik çikolataları değişiklik olsun diye. Sonra kağıt bardakları çöpe atmak için konteynr aramaya başladık. Bulduğumuzda hemen attık ve o sıradan ilerlemeye başladık. 6 kız olduğumuz için üç üç ilerliyorduk. Ben , Alev ve Selma önde , Sude , Sıla ve Öykü ise arkada ilerliyorduk. Yolda ilerlerken telefonum çalmaya başladı. Ekranda 'Kardo' yazısını görünce aramayı cevapladım "Efendim Cenk" diye. "Abla ne zaman geliyorsun , annem sordu" dedi alaylı bir tavırla. "Annem niye aramadı o zaman yampirik kardeşim" dedim bende alayla. Arkadan hayvan gibi bir anırma seansı başlayınca korktum ve o panikle de telefonum elimden uçtu ve dar bir sokağın oraya yuvarladı. "Gerizekalı bu kardeşim ya" diye sokağın içine girdim. Telefonu bulduğumda elime aldım ve birşey olmuşmu diye baktım. Telefon kapalıydı ama açılırdı zaten. Tam arkamı dönecekken boğuk bir kız sesi duydum." O smaçlarının cezasınını bir gün sana ödeteceğimi söylemiştim içten içe ve şimdi bu gerçek olucak". Duyduğum ses uzaktan geldiği için boğuktu. Biraz sokakta ilerledikten sonra ne olduğu görüş açıma girdi. Bir kız grubu ve karşılarında ise başka bir kız. Anladığım kadarıyla kızı sıkıştırıyorlardı. "Ne kadar da orospumsu bir davranış" dedim kendi kendime. Arkama baktığım da Sude tam yanımdaydı. "Neden gelmiyorsun" diye sorduğumda ağzını kapattım. "Sessiz ol" dedim ve elimi ağzından çektim. Başını salladı sadece. Tekrardan kızlara döndüğümde bu sefer tek olan kız konuştu. "Bundan pekte emin olma" diyen tanıdık sesi çıkarmaya çalıştım. Bu ses çok tanıdıktı ama kimin sesi olduğunu hatırlamıyordum. En sonunda aklıma gelen kişi ile beynime argo kelimeler bahşettim güzelce. Fakat kişiyi idrak ettiğimde ise şoka uğradım. Tuğba yı sıkıştırmışlardı. Şimdi benim onu sanırım kurtarmam gerekiyordu değilmi. Bilinç altım 'ne çabuk unuttun sana çektirdiklerini' derken asıl ben 'o senin hayla aşık olduğun adamın kız kardeşi , git ve onu kurtar hemen' diyordu. Tabikide asıl kendime itaat edecektim. Sudeye "git ve diğerlerini çağır , kavga olacak" dedim. Başını sallayıp hızla kızlara doğru ilerledi. Bende Tuğbaları izlemeye koyuldum. Ortamda büyük bir sessizlik varken kızlar da yanıma vardılar. Biraz daha bekledikten sonra en öndeki sarışın kız "tutun şunu" dedi. Burada ben devreye girmeliydim. Gruptaki kızlar Tuğba ya doğru hareketlendiler ama hareketlenmeklede kaldılar. Bunu bozan benim sesimdi çünkü. "Tutanın eli kırılır. Hatta bizzat ben kırarım" dedim. Tuğba arkasına şok içinde bakarken ona çaktırmaması için göz kırptım. Nedeni ise hem karşı taraftakiler onunla benim düşman olduğumu anlamsınlar , hemde onun çaktırmamasıydı zaten. Oda anlamış gibi sırıtıp onlara döndü. "Sana ne oluyor , dinlemeyin şunu. Tutun Tuğba ' yı !" diyince kızlar yine hareketlendi. Arkadakilere harekete geçmeleri için işaret ettim. Onlarda anlayıp harekete geçtiler. Sude bir kızı tutarken , Öykü ' de diğerini tuttu. Kızlar onları hallederken bende grubun başındaki sarı kafaya doğru yürüdüm. Tam önüne gelincede "Sana.Onu.Tutmayacaksınız.Dedim.Değilmi ?" zaten aramızda iki metre varken bir adım atıp bir metreye indirdi "Evet öyle dedin ama bu beni engellemez" dedi. "Yaa , öylemi ?" dedim bende alayla "öyle" diye karşılık verince tuttum boğazından yapıştırdım onu duvara "Şimdi engeller ama , değilmi ?" diyince cevap olarak acı bir inilti çıktı dudaklarından. Sırıtıp ellerimle çenesini kavrayıp birşey söyleyecekken saçımdan biri çekti beni ama bu 5 saniye kadar sonra geçti. Arkama baktığımda Tuğba da tahminen benim saçımı çeken kızı yere yığmış işkence ediyordu. Diğerlerininde durumları hemen hemen aynı idi zaten. Kıza tekrar kulağına yaklaşıp "Seni ve sürtüklerini bir daha Tuğba ' nın etrafında görmeyeceğim. Eğer olur ki görürsem..orasını sen düşün artık" deyip bıraktım. Kız yere yığıldı. Arkamı döndüğümde herkez işini halletmiş bana bakıyordu. Bende onlara bakmaya başladım. Yaklaşık 4-5 dakika sonra "ne oluyor burada" diye ses duyunca tüm bakışlar oraya döndü. Beren ' in kardeşi idi bu cümleyi kuran. "Arkadaşınızı daha iyi korumanızı öneririm. Biz olmasak dayak yiyordu. Birarada durun her zaman" dedim ciddi bir tavırla. Sonra kızlara işaret verip sokağın başına doğru ilerlemeye başladım.Grubumla nemli , leş kokulu dar sokakta ilerlerken arkadan "Cerem !!" diye bir ses duyunca arkamı döndüm. Sesin sahibi Tuğba idi. Gülümseyip "Teşekkürler" diyince bende gülümsedim ve "Önemli değil" diyip önüme döndüm ve kızlarla tekrar ilerlemeye başladım. Sokaktan çıktığımzda biraz daha ilerleyip kafenin önündeki arabalarımıza dağıldık. Alev benimle geliyordu çünkü bizim eve çok yakındı evleri. Hem ona aldığım yılbaşı elbisesini göserecektim. Evin önüne geldiğimizde arabayı park ettim ve arabadan inip eve doğru yürümeye başladık. Evin içine girdiğimizde salondan sesler geliyordu ama ben direk alevi sürükleyip odama götürdüm. Odama girince onu koltuğa yolladım ve giyinme odamdan hediyesini çıkardım. Ona piere Carden ' den harika bir çanta almıştım. Deri çantayı geçen hafta gezerken çok beğendiğini ama babasının ona 'bu kaçıncı çanta' diye azarlıyacağından korkmuştu ve alamamıştı. Bende ona bunu almayı düşündüm ve aldımda. Giyinme odamdan çıktığımda telefonuyla oynayan Alev bana döndü. Elimdeki hediye paketini görünce gözü parladı resmen. Yanına gidip paketi ona uzattım , gülümseyerek paketi açtığında yüzü aydınlandı ve "bu , bu benim beğendiğim ama alamadığım çanta" diyip bana sarıldı. "Teşekkür ederim" derken bende kollarımı çoktan onu sarmıştım bile. "Önemli değil , çantayı görünce gözün parlamıştı ve alamayıncada tüm gün asık suratla gezmiştin. Kıyamadım aldım sana bende bunu" dedim ona. Birbirimizden ayrıldık gülümseyerek. "Sende bize gel yarın , bende sana hediyeni göstereyim bari" dedi. Bende "tamam , hadi Cenk lerin yanına gidelim" dedim. Ayağa kalktık ve salona indik. Salona girdiğimizde Alp lerinde burada olduğunu gördük. Önlerinde Bira şişeleri ve çerezler birlikte Futbol maçı izliyorlardı. Tahminmce Fenerbahçe-Beşiktaş maçı idi. Çünkü formalar öyle gösteriyordu. "Ooo beyler maç sefasımı yapıyorsunuz" diyince hepsi bize döndü. "Abla , siz ne zaman geldiniz ?" dedi Cenk. "Az evel" cevabını alınca da tekrar maça döndü diğerleri gibi. Alev " hadi ben gidiyorum , öptüm seni" diyip sarıldı bana "baybay bebiş" dedim bende. O gittikten 1 saat kadar geçtikten sonra bizim ayılar da gitti zaten. Bende üstümü değiştirip uyudum hemen. Günde burada bitmiş oldu.

*BÖLÜM SONU*

DÜŞMAN AŞIKLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin