MULTİMEDYA : Hande Beyreli
MULTİMEDYA : -
Bu bölümü canım arkadaşım Ezgi ye ithaf ediyorum. Kendisi bölüm yazmam için çok fazla ısrar etti. İYİ OKUMALAR...******
*15 Şubat sabahı Pazartesi saat 07. 47*
Kim sallıyor ulan beni yatağımda sabah sabah. Sanki deprem oluyor. Bunun siniri ile hırs ile yataktan kalktım ve beni sallayan kişiye çemkirmek için sallayan kişiye baktım. Abimi görünce "Ben sana boşuna öküzün çukuru demiyorum. İnsan halinden anlamıyorsun ki. Ne uyandırıyorsun bela çocuk ?" dedim sinirle. Kaşları havada kalkık bir şekilde "böyle tepki vereceğini bilseydim , aşağıdaki genç kızı geri çevirip kendi odama geri giderdim. Kızcağızda boşu boşuna aşağıda beklemiş olurdu. Bunu kimse istemez" dedi cümleleriyle beni şaşırtırken. "Kim geldi ?" dediğinde "git bak , onuda mı ben dicem" diyince fişek gibi yatağımdan kalkıp çıplak ayak odamdan çıkıp merdivenlerden aşağı indim. Merdivenlerin direk karşısında olan salona girdim. Etrafı incelediğimde karşımdaki kişiyi görüp "Hande !!" diye bağırıp üstüne zıplamam bir oldu. Hande benim eski okullarımdan birinde , en yakın arkadaşımdı. Bunu nedeni hem voleybol takımındaydık , hemde voleybolumuzu ikimiz beraber geliştirmiştik. İzmir de oturuyorlardı. Babam o zamanlar orada iki kalmamız gerektiğini söylemişti. Oradaki okuluma gittiğimde ilk Hande ile tanışmıştım. Voleybol takımına girince ayrılmaz olmuştuk. En son yaz tatilinin başında görüşmüştük onunla. Telefondan sadece sesinin değişimini gözlemliyordum ama şimdi baktımda taş gibi hatun olmuş. Yüzü pek değişmemişti ama olgunlaşmıştı. Saçlarını çok hoş boyatmıştı. "Kız ne olmuş sana böyle" dedim ondan ayrılıp. "Biraz değişiklik olsun dedim , nasıl güzel olmuş mu ?" "Olmuş tabi , olmuş" dedim onu bir kez daha icelerken. Üstüne baktığımda bizim okulun formasını görünce tek kaşım havaya kalktı. "E bu bizim okulun forması" dedim ona bakarak. Hevesle kafasını sallayıp "Evet , sizin okulun forması. Yanlız birşey diyeceğim. Formayı seçen kişinin zevki harika" dedi benide gülümsetirken. "E hadi sende giyin de gidelim" diyince kafa sallayıp "dur bekle geliyorum hemen" diyip merdivenlere koşup çıkmaya başladım. Merdivenlerin yarısında durup "Umarım üç ve dördüncü saatin beden dersi olduğunu biliyorsundur" diye anırdım. "Biliyorum" diye karşılık alınca tekrardan çıkmaya başladım. Odama hızlıca girip , aynı hızda formamı giydim. Aşağı bir indiğimde masadan bir tost kapıp konuşan abim ve Hande nin yanına yöneldim. Daha sonra fikrimi değiştirip kapıya yöneldim ve "hadi uleyn okul çucukları" diyip kapıyı açıp dışarı çıktım. Abimin arabasına doğru ilerlerken "ah benim şapşik arkadaşım. Okula çoraplarınla mı gideceksin. Tabi zevkin buysa karışamam ama bence giy derim" diyen Hande ile başım otomatik olarak ayaklarıma indi. Sahi , ben evden çıkarken ne almıştım. Tost. Tostumu tuttuğum elimi biraz kaldırdım. Diğer elimide kaldırıp tostun arasına baktım değişik birşey varmı diye. Neyse ki yoktu. Sonra arkamı dönüp "tut şunu" diyip çantamı abime "sende şunu , sakın ona dokunma. Benim midem de hakkı rahmetine kavuşacak" diyip Hande ye de tostumu verdim. Spor ayakkabılarımı giydim beden olduğu için. Kimse kusura bakmasın , ben ayrı ayrı ayakkabı getirenlerden değilim. Üşengeç bir insanım ben. Ayakkabılarımı giydim ve emanet ettiğim şeyleri geri alıp önden çıktım. Hava güzeldi , kuşlar ötüyordu , kışın son ayındaydık ve havalar anormal derecede ısınmaya başlıyordu , köpekler havlıyordu , yan tarafa biri taşınıyordu , yan komşu Gürdal amca bahçesini sulu- bir dakike ne ? Yan tarafa birileri mi taşınıyordu. "Kim taşınıyor ayol buraya" diye sorunca Hande arkadan koluma girdi ve "sana söylemeyi unuttum sayi. Biz taşınıyoruz oraya. Babam babanla ortak olma yolundalar gibi. Ondan bizde şirkette büyüdü diye buraya geldik. Ortaklık işi sonradan çıktı zaten. Ne güzel oldu dimi ? Baban babama biz ev ararken yan tarafın boş olduğunu söylemiş. Babamda gelmiş bakmış. Beğenmişte. Bu arada , odalarımızı özellikle karşılıklı seçtim. Ortada da ağaç var kocaman. Kaçarız kız eskisi gibi. Havuzun ortak olsuğunu saymıyorum bile" diyince "Yehhuu , ay valla çoksel olur kaçmak" diyince abim varlığını hatırlatmak istiyormuş gibi yapmacık bir şekilde öksürdü. Biz kıkırdayarak önde , abim arkamızda arabaya doğru ilerlemeye başladık. Arabaya yerleşirken arkada oturan Hande yi yanlız bırakmayayım diye bende arkaya oturdum. Yol boyunca sohbet muhabbet ettik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜŞMAN AŞIKLAR
Literatura FemininaSize bir soru soracağım. Daha önce hiç taşındınız mı ? Yada bir dakika , soruyu değiştireceğim. Daha önce hiç sık aralıklar ile taşındınız mı ? Cevap hayır ise aşağıya inin. İşte bir soru daha. Abiniz var mı ? Yada durun , tekrar değiştirmeliyim. ...