SAHAYA GÖMÜŞ

56 2 0
                                    

MULTİMEDYA : Efsanur BARAN
MULTİMEDYA : Ayshe ft. Cem belevi - Kim ne derse desin

Hey !! Ben burdayım. Merak etmeyin. Sadece bu yıl bir illet boğazıma yapıştı. Yalan değil , cidden yoğunum ve diğer kitaplarımda var. Profilimden bir bakın derim. Bu arada şuana kadar ki en uzun bölümümü yayınlamış bulunmaktayım. Birde şey , bölümü daha şimdi yazdım ve düzenlemedim. Yazım hatası varsa affedin ne olur. Neyse , iyi okumalar....

*****

Servisin içinde herkez kendi halinde takılırken bizde arka koltuklarda kendi halimizde takılıyorduk. Gözüme iki gün önce , Merve den aşırdığım kalemle koluma çizdiğim çakma dövmelere takıldı. Bileğimin ortasında , tam şah damarımın üstünde hava sembolü yapmaya çalıştığım ve yaptığım çizim vardı. Alttaki 'Air' yazısıda kendini belli ediyordu hani. Zevk için çakma dövmelerimin olduğu koluma tozluk geçirmiştim. Tozluğu yukarı doğru sıyırdığda 'Düşen Panda' yazısı ve onu peşi sıra takip eden 'Gururlu Panda' ile 'İnek Panda' yazıları vardı. Onların üstünde bir kitap ta gördüğüm söz vardı. Onun yanında 'Elementa' yazısı vardı. Ve skn olarakta. 'Magma' , 'Sudin' , 'Kalfa' ve 'Kahin' yazıları vardı. Ben bunları inceleyip dururken yanımdaki Damla dürttü beni. "Noldu la" deyip ona döndüğümde kafasıyla gösterdiği Sena nın telefonuna bakmamı işaret etti. Telefona doğru eğildim. Çok eğilmiş olmalıyım ki Damla kafamı az arka ya ittirip "Lan dur , koca kafanla her tarafı kapladın" dedi. "Aman iyi be" diyip telefonda ki video ya odaklandım. Bir grup dans ediyordu. (Arkadaşlar , bir önceki bölümün mutimedyasına bakarsanız dansı da görmüş olursunuz.) Çok güzel dans ettiklerini söylemeliyim. Çok çalıştıkları belli oluyordu. "Bu grup bizim buraya dans kursu yapmaya gelicekmiş. Harika dans ediyorlar ya" diyen Sena ya baktık. Hayran olmuş gibi kerana bakıyordu. Video bittiğinde Sena da telefonu kapattı. Bende telefonumu çıkardım video çekmek için. Video kaydına başlayınca "Selaaammm , büyük ihtimal sen yani ben , neyse işte. Bu girişi malca bulacaksın. Tabiki bunu önemsemiyorum" dedim ilk olarak yanımdaki kıkırtılar eşliğinde. Onlara kınayıcı bir bakış atarken benim tarafımda olan tekli koltuklarda önümde oturan Dilek e döndüm. "Dileeennkkk" diyere başına vurdum. "Allah belanı versin" diyerek arkasını dönünce kamerayla öpüştü. Yani telefonla. Cidden. Bende bunu fırsat bilerek "Telefonumun namusunu kirlettin. Artık onunla evlenmek zorundasın. Seçkin amca !! Nikah dairesine sür arabayı" dedim herkezin kahkahalara boğulmasını sağlarken. "Aman , aman. Bir telefonunla evlenmediğim kaldı. Oda olacak" dedi Dilek. Tabi bu sırada kamera herşeyi kayda alıyordu. Bu sefer ben gülerken arkamı döndüm. Arkamda kimse olmadığı için arkadaki arabalara bakmaya başladım. Cama çekilen okul aracı yazısının bir hikmeti olan bizim onları görmemiz ama onların bizi görememisini sağlayan şeyde harikaydı doğrusu. El hareketi çeksem bile adam beni göremezdi. Bu fikri cazip bulup el hareketi çekince arkadaki direksiyondaki adam elini kaldırdı. Sanki 'sen hayırdır' gibi. "Hassiktir lan" diyip geri çekildiğimde beni izleyen kızlar gülemeye başladı. Efsa daha sonra yan camdan birşeye baktı ve "mal ya , yan taraftaki çocuğa yapmış onu. Baksanızda çok ne biçim hareketler yapıyor" dedi. Anında o tarafa bakarken dediği gibi olduğunu fark ettim. Daha sonra benle birlikte dördümüz beraber güldük. Hayla kayıtta olan telefona "bir yolculuğumuzda böyleymiş. Bayü..." diyip kaydı sonlandırdım. Biz yine arkamıza bakarken bizim servislerin bize yetiştiğini gördüm. Tam yedi servis arka arkaya gidiyorduk. Ay çok havalı. Salonun oraya gidince ilo servisten biz indik. Diğer sevislerde park edildimten sonra diğer öğrenciler indi. Ben bu maçta istemediğim için kaptan olan Damla önde , bende yanında ilerliyorduk. Havalı bir takım olarak slaona giriş yaptık. Aras hoca bizi yönlendirirken bizde etrafı inceliyorduk. Diğer kişilerinde bizi takip ettiğini varsayarsak ordu gibi binaya giriş yapmıştık. Biz bazılarını , bazılarıda bizi süzerken Salona giriş yaptık. Tribünlerde akın kolejinin taraftarları vardı. İlk bizi gördükleri ve az zannettikleri için yuhalamaya başladılar. Ordu gibi olan arkadaşlarımıza dur işareti yaptım çaktıtmadan. Bizden önceki maç daha başlamadığı için saha boştu. Arkamdaki demirlere tırmanıp hayla yuha layan öğrencilere alay ile baktım. Nurcanın kulağına bizimkilerin nasıl gireceklerini söylemelerini fısıldadım. Fişek gibi Buse lerin yanına gitti ve onlarla biraz konuştu. Nurcan buraya gelirken Buse birşey ararmış gibi bu tarafa baktı. Gözlerimiz birleşinde baş parmağını kaldırdı. Hayla yuhalayan öğtencilere bakıp , tezavruatı öğrenen bizim orduya baktım. İki elimi ağzıma götürüp ıslık çalınca , bizim ordu "Aras hoca oleeeyyy , Aras hoca oley , Aras hoca oley , Aras hoca oleeeyyy. Yayaya şaşaşa , Aras hica çok yaşa , yayaya şaşaşa Aras hoca çok yaşa. Yayaya şaşa..." diyerek içeri girmeye başladı. Tabi bu salaklar şok. Tribünlerin yarısı onlarda olduğu için , diğer yarısına da biz geçtik. Biz ortalarda , bizim ordu diğer taraflarda iken akın kolejine güzel bir kapak yapmış bulunmaktaydık.

DÜŞMAN AŞIKLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin