İstanbul'da bir öğretmen hastanesinde gözlerimi açıyorum. Ailemin ilk ve tek çocuğuyum. Babam gözlerindeki yaşları sildikten sonra ismime karar veriyor. Gizem...
Derken aradan aylar, yıllar geçiyor ve ben büyüyorum. Çocukluğuma dair hatırladığım tek şey kızların ve erkeklerin benimle dalga geçişi nedense. Küçükken Türk Kafası'nın "Erkek Fatma" olarak nitelendirdiği bir yapıya sahiptim. Kızlarla ip atlar, erkeklerle futbol oynardım. Futbolu daha çok oynadığımdan olsa gerek o minik okul eteğimin altına giydiğim külotlu çorabımı her gün yırtmayı becerirdim. Buna rağmen eve gelince azar işitmez, aksine (sanki büyük bir iş başarmışım gibi) sevgi gösterisiyle karşılanırdım. Sevgi dolu bir ailede büyüdüm. Sevmesine severlerdi ama ufacık bir sorunları vardı ki biraz muhafazakar bir yapıya sahiplerdi.
Hikayeme kendimi keşfettiğim andan başlamak istiyorum. (anlatacaklarım olurken 6. sınıftayım)
Türkiye'nin boktan eğitim sistemi (4+4+4) yüzünden o çok sevdiğim ilkokulumu bırakıp daha boktan bir ortaokula yerleşiyorum. Okul evimden uzak olduğu için ilk başlarda bokluk çıkıyor fakat biraz da baba torpiliyle alıyorlar beni. Yeni ortaokul benim için yeni arkadaşlar, yeni hayat demek tabi. Ben alemlere akacağımın hayallerini kurarken birden tek kaş bir kankam oluveriyor. İsmi Aybüke. Birlikte okulu tanıyana kadar uzunca bir süre yapışık ikizler gibi dolaşıyoruz. Derken okulun ilk günü bitiyor ve evime gitmek için 13 numaralı servise biniyorum. Unutmadan, günün sonunda bir üst sınıftan bir arkadaş ediniyorum; İsmi Zeynep. Serviste tanışıyoruz.
Ben tekli bir koltukta yalnız başıma oturup servistekileri süzerken onun test çözdüğünü görüyorum. Sonra servis ani bir fren yapıyor ve kalemi düşüyor. Yuvarlanarak bana doğru gelen kalem tam ayakkabımın önünde frenliyor. Kıza bakıyorum ve gülümseyerek yerdeki kalemi elime alıyorum.
"Teşekkür ederim."
"Önemli değil."
Bir süre bakışıyoruz. Gözleri çok güzel.
"Yenisin galiba, adın ne?"
"Gi..zem..."
"Ben de Zeynep, kaça gidiyorsun?"
"6' ya."
"Ben de 7' ye gidiyorum. Bu arada SBS kaldırılacakmış, yeni sınav sistemi için test çözsen iyi edersin."
Gülümsüyorum.
"Peki." Bir süre bakışıyoruz. Gözleri çok güzel.
Ertesi sabahı iple çekiyorum. O güzel gözleri tekrar görebilmek için ilk kez erkenden kalkıp kendime çekidüzen veriyorum. Aynada kendime bakıyorum ve... İlk kez tarağı elime aliyorum. Servis beklediğim saatten erken geliyor. Hostese "Günaydın" dedikten sonra kendimi Zeynep'in yanındaki koltuğa atıyorum.
"Günaydın," diyor.
"Günaydın." diyorum.
Okula gidene kadar onunla havadan sudan konuşuyoruz. Servisten inerken son bir kez ona bakıyorum. Sırıtıyor.
Piç.
Gülüyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Femme Forte (girlxgirl)
Romance(Bu kitap kurgu değildir. Okuduklarınız kişiler, yer ve zaman değiştirilerek önünüze sunulmuş bir lezbiyenin hayat hikayesidir.) Ben tekli bir koltukta yalnız başıma oturup servistekileri süzerken onun test çözdüğünü görüyorum. Sonra servis ani bi...