''...Sonra Zeynep'in telefonu tuvalette çaldı... Başka merak ettiğin bi'şey varmı Hazal efendi?''
Hazal başını iki yana sallayarak Leman ve İz'e bakıyor.
Hazal vesilesiyle de olsa Leman ve İz'e Zeynep'i anlatabilme fırsatı bulabiliyorum. Bu beni anlatılamaz derecede sakinleştiriyor. Bana yakın olan insanlar bu olayı bilmedikleri zaman kendimi onların yanında çok yapmacık hissediyorum.
''Bütün bunları nasıl atlattın?'' Diyor İz merakla.
Omuz silkerek gülümsüyorum;
''Atlattığımı mı düşünüyorsun?''
Kısa bir sessizlik oluyor. Herkesin birbirinin yüzü dışında her yere baktığını fark edince gözlerimden akmak üzere olan yaşları hızlı bir şekilde siliyorum. Okulda ve yeni arkadaşlarımın karşısında ağlayabileceğimi hiç sanmıyorum. Ağlamak benim için hala çok büyük bir zayıflık göstergesi.
1. Dönemin son haftalarında olduğumuz için ziller çalmıyor ve dersler işlenmiyor. Devamsızlıktan sınıfta kalabilmek gibi bir ihtimalimiz olduğunu bilmek bizi zorla da olsa okula getirtiyor. Öğretmenlerin aldığı hiçbir işe yaramayan yoklamadan sonra sınıftan çıkıp okulun arka bahçesindeki banklardan birini kapıp dedikoduya başlıyoruz. Bir sonraki dersin öğretmeni sınıfa gelip yoklama alana kadar dedikoduya devam ediyoruz. Gün bitene kadar da aynı şekilde devam ediyoruz. Bütün günümüzü bu şekilde harcasak da günün sonunda yaptığımız gıybete değiyor :)
Bu şekilde geçirdiğimiz günler acıklı bir karne günüyle son buluyor. Hepimiz birbirimizden ayrılacağımız için hüzünlüyüz, ek olarak ben hala Hazal'ın bana yaptıklarını unutabilmiş değilim. Bize karnemizi dağıtan "Berzik" lakaplı sınıf öğretmenimiz yine Leman ve bana sanki gangster çetesi lideriymişiz de Türkiye bizden illalah etmiş bakışlarını atıyor ve hayatımın ilk 'Teşekkür Belgesi'ni alarak evime yollanıyorum.
----------------------------------------------------
Göz açıp kapayıncaya kadar Sömestr tatilinin de son haftasında olduğumu fark ediyorum. (Dip Not: Lanet Meb bütün hayatımı benden çaldı)
Artık bu konuda yapacak bir şeyim kalmadığını fark ettiğimde her şeyi boşveriyorum ve küçük arkadaş grubuma mesaj atarsam biraz daha sakinleşeceğimi düşünüp; Leman, Hazal ve İz'le ortak grubumuza mesaj atmak için telefonu elime alıyorum.Mesajlaşma uygulamasını açtığım anda donup kalıyorum. İz, Leman ve Hazal'la ortak grubumuzda (İsmi SS) En üstte Hazal'ın mesajını dumura uğramış bir biçimde okuyorum;
"Bunu yazarken ellerim titriyor, belki ağlıyorum. Bunu hiçbirinize yapmak istemezdim ama artık dayanamıyorum. Ailem, okul, her şey üst üste geliyor. Ne olur beni anlayın. Affedin beni. İçinizdeki Hazal olduğum zamanlarda hayatımdaki en güzel günleri yaşadım. Teşekkür ederim. -Oracle." (Hazal'ın küçük grubumuzdaki takma adı Oracle'dı)
Şok olmuş biçimde titriyorum. Ellerimin titremesinden elimdeki telefon yere düşüyor. En son böyle bir şey okuduğumda...
"Hayır!" Diye bağırıp tüm gücümle odamdaki duvara vuruyorum. Çıkan sesi duyan annem telaşla yanıma geliyor. Odamın kapısının açılma sesini duyuyorum ama tepki vermiyorum. Dizlerimin üzerinde yere kapanıyorum.
"Anne," diye fısıldıyorum.
Annem anında yanıma çömelip sanki bir bebekmişim gibi beni kucağına alıyor.
"Anne," diyorum daha güçlü bir sesle "Hazal..."
Annem hiç konuşmadan bana sarılıyor ve yavaş bir tempoyla beni sallıyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Femme Forte (girlxgirl)
Romance(Bu kitap kurgu değildir. Okuduklarınız kişiler, yer ve zaman değiştirilerek önünüze sunulmuş bir lezbiyenin hayat hikayesidir.) Ben tekli bir koltukta yalnız başıma oturup servistekileri süzerken onun test çözdüğünü görüyorum. Sonra servis ani bi...