[story]
Odaya dolan iğrenç alarm sesiyle uyandı. Derin bir iç çekip telefonunu eline aldı ve ekrana baktı.
Bu alarm değildi.
Hafifçe öksürüp aramayı kabul etti ve telefonu kulağına yaklaştırdı.
"Jaehyun..."
Jaehyun duraksadı ve hafifçe kaşlarını çattı.
"Ne oldu Johnny hyung?"
Johnny'nin sesi çok da iyi gelmiyordu, oysaki Johnny daima neşeli bir insandı.
"Şu senin sürekli anlattığın çocuk... Taehyung?"
"Taeyong."
"Ah, evet her neyse. Az önce onu gördüğümü söylemek istedim. Gözleri kıpkırmızıydı, yolun üzerindeki hastaneden çıkıyordu."
Jaehyun hafifçe kaşlarını çattı.
"Devam et, her şeyi anlat."
Johnny öksürerek boğazını temizledi ve birine teşekkür ederek konuşmaya devam etti.
"Chittaphon'la buluşmak için Lucas'ın doğum gününü kutladığımız kafeye doğru yürüyordum. Yolun üstündeki hastanenin önünden geçerken Taeyong'u gördüm. Yavaş bir şekilde ve titreyerek yürüyordu. Duraksayarak onu izledim. Hastane bahçesinden çıkar çıkmaz duvara yaslanıp yere oturdu. Ona yardım etmek istedim fakat onun buna ihtiyacı yokmuş gibi görünüyordu. Yani gitsem beni öldürebilirdi."
Jaehyun bu olanları dinlerken üstünü değiştirmeye başlamıştı bile. Hoparlöre aldığı aramayı hızlıca bitirmek istiyordu, bu yüzden acele ediyordu.
Ayrıca... Defteri sormalıydı.
"Elinde bir defter var mıydı?"
"Siyah, küçük denebilecek bir not defteri vardı."
Jaehyun sert bir nefes verip montunu üstüne geçirdi.
"Hâlâ orada mı? Ne kadar oldu bu olay yaşanalı?"
"Belki beş dakika."
Jaehyun bir şey demeden telefonu kapattı ve cebine koyup odasından çıktı, aşağı indi. Ayakkabılarını hızla giyerek evden çıktı ve koşmaya başladı.
Civarda taksi durağı olmamasından nefret ediyordu.
Caddeye vardığında hızlandı ve aynı yolları geçerek Taeyong'u takip ettiği günden aklında kalan yollarda koşmaya başladı.
Son olarak ara sokağa girdiğinde yavaşladı. Oradan geçercesine Taeyong'un yanında duracaktı, olabilecekleri düşünmüştü.
Telefonu çalmaya başladı. Telefonunu cebinden çıkarıp arayan kişiye baktı ve aramayı kabul edip telefonu kulağına yaklaştırdı.
"Efendim?"
"Jaehyun, yoldaysan acele et. Taeyong çok kötü görünüyor. Az önce Chittaphon ona yardım etmeye çalıştı fakat o istemiyor, üstelik titriyor. Ne yapmamız gerektiğini bilmiyoruz."
"Yakındayım."
Jaehyun telefonu kapatıp cebine koydu ve sokaktan çıkar çıkmaz hastanenin önüne baktı. Yerde kriz geçiren Taeyong'u ve başında duran üç veya dört kişiyi görmesiyle nefesi kesilmişti.
Hayatının en zor anlarından birini yaşıyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
traffic lights | jaeyong
Fanfiction"Yeşil ışık yandığında, arabaların durmasıyla birlikte koşmaya başlardı." ©renvoin