traffic lights | jaeyong

special episode 1/2

[story, taeyong]

"İşte oldu..."

Aynada son kez kendime bakarak derin bir nefes aldım. Sol elimi kalbimin hizasına götürdüm ve hafifçe yutkundum.

Heyecanlıydım, çok heyecanlıydım.

Gözlerimi benim için Kanada'dan gelen ve hiç düşünmeden organizatör olmayı kabul eden Mark'a çevirdim. O aile dostumuzdu, ayrıca beni en çok destekleyen kişiydi.

"Ağlayacağım şimdi hyung," dedi Mark dudaklarını büzerek.

Şaka yapıyor sanmıştım başta fakat gözlerinin dolduğunu fark etmem uzun sürmemişti.

"Çok sulugözsün," dedim gülerek.

Gülümsedi ve gözlerini ovuşturarak ayağa kalktı, bana yaklaşıp papyonumu düzeltti.

"Demek evleniyorsun ha... Daha dün sana yanlışlıkla dokunduğum için ortalığı ayağa kaldıran TY Track'tin," dedi Mark burnunu çekerek.

"Mark, yapma ama şunu..." dedim gülümserken.

"Hyung, Jaehyun hyung seni üzerse ne yapacağını biliyorsun..." dedi ve benden biraz uzaklaştı. Bir boksör edasıyla yumruklarını sallayarak ileri geri yürümeye ve zıplamaya başladı. "Pat pat pat!"

Güldüm ve hafifçe başımı olumlu anlamda salladım.

"Bunu denerim Mark fakat... Jaehyun'un beni üzeceğini düşünmüyorum. O benim hayatımı değiştirdi, bana daha güzel bir gelecek sundu. Ona minnettarım."

Mark, oğluyla gurur duyan bir baba gibi gülümsedi ve elini omzuma koydu.

"O seni hiç öpmedi bile, değil mi?"

İstemsizce gülümsedim ve başımı hafifçe eğdim.

"Hayır, öpmedi."

"İncinmenden korkuyor, istemediğin bir şeyi yapmaktan korkuyor. Jaehyun hyunga ne zaman baksam gözü senin üzerinde oluyor," dedi ve tekrar koltuğa oturdu Mark. "Hatırlıyor musun? Havaalanında sana biraz fazla sıkı sarılmıştım ve canını acıtmıştım. Sonrasında bütün gün Jaehyun hyung sana iyi olup olmadığını sormuştu."

Hafifçe başımı salladım ve güldüm.

"Hatırlıyorum."

Mark da benimle birlikte güldü.

"Sizinle birlikte kaldığım ve sürekli sana vurduğum için Jaehyun hyung benden nefret ediyor. Sürekli bana ciddi ya da soğuk bir ifadeyle bakıyor."

Kapıya vurulmasıyla birlikte ikimiz de gözlerimizi kapıya çevirdik. Benim onaylamama kalmadan Jaemin kapıyı araladı.

"Hey, siz! Hazır mı-"

Jaemin beni gördüğünde duraksadı ve uzun bir süre öylece bana baktı.

"Ama..."

Kapıyı biraz daha iterek içeri girdi ve Jeno'yu da beraberinde getirdi, kapıyı kapattı.

Jeno'yu da davet etmiştik ve hastaneden izin alarak onu da buraya getirmiştik. Jeno, Jaehyun'u çok seviyordu. Bu sebeple benden çok onunla ilgileniyordu, büyük ihtimalle de onun yanından geliyorlardı.