[story]
Işıklara vardığında durdu ve karşıda yeşil ışığı bekleyen bedeni gördüğünde rahatladı. Geç kalacağından korkmuştu ve eğer geç kalsaydı Taeyong onu asla beklemezdi.
Yeşil ışık yandığında koşmaya başladı Taeyong. Jaehyun'un yanından hiçbir şey söylemeden geçtiğinde Jaehyun da koşmaya başladı.
Hayatının rutinliğinden kurtuluyordu işte.
Yine aynı yolları geçtiler, hastaneye giden yolları.
Ve yine aynı ara sokağa girdiklerinde duraksadı Taeyong. Jaehyun'u ilk kez buraya getiriyordu, yani en azından o öyle sanıyordu.
"Jaehyun beni iyi dinle," diyerek Jaehyun'a baktı Taeyong. O kadar kilometre koşuya rağmen hâlâ sesini kontrol edebiliyordu.
Jaehyun nefes alışverişini düzene sokmaya çalışırken başını salladı.
"Şimdi defteri sana vereceğim ve hastaneye gireceğim. Sen de peşimden geleceksin fakat benimle aynı zamanda içeri girmeyeceksin. Ben sana ne zaman girmen gerektiğini söyleyeceğim. Sonra ise sadece defteri bana vereceksin."
Jaehyun bir süre planı idrak etmeye çalıştı, ardından kaşlarını çattı.
"Ama-"
"Soru sorma. Ben sana gerekli açıklamayı elbet yaparım."
Taeyong yürümeye başladığında Jaehyun hızlıca başını olumsuz anlamda sallayıp Taeyong'un önüne geçti ve durdu.
"Hayır hayır... Ne zaman içeri gireceğimi nereden bileceğim? Sana nasıl ulaşacağım?"
Taeyong bir süre durup düşündü, Jaehyun haklıydı. Ona numarasını vermesi gerekiyordu fakat lise anıları aklına akın etmeye başladığında bunun doğru bir fikir olmadığını düşündü.
Ama Jaehyun o kötü insanlardan olmayabilirdi de.
"Sana numaramı vereceğim fakat bu iş bittikten sonra sileceksin, tamam mı?"
Jaehyun silmeyi düşünmüyordu, ona rağmen rahat ifadesini takındı.
"Unuturum bile ben numaranın bende olduğunu."
Taeyong derin bir nefes alıp Jaehyun'dan telefonunu istedi. Jaehyun telefonunun kilidini açıp Taeyong'a uzattı. Taeyong, Jaehyun'un eline dokunmamaya çalışarak telefonu aldı ve numarasını yazıp teslim etti.
Jaehyun numarayı Taeyong adı altında kaydedip -ki bunu kesinlikle sonradan değiştirecekti- Taeyong'a baktı. Taeyong defteri ona verdi ve hafifçe öksürdü.
"Seni çağırdığımda gelecek ve defteri yerde bulmuş havası vereceksin. Oyunculuğuna güveniyorum."
Jaehyun bunu onayladıktan sonra Taeyong tekrar koşmaya başladı. Gözden kaybolduğunda Jaehyun sert bir nefes verip elindeki deftere baktı.
Gerçekten sevdiğim çocukla bunları mı yapmam gerekiyor? diye geçirdi içinden.
Yavaş adımlarla hastaneye doğru yürümeye başladı. Oyalanacak bir şeyler aradı. Yolun kenarındaki çocuklarla sohbet etti, kafenin önünü temizleyen bir garsona yardım etti. Öyle ya da böyle geçen on dakikadan sonra telefonunu cebinden çıkarıp Taeyong'a mesaj attı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
traffic lights | jaeyong
Fanfiction"Yeşil ışık yandığında, arabaların durmasıyla birlikte koşmaya başlardı." ©renvoin