[story]
Sessiz bir şekilde kahvaltı yapmış, masayı beraber toplamışlardı. Bulaşıkları makineye Taeyong yerleştirirken masayı silme işini Jaehyun yapmıştı. Sonrasında ikisi de L şeklindeki koltuğa oturmuş, televizyondaki saçma yemek programını izlemeye başlamışlardı.
Jaehyun koltuğun kısa tarafında uzanırken Taeyong koltuğun diğer ucunda düzgün bir şekilde oturuyordu. Şu anlık her şey normaldi.
"Yemeğin tuzunu fazla koydu," dedi Taeyong televizyonu göstererek. "Ayrıca o et yüz otuz derecede değil, yüz seksen derecede fırına verilir. Çiğ et yedirecek insanlara bu kadın."
Jaehyun gözlerini televizyondan ayırarak Taeyong'u izlemeye başladı. O diğer insanlar gibi değildi, kesinlikle değildi.
Televizyonda eleştirmen, kadına et yüz seksen beş derecede pişmeliydi ve tuzu az olmalıydı der demez Taeyong başını salladı.
"Haklıyım işte."
Jaehyun'un onu izlediğinden haberi yoktu, eğer olsaydı utancından ölebilirdi. Yüzü çok komik bir hal almıştı ona göre, Jaehyun ise bunu sevimli buluyordu.
Kumandayı eline alarak televizyonu kapattı Jaehyun. Bununla birlikte Taeyong ifadesiz bir şekilde gözlerini Jaehyun'a çevirdi. Jaehyun doğruldu, yerinden kalkıp Taeyong'un yanına oturdu ve ona doğru döndü.
"Bana hayatını anlatsana Taeyong."
Taeyong bunu garipsemiş olacak ki kaşlarını kaldırdı.
"Nereden çıktı bu?"
Jaehyun omuz silkti.
"Hiçbir konuda sesini çıkarmıyorsun, ama öyle yeteneklerin var ki... Sen de bilmiyorsun. Bunun altında yatan şeyi bilmek istiyorum."
Taeyong hafifçe başını salladı.
"Tamam, sana hayatımı tüm dürüstlüğümle anlatacağım. Ama önce soruma cevap vereceksin."
Jaehyun bunu kabul edercesine gözlerini kırptığında Taeyong hafifçe öksürdü ve sesini alçalttı.
"Jaehyun... Bana neden iyi davranıyorsun?"
"Ne demek bu şimdi?" dedi Jaehyun anlamadığını belli edercesine.
"Yani... Hayatım boyunca kimse senin bana davrandığın gibi davranmadı. Sen beni yeni yeni tanıyorsun ve buna rağmen bana evini açtın, bana arkadaş olduğumuzu söyledin. Bu garip hissettiriyor."
Jaehyun bir süre düşündü. Söyleyemezdi ki gerçekleri, Taeyong ondan korkardı.
"Doğru olan bu, Taeyong. Ben bir şey yapmıyorum. Sadece arkadaşıma iyi davranıyorum, hepsi bu."
Taeyong hafifçe başını sallayarak tebessüm etti. Jaehyun bu tebessüm yüzünden kalbini hissedemedi bir süre, ardından toparlandı ve gülümsedi.
"Bana hayatından bahset!"
Taeyong konuşmaya başlamak için derin bir nefes aldığı sırada zile basıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
traffic lights | jaeyong
Fanfiction"Yeşil ışık yandığında, arabaların durmasıyla birlikte koşmaya başlardı." ©renvoin