[story, jaehyun]
Filmin tartışmasız en iyi sahnesini soluksuz izliyorduk. Her şey harika gidiyordu, seçim anları hep ilgimi çekiyordu. Bilirsiniz işte, ya sen ya sevdiğin biri misali.
Uçurum sahnesini merakla izlerken fikrimi sesli bir şekilde dile getirdim.
"Bence sonunda adam ölecek."
"Hayır, adam çok sevimli... Kimse ölmesin."
Gözlerimi hızla Taeyong'un yüzüne çevirdim.
"Adam... Sevimli... Çok sevimli...?"
Taeyong hafifçe gülümsedi.
"Baksana, çok şirin gülüyor."
Başımı Taeyong'un dizinden kaldırdım ve yerimden kalkıp koltuğun en uç kısmına oturdum.
"Sevimliymiş... Ben daha sevimliyim."
Taeyong hafifçe güldü ve bana doğru yaklaştı.
"Jaehyun, bu neydi şimdi?"
"Adam çok sevimli, onu izlesene sen," dedim ve cebimden telefonumu çıkarıp ilgilenmeye başladım.
"Yapma şunu... Lisede mi kaldın?" dedi ve güldü Taeyong. Ardından oturduğu yerden kalktı ve elimden tutup beni çekmeye çalıştı.
"Kalk hadi, Jaemin'in yanına gidelim!"
Gözlerimi telefondan ayırıp ona baktım.
"Bir daha herhangi birine sevimli diyecek misin?"
Taeyong gülümsedi ve hızla başını olumsuz anlamda salladı.
"Evet."
"Aslın-"
Kapının çalmasıyla birlikte ikimiz de duraksadık. Taeyong elimi bıraktı.
Şu kapıya acilen lütfen gelmeyiniz yazılı bir kağıt asmam gerekiyor.
Koltuktan kalkıp yavaş adımlarla kapıya doğru yürüdüm, Taeyong da peşimden geldi.
Derin bir nefes alıp kapıyı araladım ve gelenlere baktım. Lucas'tan tutun, Jungkook'a kadar herkes buradaydı.
"Misafir kabul ediyor musun?"
Gözlerimi Lisa'ya çevirip başımı iki yana salladım.
"Hayır."
"Harika! Ben de öyle düşünmüştüm," dedi ve bir şey söylememi beklemeden içeri girdi Johnny hyung.
Kapıyı sonuna kadar açıp geri çekildim ve Taeyong'a baktım. O, şaşkın bir ifadeyle diğerlerine bakıyordu.
Herkes içeri girer girmez kapıyı kapattım ve onlara baktım. Hepsinin ilgi odağı Taeyong olmuştu.
"Merhaba Taeyong hyung!" dedi Jungkook neşeli bir ses tonuyla. "Jaehyun bahsetmişti senden."
Taeyong kısa bir süreliğine bana baktı, ardından gözlerini tekrar Jungkook'a çevirip tebessüm etti.
"Öyle mi?"
"Oo, bahsetmek ne kelime," diyerek güldü Chaeyoung.
Taeyong başını eğip hafifçe gülümsedi. Utanmıştı.
"İçeri geçsenize," dedim sesimi biraz yükselterek.
Dediğimi yapıp içeri geçtiklerinde Taeyong derin bir nefes alıp bana baktı.
"Jaehyun, sen arkadaşlarınla ilgilen. Ben birazdan gelirim," dedi gülümseyerek.
Gülümsedim ve bunu onaylayarak oturma odasına geçtim, ortamı inceledim. Lucas ve Sicheng yere oturmuşlardı, diğerleri ise koltuğa sıkışmayı başarmışlardı.
"Beni özlediğiniz için geldiğinizi düşünmüyorum," dedim soru sorarcasına.
"Johnny istedi. Sabah seni aramış ama açmamışsın," dedi Doyoung hyung.
"Doğrudur. Taeyong'la ilgileniyordum," dedim hafifçe başımı sallayarak, ardından sırtımı duvara yasladım.
"Al işte, dedim ben!" dedi Lucas sessizliğini bozarak. "Yeni çifti rahat bırakalım, işleri vardır dedim!"
Ne diyor bu?
Hafif bir öksürme sesiyle hepimiz gözlerimizi yeni içeri giren Taeyong'a çevirdik. O da az önce duyduklarını yeni idrak ediyor gibiydi.
"Özür dileriz enişte," dedi Lucas, Taeyong'a gülümseyerek.
"Yanlış anlıyorsunuz. Biz sevgili de-"
"İnkar etmene gerek yok Taeyong," diyerek güldü Seulgi.
"Ama gerçekte-"
"Utandı utandı," dedi Lisa sırıtarak.
"Sevgili değiliz," dedim ciddi ve net bir sesle.
Adını koyduğumuz bir şey yoktu ve böyle davranmaları Taeyong'u rahatsız etmiş gibi görünüyordu.
"Ama siz çok tatlısınız..." dedi Sicheng. Aksanı, Taeyong'un yüzündeki tedirgin ve huzursuz ifadeyi düzeltmişti.
"Sizi yakıştırıyorum. Yakıştırmayan var mı gençler?" dedi Lucas rahat bir ifadeyle.
Taeil hyung elini kaldırdı. Doyoung hyung, onun elini indirdi ve gülümsedi.
"Evet, herkes yakıştırıyor."
"Mezuniyetten sonra neler yaptınız?" diye sordum konuyu kapatmaya çalışarak.
"Eğlence."
"Ev."
"Sevgili yaptım."
Hepimiz aynı anda gözlerimizi Lucas'a çevirdik.
"Neden bizim yeni haberimiz oluyor?" diye sordu Taeil hyung.
"Keyfim size söylemek istememişti," dedi Lucas rahatlığından ödün vermeyerek.
"Kim peki?" diye sordu Lisa heyecanla.
"Kim Jungwoo. Görmelisiniz! O çok tatlı biri..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
traffic lights | jaeyong
Fanfiction"Yeşil ışık yandığında, arabaların durmasıyla birlikte koşmaya başlardı." ©renvoin