Zil çalmıştı ve sonunda okul bitmişti. Kalabalığın içinde ilerlerken yanıma Grant geldi. "Uzun zamandır görünmüyordun" dedim. "Florida'da bazı işlerim vardı halledip geldim." dedi. "Tanrım seni çok özledim duygusuz piç beni nasıl bırakıp gittin" dedim. Grant "Hey döndüm hakkımı yeme" dedi. Biz konuşurken yanımıza Kol geldi. Grant "Sen de kimsin?" dedi soru dolu bakışlarıyla. "Kol bir şey sordu sana" dedim. Kol "Biliyorum, sadece umursamuyorum." dedi. Bunu o kadar normal bir ses tonuyla söylemişti ki sinir oldum. Kol aceleyle "Lexi konuşmamız lazım" dedi. "Lexi benimde işim var, gitmem lazım sonra görüşürüz ufaklık" dedi Grant . Arkasından "Bunun hesabını yarın vereceksin" dedim ve Kol'a döndüm. "Ne var Kol?" dedim. Grant'a kötü davranmıştı bunu göz ardı edemezdim. "Yarın ki parti için kıyafet seçtin mi?" dedi benim dışımda her şeye bakarak! Ben burada dururken birde benle konuşurken bana bakması lazım. Hemen önüne atladım "Hey sen neye bakıyorsun öyle?" dedim. "Hiçbirşey evet soruma hala cevap alamadım" dedi. "Hayır bu gün alışverişe gitmeyi planlıyorum" dedim. "İyi bu gün alışverişe seni ben götüreceğim, balo eşimin gıpta edilecek kadar güzel olması lazım, ayrıca giydiklerine bakınca bu konuda pekte zevkli değilsin." dedi. Koluna vurdum ve "Sana ne bundan, istediğimi giyerim" dedim kollarımı göğsümde birleştirip. "Ayrıca bu açıda bakınca yanlış numara sütyen taktığını fark ettim" dedi. Derin bir iç çektim "Bana seni şurada öldürmem için bir neden ver"dedim. "Yakışıklıyım" dedi dudaklarının üst tarafını hafifçe kıvırarak. Ona doğru yaklaştım ve "Bu yeterli bir sebep değil" dedim. Bence gayet yeterli bir sebep" dedi ve geri çekildi. Birlikte dışarı yürüdük "Seni ben bırakayım mı?" dedi. "Hayır başka bir yere uğrayacağım" dedim. "O zaman saat 5'te alışveriş merkezin de buluşuruz." dedi ve arabasına binip uzaklıştı.
...
Saat 4'tü ve ben daha hazır değildim. Hızla eve girdim ve odama çıktım. Annem işteydi herhalde. Üzerime çıkarılması rahat bir şeyler giydim. Çünkü bir sürü kıyafet deneyecektim. Heyecanlıydım aslında. Üstüme birşeyler geçirdim saçımı toplayıp aşağı indim. Annem eve gelmişti sıkıntılı bir şekilde mutfakta sigara içiyordu. Yavaşça yanına sokuldum "Bir şey mi oldu anne?" dedim. Sigarayla oynuyordu. "Hayır tatlım bu gün sadece sevdiğim bir arkadaşım buradan ayrıldı. Onun için bira üzüldüm." dedi. "Kim?" dedim. "Tanımazsın iş yerinden" dedi. "Anne ben çıkıyorum alışverişe gitmem lazım yarın ki Mikaelsonların balosu için" dedim. Annem "Tamam tatlım kendine dikkat et" dedi. Evden çıkıtığımda derin bir iç çektim ve yürümeye başladım. Alışveriş merkezine geldiğimde Kol bir bankta oturmuş beni bekliyordu. Yanına gittim. Kafasını kaldırıp bana doğru baktı ve "Geldiğine göre mağaza gezmeye başlayalım çünkü pek kolay beğenen biri değilim." dedi. "Tamam " dedim.ve mağaza gezmeye başladık. Kol "İlk olarak sana doğru ölçülerde olan askısız bir sütyen almalıyız" dedi. "Kol istersen bunu ben halledeyim sen dışarıda bekle." dedim. Olumlu anlamda başını salladı. Yaklaşık 15 dakika sonra işim bitmişti mağazadan çıktım ve Kol'un yanına gittim. "Şimdide sana güzel bir elbise bulmalıyız" dedi. Mağazaların olduğu katta ilerlemeye başladık. Kol içlerinden en lüks mağazayı seçti. İçeri girdiğimiz an gözlerim kocaman şaşalı abiyelere takıldı. Kol kıyafetlerin içine girdi ve çıkmak bilmedi. Abartısız yarım saat bekledim onu. En sonunda elinde bir yığın abiye ile geldi yanıma. "Bunların hepsini deneyeceksin" dedi. "Çok beklersin bunları akşama kadar zor giyerim" dedim. Beni belimden kabine doğru itti. "Ne yapıyorsun Kol bırak beni!" dedim. Kabinin içine soktu beni ve kıyafetleride elime tutuşturdu. "Bende zamandan bol bir şey yok" dedi ve kabinin kapısını kapattı. İlk elbiseyi oflayarak giydim ve çıktım. Kabinin karşısındaki görkemli koltuklardan birine oturmuş beni bekliyordu. "Olmamış değiştir" dedi. "Bence gayet güzel" dedim. "Hayır kalçalarını çok çıkıntılı göstermiş göğüslerini de fazla küçük" dedi. İsteksizce kabine girdim ve diğer bir elbiseyi giydim. 2 saat mağazada kıyafet denedikten sonra en sonunda birinde karar kılmıştık onu alıp mağazadan çıktık. Tüm alış veriş tamamlandığın da saat 9 olmuştu dört saat. Yuh! ben nasıl dayandım. Alışveriş merkezinden çıkıp arabaya bindik. Eve geldiğimizde Kola' a teşekkür edip arabdan indim. İçeri girdim. Annem "Bunlar da ne tanrım!" dedi. "Balo partnerim zorla aldı." dedim. Annem "Ver bakayım şunlara bir göz atalım" dedi. Salona geçtik ve aldığımız şeylere annemle bakmaya başladık. Annem "Partnerin çok zevkliymiş, peki kim bu şanslı adam?" dedi bana bakarak. "Kol" dedim. Annem "Tanrım çok güzel olacaksın yarın, kimse senden gözünü alamayacak" dedi. "Bence kimse bana bakmasın rahatsız olurum" dedim annem bir kahkaha patlattı. Saçlarımı okşamaya başladı. "Anne ben çok yoruldum uyuyacağım" dedim. Annem"Tamam" dedi ve yavaşça odama ilerledim. Elimde ki paketleri bir kenara koydum ve geceliklerimi giydim. Kendimi yatağa attım ve uykunun cezbedici kollarına bıraktım.
![](https://img.wattpad.com/cover/61033116-288-k494687.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Sun Light
FanficLexi Branson içine kapanık normal bir kızdı. Taki kasabaya o gelene kadar. Kol Mikaelson. Her istediğini elde eden her şeye sahip olan yakışıklı bir genç adam. Bencil ve duygusuz, duyguların zayıflık olduğunu düşünen mutsuz biri. Fakat bazı korkular...