Medyaya mutlaka bakın şarkı bölümle çok uyumlu ve guzel.
Bu bölüm sırf her şey yerine otursun diye atıyorum. Hoşcakalın.
_______________________________________Flashback ;
Lexi'nin gözünden ;Büyük babam bana sarıldı ve "En doğru şey buydu." dedi. Sonra ellerini şakaklarıma dayayıp kulağıma anlam veremediğim bir şeyler söyledi. Gözlerini kapattı ve "Grass pakant de mis das do fas klante das." dedi. "Büyük baba ne yapıyorsun?" dedim. Birden kendimi ufak bir baş dönmesiyle doğduğum evde buldum. Yanımda bir tek büyük babam vardı. "Ne yaptın büyükbaba?" dedim etrafa bakınırken. "Zaman çizgini durdurdum. Şu an zaman ilerlemiyor. Ve senin ölmene izin vermeyeceğim." dedi. "Nasıl annem ellerinde gitmezsem onu öldürecekler." "Gerçekten ölmek istiyor musun?" dedi. "Hayır, ama zorundayım." dedim. Yine ufak çaplı bir baş ağrısı yaşadım ve kendimi bir hastanede buldum. Büyükbabam ve büyükannem vardı. Heyecanla birşeyler konuşuyorlardı. "Bu ne büyükbaba?" dedim heyecanla. "Dinle kızım" dedi parmağını sallayarak. Onları dinlemeye başladım. Büyükannem heyecanla "Tanrım! Buna inanamıyorum bir torunumuz olcak." dedi. Anlamıştım sanırım bu benim doğduğum gündü. Gözümden akan bir damla yaşı sildim. Sonra kapı açıldı. Tekerlekli sandalyeyle kucağında ben olan annem.doğum odasından çıktı. Büyükannem anneme doğru ilerledi ve beni kucağına aldı. Büyükbabam da yanlarına gelip beni sevmeye başlaı. "Bana neden bunu izletiyorsun?" dedim ağlamamak için verdiğim savaş sırasında. Ağlamaya başlamıştım. Büyükbabamda bana sarılıp ağlamaya başladı. "Ölmene izin vermeyecegim." dedi tekrardan. "Ya anneme ne olacak?" dedim. Yine bir baş dönmesi geldi bu sefer Kol ile okuldaki atışmalarımızı gösterdi bana. Kol o kadar güzel gülüyordu. Sonra beni ilk kez yürüdüğüm ana getirdi. Annem "Aman tanrım Lexi yürüyor!" diye bağırıp koşuyordu evin içinde. Sonra Kol'un beni ilk kez öptüğü ana geldik. "Seni seviyorum Lexi Branson." dedi. Sonra ilk doğum günümü izlemeye başladık. Annem o kadar mutluydu ki. Sonra Mikaelson balosuna geldik. Kol ile dans ediyordum. "Bunları görüyorsun değil mi Lexi? Peki sence ölmeye kaçıp gitmeye değermi? Sen benim savaşçı ruhlu kızımsın. " dedi. "Ama büyükbaba annem ellerinde bundan başka seçeneğim yok" dedim. "Hayır var!" dedi ve ekledi. "Bana güveniyor musun kızım?" dedi. "Evet" dedim ve boynuna sarıldım. Sonra gerçekliğe döndük bana göz kırptı ve "Hadi." dedi. Planı neydi bilmiyorum ama ona güveniyordum. Sonra annemin yanına gitti ve ona sarıldı. Sonra sunağa çıktım. Ardından da büyükannem. Bıçağı boğazıma dayarken bana hüzünlü bir gülümseme attı...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Sun Light
FanfictionLexi Branson içine kapanık normal bir kızdı. Taki kasabaya o gelene kadar. Kol Mikaelson. Her istediğini elde eden her şeye sahip olan yakışıklı bir genç adam. Bencil ve duygusuz, duyguların zayıflık olduğunu düşünen mutsuz biri. Fakat bazı korkular...