Karanlık

28 9 0
                                        

Biliyorum uzun zamandır bölüm atmadım cok özür dilerim. Hoşcakalın.
3 gün sonra
3.kişi ;
___________________________________
Derin bir nefes aldı ve kocaman açılmış gözlerle yataktan kalktı. Etrafıma bakınmaya başladı. Annesi kızının uyandığını farkedince yüzünde belli belirsiz bir gülümseme oluşmuştu.

"3 gündür uyuyordun." dedi gülümseyerek. Cevap gelmeyince endişeyle kızına seslendi "Lexi." dedi. Endişelendiği dehşet saçan bakışlarından belli oluyordu.

Kızın gözleri dolmuştu. Sadece bir noktaya odaklanmıştı. Duvard ki tabloya. O kadar ince detaylar vardı ki tabloda baktığın an konsepti anlamak imkansızdı. Ancak dikkatle bakarsan anlam verebilirdin. Tabloda hüzünlü bir kadın vardı. Karanlığın içinde tek başına ağlıyordu. İnce detaylar... Karanlığın iç kısmı lacivertti. Sonsuz bir boşluk gibiydi. Ren geçişleri ustacaydı.

Kadın endişeyle kızına sesleniyordu. "Lex iyi misin?".

"Orası karanlık ve ürkünçtü..." kız sonunda bir şeyler söyleyebilmişti. Gözleri dolmuş dokunsan ağlayacak bir haldeydi. Kız devam etti.

"Orada bir kadın vardı... Bana bir şeyin geleceğini söyledi... Hepimize ölüm getirecek bir şeyin.'' korkmuştu vede merak ediyordu. Buraya nasıl geldiğini?

"Lexi?" kadın kızına güven verici bir şekilde bakıyordu. Kız annesini farkettiğinde ona özlemle sarıldı. Sanki bir daha annesini hiç bırakmak istemiyormuş gibi.

"Anne seni..." cümlesinin devamını getiremeden ağlamaya başladı. Hıçkırarak ağlıyordu. Hem sevdiklerine bir şey olmasını istemiyordu, hemde birdaha o karanlığın içinde olmayı... O çaresizliği ve yalnızlığı hissetmek istemiyordu.

"Lexi bana neler olduğunu anlatmak ister misin?" annesinin sesi onu düşüncelerinden ayırmaya yetmişti.

"Bir kadın vardı... Bana dehşetle bakıyordu. Birinin geleceğini ve bizi sonsuz bir karanlığa hapsedeceğini söylemişti." yutkundu ;

"Anne ben bir daha o karanlığı yaşamak istemiyorum." annesi çenesini kızın başına dayadı ve yatıştırıcı bir şekilde saçlarını okşadı.

"Anne beni nasıl geri getirdiniz?" soru biraz şaşırtmıştı kadını. Henüz ona gerçekleri söyleyemezdi.

"Lexi bunları sonra konuşacağız. Şimdi duş alman lazım tatlım." dedi üstündeki kan lekelerini işaret ederek. Bu olayı ironik bulmuştu. Yüzünde hüzünlü bir gülümseme vardı. Gözlerinden kederli olduğu okunabiliyordu. O kadar barizdiki.

Lexi yavaşça banyoya ilerledi ve ardından kapıyı kapadı...

...

Kol (3. Kişi) :

Sinirli bir şekilde yolda yürüyordu. Boynundaki damarlar belirginleşmişti. Bu onda sinirli bir tezat oluşturuyordu. Gözlerinden alev saçılıyordu resmen. Uzun ve sık nefes alış verişleri ve alnına düşen kısa saçları ...

Aşık olduğu kızı kaybetmenin verdiği hüzünle yürüyordu. Aradan 3 gün geçmişti ve hala onu geri getirmenin bir yolunu bulamamıştı. Bir çok cadıyla görüşmüştü ve hiç biri ona yardım etmeyi kabul etmemişti. Yenilmekten, vazgeçmekten korkuyordu.

İlk defa birine bu kadar bağlanmıştı ve sonu hüsran...

Onu geri getiremeyeceğini kabullenmekten korkuyordu. İçinde hal küçük bir umut ışığı vardı ve o ışık bu aşkın asla son bulmasına izin vermeyecekti. Ara sokağa girdiğinde karşısında abisini görünce sanki herşeyi yeniden yaşamış gibi oldu. O an beklenmedik bir şekilde abisine yumruğu geçirdi. Abisinin arsızca gülüşünü gördüğünde ondan ne kadar çok nefret ettiğini anlamıştı. Genç adam asla duygularına yenik düşüp dövüşmezdi . Düşmanın devirecek stratejik hamleler yapardı hep. Fakat bu bir ilkti. Köklü bir acı ve sonsuz bir nefret besliyordu. Abisi onu omuzlarından tuttu ve uzun, sivri uçlu hançeri kardeşinin göğsüne sapladı. Kardeşi acıyla kucağına yığılırken kulağına birşeyler fısıldadı.

"Aşk aptallıktır kardeşim... Aşk bir hatadır... Ve sen o hatayı yapacak kadar aptaldın."

The Sun LightHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin