The Sun Light

Konuşma

Yukarıda ki videoyu ben yaptım. Son sahneleri bir arkadaşım yaptı ama çünkü ben montajda becerikli değilim. Herneyse yorumlarını bekliyorum
_____________________________

Lexi'nin gözünden;
Saat sabahın altısıydı ve ben gece boyunca hiç uyumamıştım. Daha doğrusu uyuyamamıştım. Bu gün gidip Kol ile konuşmaya karar vermiştim. Gidip onunla açık açık konuşacaktım. Açıkcası bu konuşmadan da emin değilim çünkü ona gerçek hislerimi nasıl açıklayacağım bilmiyorum. Aslında ben kendim de o cesareti de aramıyorum. Yavaşça yatağımdan doğruldum. Uykulu adımlara yatağımdan çıkıp mutfağa indim. Yavaşça dolapları karıştırmaya başladım. Kahve arıyordum. En sonunda bulabildim. Kahveyi alıp bardakların olduğu dolaptan bir kupa aldım. Kahveyi kupanın içine boşalttım. Telefonumun zil sesiyle irkildim. Arayan Grant'tı.
Alo
Alo Lexi
Bu saatte tek uyumayan ben değilim heralde.
Bence sen Kol ile konuşacağın için fazla heyecan yapıyorsun.
Bunu sana kim söyledi!
Beth
Ama ben söyleyecektim sana
Onu boş verde sen ne diyeceksin? Çünkü çocuğun karşısında donup kaldığında seni ben kurtaramam.
Bence bu konuyu kapatalım.
Bak... Gitmem gerekiyor ben seni sonra ararım
Görüşürüz.

Grant yine yapmıştı yapacağını. Ya karşısında donup kalırsam cidden?. Ama onunla konuşacaktım. Elime değen sıcak sıvıyla beraber irkildim. "Siktir!" dedim. Kahve icin hazırladığım su dökülmüştü. Hala bir bardağa yetecek kadar su vardı. Komik de olsa etrafa dökülen suyu umursamadan kupaya suyu boşalttım. Suyu sonrada temizleyebilirdim ama su soğurdu ben temizleyene kadar. Kahvemi yudumluyordum. Bir yandan da Candice ile mesajlaşıyordum. (Kalın olanlar Candice inceler Lexi)
Lexi uyuyor musun?
Hayır ne oldu?
Hiç canım sıkıldı
Bende Kol ile nasıl bir konuşma yapmam gerektiğini düşünüyorum.
Bence kendini çok kasma ne istiyorsan onu söyle.
Ama karşısında donup kalırsam.
Lexi bunlar cok saçma. İlk okul çocukları gibi. Neden donup kalasın ki?
Piç Grant söyledi. Tabi o şaka yaptı ama küçük detayları atlamayalım.
Sen konuşmazsan ben seni sürükleyip götürürüm Kol'un yanına.
Evlerinin nerede olduğunu biliyor musun?
Navigasyon sağolsun.
Candice böyle birşey yapmazsın demi?
Bal gibi de yaparım
Neyse ben uyuyacağım bazıları gibi arkadaşlarıma çatlak ve haince planlar hazırlamayacağım!
Görüşürüz tatlım :*
Bak pic üstünede alınmıyo
Senin uykun yokmuydu
Tamam tamam baybay

Bu mesajlardan sonra konuşmama gibi bir opsiyonum olmadığını anlamıştım. Neyse konuşacaktım. Odama çıktım ve kendimi uykunun huzur verici kollarına bıraktım.
...

Kol'un gözünden;
Bu gün New Orleans'a gidiyorduk. Rebekah istedi diye gidiyordum aslında. Aşağıdan Rebekah beni çağırıyordu.
"Kol gelir misin?". Aşağı indiğim de Lexi ile göz göze geldik. Rebekah yanımızdan ayrıldığında Lexi "Biraz konuşabilir miyiz?" dedi. "Tamam" dedim. Sadece tamam dedim. "Dışarıda konuşalım" dedi ve beraber dışarı çıktık. Yolda sessizce yürümeye başladık. Sessizliği bozan o oldu. "Kol ben bu olanlar hakkında konuşmak için geldim." dedi. "Seni dinliyorum" dedim. Biraz bekledi. Sanırım ne diyeceğini bilmiyordu. Ben konuşmaya basladım. "Lexi seni öptüğüm de ne hissetin bana gerçek duygularını söyler misin?" dedim. Utanmıştı, yanakları kızarmıştı. "Senden hoşlandığımı anlamıştım." dedi. "Neden kacıyorsun" dedim. "Kol ben söyleyecek bişey bulamıyorum." dedi gözleri dolmustu ve ağlamamaya çalışıyordu. "Yaptıklarım... Tamam saçmaladım zaten su an ben bizim adımıza konuşmaya gelmedim. Buradan ayrılacağınızı duydum ve beni bir sürtük olarak hatırlamanı istemedim." dedi. "Seni eve bırakayım mı?" dedim. Ağlamamaya çalışıyordu. "Bak ne diyeceğim" dedi ve devam etti "Lanet olası gururum olmasa şu an dudaklarına yapışırdım. Sana seni sevdiğimi söylerdim. Ama kahretsin ki ben o kadar cesaretli değilim! Ben korkak bir sürtüğüm ama su an bunu söyleyeceğim, seni deliler gibi seviyorum Kol Mikaelson!" dedi sokağın ortasında bağırarak. "Kendimden nefret ediyorum?" dedi. Ona yaklaştım ve dudaklarını dudaklarıma bastırdım. İlk başta biraz şaşırdı ama sonra karşılık verdi. Ayrıldığımızda "Seni seviyorum Lexi Branson" dedim.