Uyandığımda vakit öğleni geçmişti. Evde sadecee Semiha teyze vardı. Kahvaltımı yaptıktan sonra yürüğüş yapmak için sahile gitmeye karar verdim. Eşofmanlarımı giydim ve sahile doğru yürümeye başladım. 10 dakika sonra sahile geldim. Yürüğüş yapmak için çıktım ama çok üşendim. Kimsenin olmadığı bir bölüme geçtim ve kayalıkların üzerine oturdum. Biraz oturduktan sonra görüş alanıma iki kişi girdi. Biri Rüzgar diğeri ise Belma mıydı? Yok Belma diğeri Buket bu. Demek doğruymuş, gerçekten seviyorlarmış birbirlerini. Oysa ki ben. Ben... ne diyorum ben ya? Banane kimi seviyorsa seviyor. Paketimi yanıma aldığım aklıma geldi ve içinden bir dal sigara çıkardım. Çok fazla içmezdim, genellikle babamı düşündüğüm zaman içerdim. Şuan da olduğu gibi. İki yıl, babamsız geçen koskoca iki yıl. Onsuz sofralara oturduğum iki yıl.
"Çok erken bırakmadın mı beni baba? Sencede çok çabuk pes etmedin mi? Ben uyuyamadığım gecelerde yanımda yattığın zamanları çok özledim, saçlarımı senin tarayıp örmeni, seninle yeni kıyafetler almayı çok özledim ben baba. Artık ne saçlarıma özen gösteriyorum ne de giyimime. Herkes erkek gibi olmamdan şikayetçi. Arkamda beni koruyabilecek biri yok, beni koruyabilecek bir babam yok artık baba. Ben diğer kızlar gibi olursam nasıl koruyabilirim kendimi? Ben erkek gibi olmazsam kızlığımı nasıl koruyabilirim. Kimse çocukluğumda olduğu gibi masum değil, hiçbir şey eskisi gibi değil be baba. Ne sen iki yıl önceki yerindesin, ne ben iki yol önceki Dolunay'ım, ne de annem... annem dediğim kadınla tek bir bağım bile yokmuş baba. O kadın benim öz annem değilmiş. Hani biz birbirimize hiç yalan söylemeyecektik. Hani hep doğruları konuşacaktık. 15 yıl boyunca böyle bir yalanı nasıl sakladın benden baba? Ben nasıl benimle tek gram alakası olmayan bir kadını, beni günahı kadar sevmeyen bir kadını anne olarak gördüm? Benim gerçek annem nerde baba? O damı öldü yoksa? Ya da o da bana bir üvey baba mı buldu? Ama ben seni suçlamıyorım, mutlaka mantıklı bir açıklaman vardı. Ben çok yalnızım be baba, ne konuşabildiğim bir arkadaşım, ne sevdiğim çocuğu anlatabildiğim öz bir annem, ne de benim sevdiğim erkekten nefret edecek bir babam var. Yeni bir okula başladım ve arkadaştan çok düşman edindim kendime. Sanki tüm dünya benim benim karşımdaymış gibi, sanki herkes benden nefret ediyormuş gibi. Ben bunlara karşı direnemiyorum, güçlü bir kız olup, sana verdiğim sözü yerine getiremiyorum. Özir dilerim baba, affet beni. Ben... ben seni çok özlüyorum."
Konuşmamın sonuna doğru sesim kısılmış hıçkırıklarım artımştı. Tam sigaramı söndürmüş ayağa kalkacağım sırada omzumda bir el hissettim ve arkamı dönüp baktığımda ise... e bu kadarı da fazla ama yani.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Dolunay Gecesi
Teen FictionBüyüyemezsin! Kalbin kırılmadan, acı çekmeden. Boyutu önemli değildir acının. Mutlaka gelip vurmuştur seni en hassas yerinden. Yaşın 15! En değer verdiğin insan, aynı kanı taşıdığın, hayatında en önemli yere sahip olan insan eksilir hayatından. Baba...