Belma gittiğinden beri hiçbir şey konuşmadık Rüzgar'la. Ben uyumak için gözlerimi kapatmıştım fakat bir türlü uyuyamamıştım. Gözlerimi açtığımda Rüzgar'ı beni izlerken bulunca şaşırdım açıkcası. E hoşuma gitmedi de değil. Aslında onu bana yaptığından dolayı affetmek istiyorum, intikam falan almak istemiyorum ama zorundayım. Onlar bu kadar acımasız olabiliyorsa ben de olmalıyım. Bunları düşünürken Rüzgar elini gözümün önünde sallamaya başladı. Ona baktığımı farketmedim ve rezil oldum.
"Biliyorum, gözlerini benden alamıyorsun." dedi sırıtarak.
"Tabi canım. Gözlerim her yerde seni arıyor, hiç sorma!" dedim ben de alayla. E doğruluk payı vardı tabi biraz. Çok değil yani, birazcık.
Sonra Rüzgar mal mal sırıtmaya başladı. Ona anlamaz gözlerle bakarken hala gülüyordu."Ne sırıtıyon lan?" (Dolunay)
"Ha? şey yok bir şey."
"Hey Allahım ya."
Yapacak bir şey olmadığı için telefonumla uğraşmaya başladım. Allahtan telefonum cebimdeydi de şuan yanımda.
"Dolunay?" (Rüzgar)
"Hı?"
"Hı ne kızım hı ne? Az kibar ol!"
"Efendim Rüzgar'cığım?"
"Şey ya, ben seninle bir konu hakkında konuşmak istiyorum."
"Dinliyorum."
"Bu, hani okulda gaz kaçağı oldu ya"
"Eee?" dedim oturur pozisyonu alarak.
"Şey ya. Biz sigara şey etmiştik yanlışlıkla söndürmeden şey edinc-"
"Tamam tamam yorma kendini, ben biliyorum her şeyi."
"Nerden biliyorsun?" dedi telaşlı bir şekilde.
"Ben uyurken anlatmıştın."
"Ha." dedi ve arkasına yaslandı. Sonra anında eski pozisyonunu alarak.
"Uyurken nasıl duydun lan?"
"Uyumuyordum, sadece yorgunluktan gözlerimi açamıyordum."
"Anladım. O zaman kasıtlı yapmadığımızıda biliyorsun."
"Doğruyu söylemek gerekirse ona inandığımı söyleyemem."
"Yapma ama. Neden sana böyle bir şeyi kasıtlı yapalım ki?"
"Benden intikam almak isteyen anamdı zaten." dedim gözlerimi devirerek.
"Ya ben sana kıyamam ki." ne dedi bu. Ben dedi, sana dedi, kıyamam dedi. Bana dedi. BANA!
"Ne? Anlamadım."
"Seslimi düşündüm?"
"Evet dedim gülerek. O da mahçup olmuş bir şekilde gülümsedi. Şimdi neden böyle bir şey söylediğini anlamış değilim.
"Demek bana kıyamazsın he?" dedim sırıtarak.
"Ya o, o anlamda değil. Şeyden dolayı."
"Neyden dolayı?"
"Şey işte ya. Ya of tamam. Evet sana kıyamam çünkü senden hoşlanıyorum. Düşünüyorum belki ciddi bir şey değildir, öncekiler gibidir diye. Ama olmuyor, kurtulamıyorum bu histen, gittikçe saplanıyorum. Zaten kurtulmak istemiyoru. Senin gülüşün, gözlerin, kirpiklerin, saçların. Karşı koymam çok zor. Gözlerim her yerde seni arıyor, kulaklarım senin sesini duymak için can atıyor. Baktığım her yerde seni görüyorum, her yeri geç resmin göz kapaklarıma çizilmiş gibi her göz kırpışımda seni görüyorum."
Söyledikleri karşısında ağzım açık bir şekilde baka kaldım. Buna benzer şeyler söylemesini bekliyordum ama bu kadarını rüyamda bile göremezdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Dolunay Gecesi
Roman pour AdolescentsBüyüyemezsin! Kalbin kırılmadan, acı çekmeden. Boyutu önemli değildir acının. Mutlaka gelip vurmuştur seni en hassas yerinden. Yaşın 15! En değer verdiğin insan, aynı kanı taşıdığın, hayatında en önemli yere sahip olan insan eksilir hayatından. Baba...