Belma bana;
"İyi misin canım?" diye sorduğunda takındığım şaşkın yüz ifadesine kıkırdadı.
"İyiyim, teşekkür ederim. Niye hastanedeyiz? Okuldan ne ara geldim ben buraya?" diye sorduğumda ikiside birbirine baktı. Belma tam bir şeyler söyleyecekti fakat Rüzgar boğazını temizledi ve onu susturarak kendisi konuşmaya başladı.
"Okulda kazan dairesinde gaz kaçağı başlamıl ve ne yazık ki sen de ordaymışsın. Sahi ne yapıyordun orda?"
"Okula geldim geleli sınıf ve kantin arasında mekik dokudum resmen, öyle bi gezmek istedim. Peki neden çıkmış o kaçak biliyor musunuz? diye sordum. Bakalım ne cevap verecekler.
"Nedenş bilinmiyor. Ama araştırmaya başlamışlardır."
Başka ne söyleyecekti ki tabi. Rüzgar bu cevabı verdiğinde Belma ona öldürecekmiş gibi bakıyordu. Büyük ihtimal o da neler olduğunu biliyor ve bu konu onu da sinirlendirmiş olmalı. Okulda ki davranışından sonra benim yanımda olması... ne biliyim garip değil mi sizce de?
Rüzgar'a "anladım" dedim ve devam ettim.
"Rüzgar burda su yokta bana kantinden su alabilir misin?"
"Alırım tabi. Başka bi şey istiyor musun?"
"Hayır, sağol."
"Belma, sen?"
"Yok! Ben de istemiyorum."
Bize göz kırptı ve odadan çıktı. Tırnaklarımla uğraşmaya başladım ve bir an da;
"Biliyorum her şeyi!" dedim. Belma bana döndü ve
"Ne? Neyi biliyorsun?" dedi.
"Rüzgar ve Berke. Onlar yüzünden burda yatıyorum şuan." Şaşkınlığını belli eden bir yüz ifadesiyle baktı bana.
"Şey, ııı. Nerden biliyorsun?"
"Biraz önce, sen yokken Rüzgar ben uyuyorum sandı ve anlattı. Uyumuyordum ama gözlerimide açamıyordum. Bilmiyormuş gibi davranacağım, sen de söylemezsen sevinirim."
"Yok söylemem de, yani onlarında pek suçu yok aslında. Sigara içmişler ve izmaritlerini söndürmeyi unutmuşlar. Kasıtlı yapılmış bir şey değil yani."
"Ben ondan pek emin değilim. Zaten aramızda yaşanmış bazı sorunlar var, sen de biliyorsun. Mutlaka bir şeyler planlıyorlardı.
"Bence öyle düşünmemelisin. Başta ben de senin gibi düşündüm ama dinleyince öyle değilmiş. Ama eğer öyleyse bilki ben de senin yanındayım. Böyle saçmalıklara tahammülüm yok. Her ne kadar sevgilim ve arkadaşım olsalarda bu çok acımasızca yapılan bir şey."
"Ya senin kafana bi şey mi düştü? Daha iki gün önce atar yaptığın kız ben, dediğimde gülüştük."
"Dediğim gibi tahammülüm yok böyle leylere. Ayrıca kin tutabilen bir insan değilim. Sadece sevgilimle uğraşman sinirimi bozdu. Son olarak o yanımda ki kız, Buket. O kızı sevmem pek. Sadece seninle konuşacağımı duymuş, o da Rüzgar'a takık. Kuyruk gibi takıldı peşime."
"Cumartesi günüydü galiba, sahilde gördüm ikisini. Bence Rüzgar'da onu seviyor."
"Yok be. Bizim ısrarlarımıza dayanamayıp buluştu kızla."
"Anladım."
Belma bir şey söylemek için ağzını açmıştı ama Rüzgar gelince söylemedi. Belma'ya döndüm ve sessizce "söylemek yok!" dedim. O da bana göz kırptı. Bu kızı sevmeye başladım.
"Al bakalım." (Rüzgar)
"Teşekkür ederim." dedim ve Rüzgar gülümsedi. Ulan o mavi gözlere bir de bu gülüş eklenince çok başka bir çocuk oluyor. Resmen Allahın lütufu. Ama hemen yok kıyamam, yok çok tatlı gülüyor düşüncelerine kapılmak yok Dolunay. Bu sefer acımak yok!
"Ulan ben burdan ne zaman cıkıcam burdan? Kaç saatir burdayız çıkalım artık." (Dolunay)
"2 buçuk 3 saattir burdayız. Ve bu gecede burdayız, yarın taburcu olacaksın." (Rüzgar)
"Öh anasının gözü, iyiyim ben işte ya gidelim hadi." (Dolunay)
"Olmaz Dolunay! Ne olur ne olmaz, burda kalman lazım. Hem Rüzgar'da yanında gece, sıkılmazsın." (Buğçe)
"Ha?" (Dolunay)
Rüzgar, bu gece, benimle KALACAK. Başka?"Normalde annen kalacaktı ama önemli bir ameliyatı varmış tekrar gitmek zorunda kaldı. Ben de yanında kalıcam bu gece yalnız kalmaman için." (Rüzgar)
"Nasıl yani annem geldimi?" dedim heyecanlı bir şekilde. Rüzgar farketmiş olmalı ki;
"Tabi geldi canım, çok endişelendi senin için. Gitmek istemedi ama telefondaki ısrar edince gitmek zorunda kaldı." dedi. Yok yere günahını aldım kadının be.
"Senin burda kalmana gerek yok. Ben yalnızda kalabilirim."
"Olmayacak öyle şey kıvırcık hanım. Ayrıca annene söz verdim, gidersem çok ayıp olur." Ay bir de annenle mi konuştun sen. Dur bir dakika. Kıvırcık hanım mı dedi o bana? Ulan sen ne yapmaya çalışıyon bana. Ay öldüresi var beni.
"Benim bir işim var arkadaşlar, onu halledip gelicem. Zaten Rüzgar burda ama bir şey olursa ara mutlaka, tamam mı canım?" (Buğçe)
"Teşekkür ederim. Yanımda olduğun için." (Dolunay)
Öpücük attı ve çıktı odadan. Sadece Rüzgar ve ben kaldık. Açıklar mısınız biraz neden? Neden ben uzak durmaya çalıştıkça bu çocuk dibimde bitiyor? Ulan benim bu kalp niye bu kadar hızlı atmaya başladı? Ölüyom mu noluyo? Doktooğğr.
Selamlaaar!! Nasılsınız yavrular. Yorumlarınızı bekliyorum arkadaşlar bölümle ilgili düşüncelerinizi yazın lütfen
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Dolunay Gecesi
Teen FictionBüyüyemezsin! Kalbin kırılmadan, acı çekmeden. Boyutu önemli değildir acının. Mutlaka gelip vurmuştur seni en hassas yerinden. Yaşın 15! En değer verdiğin insan, aynı kanı taşıdığın, hayatında en önemli yere sahip olan insan eksilir hayatından. Baba...