Yazar'dan:
Okulda öğretmenler toplantısı olduğu için tüm okulun dersi boştu. Rüzgar ve Berke'de bu durumu fırsat bilip sigara içmek için kazan dairesine indiler. Sigaraları bittiğinde izmaritlerini attılar fakat söndürmeden çıktılar. İzmaritleri borulara yakın bir yere attıkları için orada gaz kaçağı başladı. Rüzgar ve Berke çıkarken Dolunayı gördüler ve birbirlerine anlamaz gözlerle baktılar. Sonra umursamadan yollarına devam ettiler. Dolunay o katı gezdikten sonra kazan dairesine girdi. Başta burnuna gelen gaz kokusunu umursamadı fakat bir süre sonra nefes almakta zorluk çektiği için bayıldı. Kazan dairesinde ki alarm çalmaya başladığında tüm okul endişeli bir şekilde okulu boşalttı. Müdür durumu açıklamak için herkesin sıraya girmesini söyledi.
"Arkadaşlar, kazan dairesinde gaz kaçağı başlamış, nedenini bilmiyoruz. Tiyatro salonumda ya da o katta arkadaşlarınız var mı?"
Herkes kendi arasında konuşmaya başladığında Berke'nin aklına Dolunay geldi. Rüzgar'a yaklaştı ve
"Dolunay aşağı inmişti ya lan! Kurtulduk kızdan." dedi ufak çaplı sevinç dansı yaparak.
Berke'nin Dolunay'a siniri geömişti fakat yumruk olayını gururuna yediremediği için ona pek iyi davranmıyordu. Rüzgar şok olmuş bir şekilde;"Amca- müdür bey Dolunay... Dolunay tiyatro salonuna inmişti." dedi.
"Oğlum niye söylüyosun?" dedi sinirlenen Berke.
"Berke salak salak konuşma abi, kız orda ölebilir!"
Müdür yangın çıkma tehlikesinin olabileceği için itfaiyeyi çağırdığını ve itfaiye gelene kadar Dolunay'ın orada kalacağını söyledi.
"Ne demek orada kalacak, resmen ölüme sürüklüyorsunuz kızı!
(Rüzgar)"Rüzgarcım yeterli malzememiz olmadığı için onu kurtarmaya girenlerde tehlikeye girebilir."
(Müdür)"Sokmuşum tehlikesine!" dedi ve üzerindeki kazağını burnuna kadar çekti ve okuldan içeri girdi. Okuldan içeri girdiğinde gaz iyice yayılmıştı. Dolunay'ı o halde görmek gözlerinin dolmasına sebep oldu ama saniyesinde kendine geldi. Dolunay'ı kucağına aldığında kazağı kaydı ve burnu açıldı. Bir süre sonra koku onuda etkiledi ve öksürmeye başladı. Hızlı bir şekilde üst kata çıktı ve Dolunay'ı bahçeye çıkardı. Kapıdan çıktığı anda "ambulansı arayın" diye kükredi. Birkaç kişi hırkasını yere serdi ve Dolunay'ı oraya yatırdı. Müdür Rüzgar'ın yanına geler;
"Oğlum sen ne yapıyorsun? İçerde sana da bir şey olabilirdi."
"Ama olmadı!" dedi ve Dolunay'a döndü.
"Dayan be güzelim, sık dişini. Daha birbirimize anlatacağımız çok sırrımız var." dedi
Bu sırafa Berke geldi.
"Abi ne yapıyorsum sen?"
"Ne yapıyora benziyorum kardeşim?"
"Ulan biz bu kızı düşman saymadık mı? Neyine yardım ediyorsun?"
"Bu kız benim düşmanım değil, olmayacak!" değil ve olmayacağa bastırarak söylemişti ve konunun kapanmasını sağladı.
Ambulans geldiğinde Rüzgar Dolunay'ın yanında Buğçe'yi gönderdi ve kendiside Dolunay'ın annesine haber vermek için Dolunay'lara gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Dolunay Gecesi
Novela JuvenilBüyüyemezsin! Kalbin kırılmadan, acı çekmeden. Boyutu önemli değildir acının. Mutlaka gelip vurmuştur seni en hassas yerinden. Yaşın 15! En değer verdiğin insan, aynı kanı taşıdığın, hayatında en önemli yere sahip olan insan eksilir hayatından. Baba...