Rüzgar çıktıktan sonra Belma'ya döndüm. Dalgınca oturmuş ayaklarıma odaklanmıştı. Ne olduğunu anlamak için ayağıma baktığımda çoraplarımın Miki Mouse'li olduğunu gördüm. Çizgi film karakterli çoraplar giymek hoşuma gidiyordu. Düşüncelerimden sıyrıldım ve Belma'ya döndüm. Gözleri doluydu.
"Belma, bir şey mi oldu?" Cevap vermedi.
"Belma n'oldu?" Yine cevap vermedi.
"BELMA!" diye bağırdım en sonunda.
"Hı? Ne? N'oldu?" diye sordu şaşkınca.
"Ya ejderham gelmişte beni ziyarete. Sokmuyorlarmış hastaneye. Sen bi gidip baksana."
"Ne diyosun kızım ya?"
"Karadeniz'de diyorum, gemilerin balıklama dalıyo denize. Hayırdır?" diye sordum.
"Bir şey yok ya. Yoruldum biraz."
"Yorulduğun için mi gözlerin dolu?"
"Değil gözlerim benim dolu."
"Hadi ama Belma. Yalan bile söyleyemiyosun. Türkçen kaydı iki dakikada. Bir şey olmuş işte, Berke'mi bir şey söyledi?"
"Şey ya... şey oldu. Ayrıldık işte ya."
"Ne alaka lan? Neden?
"Boşver ya saçma sapan konular işte."
"Belma anlat işte. Yani daha bugün samimi olduğun birisine anlatmak istemezsen anlarım. Fakat dertleşmek istediğin her an ben yanındayım, bundan emin olabilirsin."
"Teşekkür ederim ama şuan anlatmasam iyi olacak. Sonra anlatırım."
"Tamam canım."
Şimdi niye ayrıldı ki bunlar. Ben bunların ayrılma sebeplerini düşünürken sırıtmama sebep olan soruyu sordu Belma.
"Ee siz ne yaptınız?"
"Hiiç ne yapıcaz canım"
"Sırıttığına göre güzel şeyler olmuş, anlat hadi." dedi Belma. Daha çok sırıttım.
"Tamam söylüyorum." dedim ve önemli bir şey anlatacakmış gibi boğazımı temizledim, zaten önemli. Neyse kız meraklı meraklı bakıyo bekletmeyim.
"Rüzgar benden hoşlandığını söyledi." dedim hızlı hızlı. Belma şaşkınlıkla harmanlanmış bir gülümsemeyle bakıyordu.
"Hadi canım. Rüzgar, senden hoşlandığını söyledi, sana söyledi, nasıl söyledi?"
"Dur bir sakin ol, anlatıcam." dedim ve olan biten her şeyi anlattım. Belma hala şaşkındı.
"Bak sen bizim Rüzgar'a"
"Öyle yani."
"Ben biliyordum. Rüzgar'da sana karşı bir şeyler vardı. Yine yanılmadım." dedi egosunu tatmin ederek, güldüm bende.
"Ee sen ne dedin?." (Belma)
"Bir şey diyemedim işte, konuşacaktım sen geldin."
"Peki ne söyleyeceksin?"
"İnan bilmiyorum. Yani olmaz be Belma. Yapamam ben."
"Neyi yapamazsın kızım? Sen bir şeyler hissetmiyor musun ona karşı?"
"Onu da bilmiyorum işte. Hissettiğim şeyler nasıl tanımlanıyor bilmiyorum."
"Neler hissediyorsun söyle bakalım" dediğinde düşündüm bir süre. Söylemek ve söylememek arasında gidip geldim. Fakat söylesem belki yardımı dokunabilirdi.
"Mmm, yani nasıl anlatsam. Onun hep yanımda olmasını istiyorum açıkçası, onunla konuşmak, varlığını hissetmeknistiyorum. Gözlerinin derinliklerinde mutluluğu görmek istiyorum ama bunun ne olduğunu, hissettiğim şeylerin ne anlama geldiğini bilmiyorum."
"Kızım sen çoktan kapılmışsın bu çocuğada haberin yok." dedi ufak bit kahkaha atarak.
"Öyle mi dersin?"
"Öyle tabi."
"Neyse ya. Zaten söylemiycem ona ne hissettiğimi!"
"Neden?" diye sordu şaşkın yüz ifadesiyle. Söylemiycektim çünkü onlardan almam gereken bir intikam var. Evet Rüzgar'a karşı bir şeyler hissediyorum ama yapamam, bana böyle davranan insana onu sevdiğimi söyleyemem.
"Söylemiycem çünkü onun yüzünden bu haldeyim. Böyle bir insana güvenemem."
"Bak Dolunay, evet burda bulunmanın sebebi onlar ama emin ol kasıtlı yapılan bir şey değil. Öyle olsa zaten ben sana söylerim ona hislerinden bahsetme diye!"
"Sen onun yıllardır arkadaşısın, beni yeni yeni tanıyorsun. Sence bu konuda benim yanımda olman doğru mu?" dediğimde kaşları hafif çatıldı ve anında cevap verdi.
"Bu konuda senin yanında olmasaydım şuan Berke ile ayrı olmazdık!"
"Ne?" dedim aşırı şaşkın bir şekilde cevap vererek. Ne yani bu konu yüzünden mi ayrıldı bunlar?
"Şey ya. Yani ben senin yanındayım bunu demek istedim."
"Belma! Benim yüzümden mi ayrıldınız?"
"Hayır canım saçmalama?"
"Belma ba-"
"Dolunay'cım yok öyle bir şey. Bak sende yoruldun hadi yat uyu artık, yarın konuşuruz bunları."
"Peki Belma hanım sizin dediğiniz gibi olsun." dedim ve gülümsedi sadece.
Uyumak için gözlerimi kapattığımda benim yüzümden ayrılma ihtimalleri moralimi bozmuştu. Kendimi suçlu hissetmeye başladım. İnşallah bu konu yüzünden değildir.
Rüzgar efendiye gelecek olursak. Bizden cidden olmazdı. Biz düşmanız, sevgili falan olamayız. Yani düşman aşıklar olamayız, olmamalıyız.
Buna da kanaat getirdikten sonra kendimi uykuya verdim. Bugün cidden çok yorulmuştum.
Selam arkadaşlar. Umarım yeni bölümü beğenirsiniz.
Size biraz üzücü haberim var. Bir süre yeni bölüm yazamayacağım maalesef. Sebebine gelecek olursak maalesef ki ben de sınıf tekrarına kaldım ve derslerime çalışmam gerekiyor. Ders aralarında da yeni bölümler yazmaya çalışacağım ama söz veremem. Sizleri seviyorum, kendinize iyi bakın. 💓💋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Dolunay Gecesi
Teen FictionBüyüyemezsin! Kalbin kırılmadan, acı çekmeden. Boyutu önemli değildir acının. Mutlaka gelip vurmuştur seni en hassas yerinden. Yaşın 15! En değer verdiğin insan, aynı kanı taşıdığın, hayatında en önemli yere sahip olan insan eksilir hayatından. Baba...